"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davasının reddedilmiş olması, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakası ve maddî tazminat yönünden; davalı -davacı kadın vekili tarafından, kusur tespiti, yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı ve manevî tazminat talebinin reddedilmiş olması, vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası yönünden, davalı- davacı kadın vekili, yoksulluk nafakasının reddi, iştirak nafakasının miktarı ve tazminatların miktarı yönünden yönünden temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince belirlenen iştirak nafakasının miktarına ilişkin hüküm davalı- davacı kadın tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davalı- davacı kadın vekilinin İlk Derece Mahkemesince belirlenen iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Taraf vekillerinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının ortak konutu terk ettiğini, müvekkilinin eline geçen bir miktar ile kendi evlerini almaya çalıştıklarını, davalının ev alma sürecinde çok katı davrandığını ve elde olan paraya riayet etmeyerek daha pahalı ev alınmasını istediğini, müvekkilinin eşini kırmayarak son defa birlikte yaşadıkları evi satın aldığını ve bununla birlikte bankaya yüklü miktarda borçlandığını, bu borçlanma sonrasında müvekkilinin bir kısım ödemelerini yerine getirirken maddî olarak zorlanmaya başladığını, bir takım ödemeleri geciktiğinden dolayı temerrüde düştüğünü, bazı borçları yönünden icra takibine geçildiğini, dava konusu uyuşmazlığın müvekkilinin düştüğü maddî sıkıntıdan kaynaklandığını, davalının müvekkilinin evlilik birliği içerisinde üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirmediği iddiasıyla evi terk ettiğini bildirdiğini, daha sonra ailesiyle birlikte ...'a dönüp evde kalan eşyalarını toplamak ve eşini tartaklamak suretiyle müvekkilini küçük düşürerek daimi olarak terk ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; sorunların kaynağının davacının düzenli bir işte çalışmaması, eşine karşı dürüst olmaması, at yarışı olmak üzere kumar alışkanlığının olması olduğunu, davacının ailesinin yaşanan ortak binayı satma ve herkesin hissesini paylaşmaya karar verince oradan gelecek para ile ev aldıklarını, düzenli çalışmadığından krediyi ödeyemediğini, söz konusu eve aile konutu şerhi işlendiğini, davacı tarafından haciz ve borçlar sebebi ile yeni alınacak evin davalı üzerine olacağı denilip ikna edilerek evin satıldığını, paranın bilindiği kadarı ile davacının ağabeyi üzerine aktarıldığını belirterek haksız davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, 500,00 TL yoksulluk, 500,00 TL iştirak nafakasının davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evin geçimi için gerekli özeni göstermemesi , evin satımı ve artan paranın kullanılması ile ilgili eşine yalan söylediği, kadının kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuk velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişkitesisine, 300,00 TL tedbir, iştirak nafakası, 300,00 TL yoksulluk nafakasının davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, davalı-karşı davacı kadın için 10.000,00 TL maddî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı-karşı davacının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili ; kusur belirlemesi, asıl davasının reddedilmiş olması, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakası ve maddî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı -davacı kadın vekili ; kusur tespiti, yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarı ve manevî tazminat talebinin reddedilmiş olmasına, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre kadın eşin çalışıyor ve düzenli bir gelire sahip olması karşısında 4721 sayılı Kanunu'nun 175 inci maddesi gereği kadın eş yönünden yoksulluk nafakasının yasal koşulları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı az olduğu, yine erkeğe yüklenen kusurlar nazara alındığında, erkek eşin evi kadından habersiz olarak satışa çıkarmış olması, evin satış bedeli üzerinden kadına aldatıcı beyanda bulunarak güven sarsıcı bir tutum sergilemiş olması nedeniyle kusurlu davranışı kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğundan kadın yararına yasal koşulları oluşan manevî tazminat talebinin kabulü yerine ret kararı verilmiş olmasının hatalı olduğu gerekçesi ile davacı- karşı davalı erkeğin yoksulluk nafakasına, davalı- karşı davacı kadının lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı ile manevî tazminat talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısmının kaldırılmasına, davalı- davacı kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalıdan alınarak davalı-davacıya verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; kendi davasının kabulünün hatalı olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadın yararına hükmedilen nafakaların ve tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; müvekkilin aldığı tek bir maaş ile hem çocuklarının ihtiyaçlarını karşılaması hem kendi ihtiyaçlarını karşılaması mümkün olmadığı, yoksulluk nafakasının reddinin ve iştrak nafakası ile tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın yoksulluk nafakasının reddi, tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşılıklı boşanma davasında kadının kusurunun olup olmadığı, erkeğin boşanma davasının reddi ile kadının davasında fer'î taleplerinin kabulünün yerinde olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ile nafaka ve tazminatların miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi birinci fıkrası,175 inci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-davacı kadın vekilinin iştirak nafakası miktarına yönelik temyizi yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Taraf vekillerinin, diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.04.2023tarihinde oy birliğiyle karar verildi.