Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10902 E. 2023/1849 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yeterli olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gözetilerek maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1935 E., 2022/1154 K.

DAVA TARİHİ : 11.08.2017

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/799 E., 2019/833 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ve tazminatların miktarı, davalı erkek vekili tarafından ziynet alacağı davasının kabulü, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak manevî tazminatın miktarı yönünden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından tazminatların miktarı ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

İlk Derece Mahkemesince belirlenen nafakalara ilişkin hüküm davacı kadın tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı kadın vekilinin İlk Derece Mahkemesince belirlenen nafakalar yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, 500,00 TL tedbir, yoksulluk, iştirak nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağının iadesine hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının boşanma davasının kabulüne fer'îlerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının alkol alışkanlığının olduğu, hamileyken eşine şiddet uyguladığı, çocuk doğduktan sonra da davacı ve çocuğuyla ilgilenmediği, davacının ailesiyle görüşmesine izin vermediği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği maddî ve manevî sorumluluklarını yerine getirmediği, evliliğin ilk 6-7 ayında tarafların davalının ailesiyle birlikte oturdukları, bu dönem içerisinde de davalı erkeğin eşine ilgi göstermediği, eşini aldattığı, davalının kardeşinin eşi ile samimi konuşmalar yaptığı, davalının tevil yollu ikrarla "görüştüğüm başka kadındı, yengem değildi" diyerek sadakatsizliğini itiraf ettiği, davacı kadının ise davalının gizlice dinlediği telefon görüşmelerini etrafa yaydığı, etrafındaki insanlara bu sırları anlattığı, davalı erkeğin ağır, davacı kadının daha az kusuru ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne,tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin davacı annesine verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 400,00 TL tedbir, kesinleştikten sonra iştirak nafakası, kadın için aylık 500,00 TL tedbir, kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,10.000,00 TL maddî tazminat, 8.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, ziynet eşyası alacağı davasının kısmen kabulüne, davacının 5.000,00 TL'lik çeyiz yardımı alacağı konusundaki davanın ayrı esasa tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.

Davacı kadın vekili katılma yoluyla; hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu, ziynet talebiyle ilgili eksik hüküm kurulduğunu belirterek, maddî ve manevî tazminat miktarları ve ziynet alacağında hükmedilen tutar yönünden katılma yoluyla istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf sebepleri olarak; takdir edilen maddî ve manevî tazminatın haksız olduğunu, davalının eşini aldatmadığını, kadının evliliği kendi kusuru ile bozduğunu belirtmiş, kusur belirlemesi, boşanma, velâyet, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, davacı lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ziynet eşyası alacağı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın için hükmolunan manevî tazminatın miktarı az olduğu, sair hususların usule ve kanuna uygun olduğu, ziynet alacağı davasının tefriki gerektiği gerekçesi ile davacının manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, davacı lehine 10.000,00 TL maddî tazminatın ve 20.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının ziynet eşyasına yönelik istinaf talebinin kabulüne, esası incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalının ziynet eşyası talebine ilişkin davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarının yetersiz olduğunu, miktarların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Kanunûn 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davacı kadın vekilinin nafakaların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.