Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10882 E. 2023/2126 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin değerlendirilmesi ve uygulanacak hukuk kuralları dikkate alındığında, yerel mahkemenin boşanmaya karar vermesi ve davalı kadının taleplerinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/467 E., 2022/1463 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/16 E., 2020/686 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ailesine saygı göstermediğini, eş ve ailesine hakaret ettiğini, ailesinin eve gelmesini istemediğini, ortak çocuk doğduktan sonra ayrı odalarda yatmaya başladıklarını, aralarında duygusal ve cinsel anlamda bir bağlılık kalmadığını, özel durumlarını ailesine, arkadaşlarına ve ortak çevresine anlattığını, en ... tartışmayı kavgaya dönüştürdüğünü, en son 26.05.2018 tarihinde şiddet uyguladığını, iş amaçlı yurt dışı seyahatlerini ve yoğun çalışmasını sorun ettiğini belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanunu) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ayda sadece bir defa eve geldiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birden fazla kadınla aldattığını, çok kez fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, hakaret ettiğini, davacının ailesinin, tarafların evliliklerine karıştığını, annesinin, kadını hor gördüğünü, 17.09.2018 tarihinden beri eve gelmediğini arayıp sormadığını belirterek asıl davanın reddini, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL değerindeki takı bedelinin kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 23.10.2019 havale tarihli dilekçe ile karşı boşanma davasından feragat etmiş, 24.10.2019 tarihli duruşmada da davalı asil ve vekili karşı davadan şarta bağlı olmadan özgür iradeleri ile feragat ettiklerini beyan etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe şerefsiz, adi, pezevenk gibi sözler söylediği, erkeğe salak, geri zekalı dediği kocanın ailesine karşıda aynı sözler ile birlikte cahil, sonradan görmeler dediği, kadının açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiği ve bu nedenle erkeğe kusur atfedilemeyeceği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda kadıuın tamamen kusurlu olduğu ve çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin anneye verilerek baba ile arasında şahsi ilişki tesisine hükmedildiği gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve 3.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına ve kadının tazminat ve yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, tarafların birlikte yaşamaya devam ettiklerini, ortak çocuğu düşünerek davasından feragat ettiğini, erkeğin dava tarihinden sonra da sadakatsizliğinin devam ettiğini, sonradan oluşan sadakatsizlik vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenebileceğini belirterek hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; erkeğin sadakatsiz olduğunu, iki farklı kadınla aldattığı, feragatin dava aşamasında olması sebebi ile dava öncesi af anlamında olmadığını, eşinin fiziki ve psikolojik şiddetine, hakaretlerine ve aşağılamalarına maruz kaldığını, önce karşı boşanma davası açtığını ancak zamanın geçmesi , erkeğin bu süreçte müşterek eve gelmeye devam etmesi ile paylaşımlarının devam etmesi ve kızının bu aşamadaki psikolojisine verdiği önem sebebi ile davasından feragat ettiğini, erkeğin tamamen kusurlu olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, kadın yararına tazminatlar ile yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü , 175 ..., 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci, 51 ..., 52 nci ve 58 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.