Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10896 E. 2023/1842 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun belirlenmesi, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu ile ziynet alacağı talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davalı kadının eşinden kaynaklanan kusurlu davranışları affettiğine dair yeterli delil bulunmadığı, erkeğin kadını evden kovması ve evin kilidini değiştirmesi gibi eylemlerinin boşanmaya sebebiyet verdiğine dair delillerin varlığı, kadının ise boşanmaya sebep olacak nitelikte bir kusurunun bulunmadığı ve bu nedenle erkeğin davanın reddine ilişkin talebinin reddi gerektiği, diğer yandan kadının karşı davasında verilen boşanma hükmünün kesinleşmesi nedeniyle erkeğin boşanma davasının konusuz kaldığı, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenirken dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun hareket edildiği gerekçeleriyle davalı erkeğin temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden hüküm verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü nafakalar ve tazminatlar yönünden kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, sair yönlerden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının kabulü, ortak çocuk ... velâyeti yönlerinden verilen hüküm davacı karşı davalı erkek tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı karşı davalı erkek vekilinin kadının boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının kabulü, ortak çocuk ...'in velâyeti yönlerinden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yönler dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının erkeğin akrabalarının evlerine gelmesini istemediğini, sürekli alışverişe çıkarak gerekli gereksiz birçok harcamalar yaparak müvekkilini maddî olarak zor durumda bıraktığını, istedikleri alınmayınca müvekkiline saldırdığını ve evdeki eşyaları kırıp döktüğünü, eşine hakaret ettiğini, müvekkilinin bu davranışları sebebi ile kadını doktora götürdüğünü, doktorun ilaç tedavisi verdiğini ancak ilaçlarını düzenli kullanmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarını, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, davacı karşı davalı erkeğin müvekkiline psikolojik baskı uyguladığını, evden kovarak baba evine gönderdiğini, müvekkilinin ziynet eşyalarını davacı karşı davalının kendi banka kasasında muhafaza ettiğini, ev alınırken bu ziynetleri müvekkilinin rızasını almadan bozdurarak peşinat olarak ödediğini, evlilik birliği boyunca davacı karşı davalının eşine kötü davrandığını, bankadan borçları nedeni ile eve haciz geldiğini, müvekkilinin bu durumu davacı karşı davalıya sorduğunda inkar ettiğini, eşine sürekli yalanlar söylediğini, hakaretler edip boğazına sarıldığını, lohusa olduğu dönemde dahi kendisine yardım etmeyerek birlik görevlerini yerine getirmediğini, bilgisi dışında çeşitli yerlere borçlandığını ve kefil olduğunu, 22.02.2018 tarihinde kadının babasına "bunu al götür" diyerek evden kovduğunu, daha sonrasında ise evin anahtarını değiştirdiğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar için aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminat ve şimdilik 20.000,00 TL ziynet eşyası bedelinin yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı karşı davacı vekili 27.05.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; ziynet eşyalarına ilişkin bedel taleplerini 23.360,40,00 TL artırarak toplam 43.360,40,00 TL ziynet eşyasına ilişkin alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini ve davacı karşı davalı eşin alt katta oturan S.G. isimli kadın ile birlikte olduğunu sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, yine S.D. isimli kadınla telefonda cinsel içerikli yazışmalarının olduğunu belirterek, ziynet alacağı bedelini, cevap ve karşı dava dilekçesini ıslah ettiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2020 tarih, 2018/223 Esas ve 2020/460 Karar sayılı kararı ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'nın velâyetinin davacı karşı davalı babaya verilmesine, ortak çocuk ...'in velâyetinin davalı anneye verilmesine, kişisel ilişki tesisine, velâyeti davalı anneye verilen ortak çocuk ... için aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine, davalı karşı davacı kadının fazlaya ilişkin nafaka ve maddî-manevî tazminat talebinin reddine, ortak çocuk ... ... için iştirak nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ve ziynet eşyası alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili tarafından, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'in velâyeti, ortak çocuk ... ile davacı karşı davalı arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi, nafakalar, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri, ziynet eşyası alacağı davasının kabulü yönünden, davalı karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ... ...'nın velâyeti, nafakaların miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ile vekalet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 11.10.2021 tarih 2021/1051 Esas ve 2021/1537 Karar sayılı kararı ile gerekçenin yeterli ve denetime elverişli olmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında yaşanan tartışmadan sonra davacı karşı davalı erkeğin kadın ve annesini müşterek konuttan kovduğu, kadının evden ayrılmasından sonra erkeğin müşterek konutun kilidini kadının eve girmemesi için değiştirdiği, boşanma davasının açılmasından sonra tarafların mesajlaşmaya devam ettikleri, davacının bir kadınla olan yazışmalarının dava tarihinden sonraya ait olduğunun görüldüğü, taraflar arasında gerçekleşen mesajlaşmaların içeriklerinden davacı karşı davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının kadın tarafından bilindiğinin görüldüğü, davalı karşı davacı kadının evlilik birliğinin devamını sağlamak için erkeğe mesajlar gönderdiği, her ne kadar davalı karşı davacı kadın vekili karşı davasını ıslah etmiş olsa da kadının erkeğe gönderdiği barışma içerikli mesajlar dikkate alındığında kadının erkeği affettiği, en azından eylemlerini hoşgörüyle karşılandığını gösterdiği, mevcut durumda taraflara yüklenecek bir kusurun bulunmadığı görülmüş ise de davacı tarafından ikame edilen boşanma davasına karşılık, davalı kadının karşı dava ikame ettiği, tarafların iradelerinin boşanmak yönünde olduğu, tarafların bu iradelerinden dönmediği anlaşılmış ve evlilik birliğinin devamında taraflar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte geçimsizliğin bulunduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... ... velâyetinin babaya, ... velâyetinin anneye verilerek kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ... için hükmolunan aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak davacı karşı davalıdan alınarak ortak çocuğa velâyeten davalı-karşı davacıya verilmesine, ortak çocuk ... ... için iştirak nafakası talebi bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, kadın için takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, tarafların tazminat taleplerinin reddine, ziynet eşyası davasının kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı karşı davacı kadın vekili erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ... ...'nın velâyeti, nafakaların miktarı, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, kadın tarafından gönderilen mesajların barışma girişimi olarak değerlendirilebilir ise de, kadının eşinden kaynaklanan kusurlu davranışları affettiği ya da hoşgörü ile karşıladığı anlamına gelmeyeceği, zira bu ... üzerine tarafların bir araya gelip ortak hayata devam ettirmedikleri davalı karşı davacının, eşinden kaynaklanan kusurlu davranışları affettiğine dair dosya içerisinde başkaca bir delil de bulunmadığı, bu durumda toplanan delillerden, davacı karşı davalı erkeğin, eşinin babasına " al kızını git " diyerek eşini evden kovduğu, müşterek evin kilidini değiştirdiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı karşı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının ise atfı kabil kusurlu bir davranışının bulunmadığı, asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirse de davalı karşı davacı kadının karşı davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan erkeğin boşanma davasının konusuz kaldığı, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir edilmesi gerektiği, kadın yararına yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk ... için hükmedilen iştirak nafakasının miktarlarının az olduğu, yine kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının asıl dava, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının miktarları ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talebine yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile gerekçenin düzeltilmesine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine, ilgili bentlerin hükümden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; asıl dava yönünden, karşı davada boşanma hükmü istinafa konu edilmeden kesinleştiğinden davacı karşı davalı erkeğin boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı karşı davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve davalı karşı davacı yararına vekalet ücretine hükmolunmasına, ortak çocuk ... yararına aylık 800,00 TL iştirak nafakası takdirine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl dava hakkında verilen kararının hatalı olduğu, kadının tam kusurlu kabul edilmesi gerektiği, karşı davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadının mesaj içeriklerinden affın varlığının açık olduğu, kadının tam kusurlu olması ve çalışmaya da başlaması nedeni ile kendisi ve ortak çocuk yararına nafaka ve tazminat taleplerinin reddi gerektiği, ortak çocuk ...'in velâyetinin kendisine verilmesi gerektiği, ziynet talebinin kabulünün hatalı olduğu, tedbir ve iştirak nafakası taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kendi davasında verilen karar, ortak çocuk ... velâyeti, kadın ve çocuk yararına hükmolunan tüm nafaka ve tazminatlar, reddedilen nafaka talepleri ile ziynet alacağı davasında verilen karar yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin bulunup bulunmadığı, geçimsizliğin olması halinde kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasında kurulan hükmün yerinde olup olmadığı, affın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve şartlarının oluşması halinde nafaka ve tazminat miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup tavacı karşı davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı karşı davalı erkek vekilinin kadının boşanma davasının ve ziynet alacağı davasının kabulü, ortak çocuk ...'in velâyeti yönlerinden temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı karşı davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.