Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10903 E. 2023/1656 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafaka takdirinin miktarının yerinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1666 E., 2022/1747 K.

DAVACI- DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI- DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 25.04.2018-16.05.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/181 E., 2022/280 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kısmen esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı ... vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının çamaşır yıkamadığını, yemek yapmadığını, ortak evi terk ettiğini, hakaretli ettiğini, güven sarsıcı davranış içinde olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, hakaret ettiğini, fiziki şiddet uyguladığını ve baba evine bırakıp gittiğini iddia ederek, erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ve 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası takdir edilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.11.2019 tarih ve sayılı 2018/315 Esas ve 2019/976 Karar sayılı kararı ile; her iki davanın ayrı ayrı kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,0 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminatınödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, tazminatların reddi, yoksulluk nafakasının reddi, tedbir nafakasının miktarı erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.04.2022 tarih ve 2020/335 Esas ve 2022/735 Karar sayılı kararı ile Mahkeme gerekçesinde hangi tanık beyanlarına üstünlük tanınarak, bu sonuca varıldığının ve hangi tanık beyanlarına itibar edilerek kusur tespiti yapıldığının açıklanmadığı, bu hali ile kararın yargısal denetime elverişli gerekçesinin bulunmadığı, davacı- karşı davalı erkeğin kusurlu davranışlarının neler olduğu gerekçede belirtilmediği gibi, erkeğin asıl davasının kabulüne yönelik gerekçenin bulunmadığı, "Her ne surette olur ise olsun, bir bayram ziyareti için evlendikten birkaç ay kadar sonra birlikte ve isteyerek eşinin baba evine giden bir kişinin, nedensiz olarak eşini baba evinde bırakıp gitmesinin akla yatkın ve kabul edilebilir bulunmadığı" şeklindeki gerekçenin hukuki dayanaktan uzak olduğu, davacı- karşı davalı erkeğin istinaf talebi olmadığından karşı davadaki boşanma kararının kesinleştiği, asıl davadaki boşanma talebinin konusuz kaldığı, tarafların asıl ve karşı davadaki haklılık durumuna göre harç, yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiği" gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 15.07.2008 tarihinde evlendikleri, tarafların evliliklerinden birkaç ay sonra ki bir dini bayram nedeni ile baba evlerine ziyarete gitmeyi düşündükleri, tarafların bayramın ilk günü erkeğin baba evine, ikinci gününde de kadının baba evine ziyarete gittikleri fakat kadının ailesinin bu ikinci gün ziyaretinden hoşlanmadıkları, bu hoşnutsuzluk nedeni ile kadının baba evinde sözlü bir tartışma yaşandığı, bu tartışmanın akabinde erkeğin o an için kadının baba evinden ayrılmayı istediği fakat kadının eşi ile gitmek yerine baba evinde kalmayı tercih ettiği, erkeğin yalnız hareket etmek zorunda kalması nedeni ile tarafların ayrı yaşamaya başladıkları, geçen süreç içinde erkeğin akrabalarının tarafların aralarını bulmayı ve barışmayı sağlamaya çalıştıkları fakat kadının ve ailesinin bu istekleri olumlu karşılamadıkları ve hatta barıştırma niyeti ile arabulmaya gelen erkeğin akrabalarına iyi davranmadıkları ve hakaretli sözler sarf ettikleri, bu ayrı yaşama süreci içinde kadının bir başka erkek kişi ile birlikte görülmeye, duygusal bir ilişki yaşamaya başladığı, açıkça eşinin ortak evi terk etmesine ve güven sarsıcı davranışlarına muhatap olan davacı ... için bu evlilik birliğini devam ettirmekte hiç bir hukuki ve şahsi faydanın kalmadığı,bu sonuçtan tamamı ile davalı kadının sorumlu ve kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin boşanma talebi hakkında karar verilmesine gerek olmadığına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakası ödenmesine, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili ; kusur tespiti, erkeğin davasının reddi gerektiğini, erkek lehine tazminat şartlarının oluşmadığını, yoksulluk nafakası talepleri ile tazminat taleplerinin reddinin yanlış olduğunu bildirerek erkeğin davası hakkında verilen hüküm, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı- karşı davacı erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının da fiili ayrılık döneminde başka bir erkekle ilişkisinin olduğu yönünde yoğun dedikoduya sebebiyet verecek derecede güven sarsıcı davranışta bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğuna yönelik tespitin yerinde olmadığı, yukarıda taraflara yüklenen kusurlu davranışlar nedeni ile tarafların eşit kusurlu oldukları, erkeğin asıl davayı açmakta haklı olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından asıl davada yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı kadın üzerinde bırakılmasının sonuç itibari ile yerinde olduğu, kadının dava tarihinde çalışmadığı, boşanma ile birlikte yoksulluğa düşeceği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, karşı davacı kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası verilmesinin hakkaniyete uygun olacağı, tarafların eşit kusurlu davranışları sebebiyle tazminata ilişkin yasal koşulların oluşmadığı, karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ilişkin karar doğru ise de, davacı ... yararına eşit kusur nedeni ile maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile, davalı-karşı davacı kadın vekilinin tedbir nafakasına, karşı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine, kusur tespitine, yoksulluk nafakası ile erkek yararına verilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, tarafların eşit kusurlu olduklarının tespitine, İlk Derece Mahkemesinin kararının ilgili maddelerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmak suretiyle, kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne, karşı davacı kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlamak üzere aylık 600,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı ... vekili; kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, tazminatların reddi, nafakaların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık,kusur belirlemesinin, tazminatların reddinin, nafaka takdirinin ve miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.