"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1323 E., 2022/2302 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekilleri Av. ... vd.
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 15.05.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Burdur Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/237 E., 2021/71 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlenmesi, birleşen davanın kabulü, aleyhine hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden, davalı- davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen ziynet alacağı talebi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar, davalı- davacı kadın vekili tarafından ziynet alacağı davasının tefriki, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Bölge adliye mahkemesince verilen tefrik kararı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/l-a-5. maddesi kapsamında olup bu maddede davaların ayrılmasına yönelik kararların kesin nitelikte olduğu açıkça belirtilmiştir.Davalı- davacı kadının tarafından temyiz isteminde bulunulan bölge adliye mahkemesi kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 5 inci alt bendine göre kesin nitelikte olduğundan, davalı- davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik tefrik kararına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekilleri tarafından reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında görülen 2015/439 Esas 2016/84 Karar sayılı boşanma davasının reddedildiğini, tarafların bu tarihten itibaren bir araya gelmediklerini, evliliğin tekrar kurulmadığını, 3 yıl geçtiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davalının hakaret ve tehdit ettiğini, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, sadakatsiz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, onur kırıcı davranışlarının olduğunu belirterek, 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına,100.000 TL maddî, 100.000 ,00 TL manevî tazminata, 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından Mahkemenin 2015/439 Esas 2016/84 Karar sayılı dosyasında kadın aleyhine boşanma davası açıldığı, Mahkemece 04.03.2016 tarihinde davanın reddine karar verildiği, kararın 29.04.2016 tarihinde kesinleştiği, işbu, davanın reddine karar verilen davanın kesinleşme tarihinden itibaren üç yıllık süre geçtikten sonra 15.05.2019 tarihinde açıldığı, toplanan delillerden ve davacı tanıklarının beyanlarından reddine karar verilen boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren üç yıllık süre geçmesine rağmen tarafların tekrar bir araya gelerek karı-koca hayatı yaşamadığı hususunun sabit olduğu 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen boşanmanın şartları oluştuğu, birleşen dava yönünden erkeğin 2015 yılında birlikte yaşayacakları vaadiyle kadın ve çocuklarının ...'ye taşınmasını sağladıktan sonra kendisinin Burdur ilinde yaşamaya devam ettiği bu haliyle birlikte yaşama yükümlülüğüne aykırı davrandığı, farklı illerde yaşadıkları dönem içerisinde yanlarında olmayarak eşine karşı evlilikten beklenen yeterli ilgiyi göstermediği, Mahkemenin 2015/439 Esas sayılı dosyasında kadına kusur isnat ederek açtığı boşanma davasının temelden sarsılma olgusunun ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verildiği, bu tarihten sonra erkeğin eşiyle barışmak ve müşterek konutta ortak yaşamı yeniden tesis edebilmek için herhangi bir girişimde bulunduğunu iddia etmediği dikkate alınarak reddedilen boşanma davasını açarak fiili ayrılığa neden olan kişinin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile, asıl dava yönünden 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca birleşen dava yönünden ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba arasında şahsi ilişki tesisine, kadın yararına takdir edilen aylık 750,00 TL., müşterek çocuk yararına takdir edilen aylık 500,00 TL. tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile, karar kesinleştikten sonra kadın için yoksulluk, çocuk için iştirak nafakası olarak devamına, 25.000,00 TL.maddî ve 15.000,00 TL. manevî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlenmesi, birleşen davanın kabulü, aleyhine hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile reddedilen ziynet alacağı talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk davadan sonra erkeğin başka bir kadınla yaşamak suretiyle sadakatsiz davrandığı sabit olduğu halde erkeğe sadakatsizlik kusurunun yüklenmemiş olmasının hatalı olduğu, buna göre davacı- davalı erkeğin ilk davanın reddinden sonra başka bir kadınla yaşamak suretiyle sadakatsiz davrandığı, farklı illerde yaşadıkları dönem içerisinde kadın ve çocukların yanlarında olmayarak eşine karşı evlilikten beklenen yeterli ilgiyi göstermediği, birlik görevlerini ihmal ettiği erkeğin yine de ağır kusurlu olduğu ayrıca kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile kadının ziynet alacağı talebi boşanmanın fer'î taleplerinden olmaması nedeni ile eldeki dosyadan tefrikine, kadının kusur belirlenmesi ve manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf talebinin kabulüne, kadın yararına 25.000,00-TL manevî tazminatın boşanma kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kocadan alınarak kadına verilmesine erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun hangi taraftan kaynaklandığı, nafaka ve tazminat takdirinde, miktarında hata edilip edilmediği, tarafların açtığı davaların kabulünün doğru olup olmadığı, ziynet alacağı davasının tefrikinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası. 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Davalı- davacı kadın vekilinin ziynet alacağı davasının tefrikine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Taraf vekillerinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
b)Davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya geri verilmesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.