"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/244 E., 2022/1988 K.
DAVA TARİHİ : 24.12.2018
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/187 E., 2020/45 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 2018 yılında evlediklerini, sadece beş ay beraber yaşadıklarını, erkek eşin müvekkilini ailesi ile görüştürmediğini, adeta evin içine hapsettiğini, müvekkiline fiziki şiddet uygulandığını, bu hususta raporun mevcut olduğu ve yargılanarak ceza aldığını, müvekkilinin psikolojik bunalım yaşamasına sebebiyet verdiğini, davalının evi terk ettiğini, karşı davadaki iddiaların gerçek dışı olduğunu ve kabul etmediklerini, erkek eşin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davalı erkek vekili davaya cevap ve karşı dava ile ikinci cevap dilekçesinde; kadın eşin iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, kadın eşin müvekkiline ve ailesine karşı "Şerefsiz köpek, şerefsiziniz, oruspu çocuğu.'' şeklinde sözler ile hakaret ettiğini ve müvekkilinin onurunu kırdığını, erkek kardeşinin de hakaret ve tehdit ettiğini, müvekkilinin eski eşine ödediği nafaka sebebiyle müvekkiline karşı ''Şerefsiz sen karına bakacağına, başkalarına nafaka ödüyorsun.'' dediğini, müvekkiline sevgi ve saygı duymadığını, kadın eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve çekilmez hale gelmesine sebebiyet verdiğini beyanla, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğe ve onun ailesine "Şerefsiz, o... çocuğu." şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği, erkeğin ailesini evde istemediği, erkeğin ise kadına yönelik yaralama suçunu işlediği ve bundan dolayı ceza aldığı, ceza mahkemesi kararının kesinleştiği, boşanmaya yol açan olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile, asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına 26.06.2019 tarihinde hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının 22.01.2020 tarihinden itibaren aylık 100,00 TL artırılarak hükmün kesinleşme tarihine kadar aylık 400,00 TL olarak devamına, kadının çalışmadığı ve geliri olmadığından kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile kadın yararına bir defaya mahsus olmak üzere 8.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, kadın yararına boşanmanın eki niteliğinde 10.000,00 TL maddî, 9.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının ağır kusurlu olduğunun tanık beyanları ile ispatlandığını, buna karşı müvekkilinin fiziki şiddet uyguladığına ilişkin bir beyanın bulunmadığını, kadının ağır kusurlu olduğunu ve lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhe yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi, reddedilen manevî tazminat talebi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece delillerin toplandığı, hukuki nitelendirmede, kanunun olaya uygulanmasında ve kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, kadının boşanma davasının kabulü ile kusur derecesi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, kadının kişisel haklarına ve aile bütünlüğüne yapılan saldırının boyutu, kadının boşanma nedeni ile bu evlilikten mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarar görecek olması ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına toptan yoksulluk nafakası ile boşanmanın eki niteliğinde maddî ve manevî tazminata karar verilmesinde, toplu yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarlarında, ağır kusurlu olan erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden uygun ve yerinde olduğu gerekçesi ile, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili,
temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/187 Esas, 2020/280 Karar sayılı dosyasında alınana ifadelerde kadın eşin B. I. isimli erkek ile sevgili olduklarının anlaşıldığını ve kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının öğrenildiğini, bu vakıanın Mahkeme kararından sonra öğrenildiği için delil olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kadının ağır kusurlu olduğunu ve lehine yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhe yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesi, reddedilen manevî tazminat talebi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, dava tarihinden sonraya ilişkin iddia edilen olayların iş bu davada dikkate alınmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.