Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10899 E. 2023/1641 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı erkeğin müvekkiline kötü davrandığını, onur ve haysiyetini incitecek davranışlarda bulunduğunu, tüp bebek tedavisinden sonuç alamamaları üzerine ilgisizliğinin artarak devam ettiğini, başka kadınla ilişkisini devam ettirdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata; müvekkilinin ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; özellikle evliliğin fiilen devam etiği süre zarfında davacı kadının tüp bebek tedavisi altında gebelik aşamalarında aşırı sigara kullandığını; evliliği temelinden sarsan esas vakıanın, birlik süresince çocuk olmaması olduğunu; bu hususta asli kusurlu tarafın davacı eş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık ... beyanına ve davalı erkeğin dava dışı başka bir kadınla samimi fotoğraflarından oluşan video görüntüsüne göre davalı erkeğin başka bir kadınla duygusal ilişki yaşayarak sadakate aykırı davrandığı, davalı erkeğin müşterek haneye geç saatlerde gelerek duygusal şiddet uyguladığı; erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu belirtilerek davanın kabulüyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; tarafların ekonomik sosyal durum araştırma tutanağında, davacı kadının işsiz olduğu, herhangi bir gelirinin olmadığı, geçimini annesinin sağladığı, davalı erkeğin hırdavat dükkanı işlettiği, kira ödemediği, davalı erkeğin adına kayıtlı 5 tane araç olduğu belirtilerek geliri olmayan davacı kadının yoksulluğa düşme koşulları oluştuğundan davacı kadın için belirlenmiş olan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 800,00 TL'ye yükseltilmesine, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aylık 800,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası olarak sürdürülmesine; boşanmakla kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği en azından eşinin maddî desteğini yitireceği, bu olaylar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığı anlaşılmakla kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 18.000,00 TL manevî tazminata; kadının ziynet alacağı davasının ise açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili; tazminat ve yoksulluk nafaka miktarlarının az olduğunu belirterek; tazminat ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davacı kadına kusur izafe edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kadını aldattığı iddiasının doğruluğunun varsayımında dahi olayın 2017 yılından bugüne ara ara devam etmesi ve bu durumun davacı tarafından bilinmesi sebebiyle af olgusunun gerçekleştiğini, manevî tazminatın çok olduğunu, maddî tazminatın koşullarının oluşmadığını, nafaka miktarının yüksek olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, nafakanın niteliğine, hakkaniyet ilkesi ve günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kusur derecesi, paranın alım gücü, kadının boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile hakkaniyet ilkesi gereğince kadın yararına hükmolunan tazminatların az olduğu belirtilerek kadının bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, kadın yararına 1.200,00 TL yoksulluk nafakasına; kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; erkeğin tam kusurlu olduğuna dair tespitin yerinde olduğu, kadın yararına tazminat ve nafakalara hükmedilmesinin doğru olduğu belirtilerek erkeğin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili; müvekkilinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu, kadının istinaf başvurusunun kabul edilerek tazminatların ve yoksulluk nafakasının artırılmasının doğru olmadığını, müvekkilinin asgari ücretle çalıştığını, iflas ettiğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.