Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10928 E. 2023/1760 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya sebep olan olayların affedilmiş sayılıp sayılmayacağı, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin boşanma kararının davacı erkek tarafından istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olması ve davalı kadının davasının konusuz kalması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalı kadının müvekkili ile maddî çıkarlar yüzünden evlendiğini, devamlı huzursuzluk çıkardığını, müvekkiline hakaretler ettiğini, müvekkilinden kendisini kovduğunu söyleyerek para ve altın talebinde bulunduğunu, çocuğunun yanında sigara içtiğini, porno ve jigolo sitelerine girerek sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, çocuğu ve evliliği istemediğini söylediğini, müvekkilinin annesini darp ettiğini, çocuğu bırakıp evden ayrıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 25.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; davacı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin 8 ay boyunca köyde davacı erkeğin ailesi ile yaşamaya zorlandığını, müvekkilinin zorla davacı eşini ikna ederek ...'da ev tutulduğunu, daha sonra davacı erkeğin müvekkili hamile iken evden kovduğunu, davacı erkeğin müvekkilini ve çocuğu istemediğini, müvekkilini tehdit ettiğini, özel hayatlarını ailesine anlattığını, müvekkiline ilgisiz davrandığını, davacı erkeğin ailesinin evliliğe sürekli olarak müdahale ettiğini, davacı erkeğin eski sevgilisi ile olan konuşmaları gördüğünü, davacı erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, erkek ve ailesinin müvekkiline hakaret ettiğini, erkeğin müvekkilini kovduğunu, erkeğin annesinin çocuğu zorla aldığını ve müvekkilini kovduğunu, davacı erkeğin kusurlu olduğunu savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili için aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk için aylık 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 50.000 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- karşı davalı erkeğin; annesinin evlilik birliğine müdahale etmesine izin verdiği, maddî ve manevî bağımsız bir konut temin etmediği, kadına ve ailesine hakaretler ettiği, kadını ve çocuğun özel günlerinde dahi ailesi ile görüşmesine izin verdirmediği, annesi ve akrabası vasıtasıyla bakımına muhtaç çocuğu kadından zorla aldırdığı ve kadının ancak polis marifetiyle erkeğin annesinden çocuğu alabildiği, bu haliyle davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu; davalı-karşı davacı kadının ise erkeğin annesi ile eve gelip çocuğu almak istediği için tartışma yaşadığı ve erkeğin annesini hastane raporunda belli olmasa da ikrarı ile darp ettiğinin anlaşıldığı, kadının da az kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının davasının reddi gerektiğini, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile nafakalara hükmedilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ve velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere göre, ortak çocuğun doğumuna kadar gerçekleşen olayların tarafların barışarak bir araya gelmesi nedeniyle affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğu kabul edilerek bu vakıalar nedeniyle taraflara kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında meydana gelen en son olayın davacı-karşı davalı erkek Somali'de görev yaparken gerçekleştiği, davalı-karşı davacı kadının kredi kartı ile 400,00 TL tutarında sigara aldığının bilgilendirme mesajı ile davacı-karşı davalı erkek tarafından öğrenilmesi üzerine davacı-karşı davalı erkeğin eşini görüntülü olarak aradığı, aralarında tartışma yaşandığı, davalı-karşı davacı kadının, ortak çocuğu ve davacı-karşı davalı erkeği istemediğini, evden ayrılacağını söylemesi üzerine davacı-karşı davalının annesine haber verdiği, annesi ve kuzeninin eve gittiği, davalı-karşı davacı kadınla davacı-karşı davalı erkek arasında sigara içme meselesi yüzünden tartışma çıktığı, davalı-karşı davacı kadının davacı-karşı davalı erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı, çocuğu da bırakarak "çocuğunuzu da istemiyorum, oğlunuzu da istemiyorum" diyerek hazırladığı eşyaları da alıp evden ayrıldığı, 1 gün sonra davalı-karşı davacı kadının çocuğu polis marifetiyle yanına aldığı, bu olaydan sonra tarafların bir araya gelmediği, boşanmaya yol açan olaylarda, eşini ve çocuğunu istemediğini söyleyerek evden ayrılan ve eşinin annesine şiddet uygulayan davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu, davacı- karşı davalı erkeğe yüklenebilecek bir kusur olmadığı belirtilerek davacı- karşı davalı erkeğin; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat takdiri ile tazminat taleplerinin reddi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile bu yönlerden kararın kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının ispatlanamaması nedeniyle reddine, kadın yararına takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihe kadar devamına, şartlar oluşmadığından davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, davacı-karşı davalı erkek yararına 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş; davacı-karşı davalı erkeğin velâyete yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu, erkeğin kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, eşlerin aile büyükleri tarafından bir araya getirildiğini, olayların oluş örgüsü dikkate alındığında eşlerin bu barışmadan sonra düzenli olarak ve affetme sayılabilecek kadar makul bir süre ile bir araya gelmediğini, erkeğin ... dışında görev yaptığını, yurt dışında Somali'de asker olarak görev yapmaya başladığını, affın mevcut olmadığını, ortak çocuğun doğumundan sonra gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışlarının değerlendirilmediğini, tanık beyanları ve delil durumuna aykırı değerlendirme yapıldığı, müvekkilinin tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin doğru olmadığını, erkeğin tazminat taleplerinin kabulünün hatalı olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararında müvekkili aleyhine hükmolunan yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik kısımların kaldırılması gerektiğini ileri sürerek; kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tazminatlar, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflar arasında karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında kusurun kimden kaynaklandığı, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan af değerlendirmesinin ve kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kadının davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; karar davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, erkeğin tazminat taleplerinin reddi ve velâyet yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek vekilinin istinaf başvurusu; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kısmen kabul edilerek İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlerden kısmen kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilerek kadının davasının reddine, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, erkek yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiş; erkeğin velâyete yönelik istinaf talebinin esastan reddedilmiştir. İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasında verilen boşanma hükmü erkek tarafından istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında Bölge Adliye Mahkemesince kadının boşanma davası hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’u 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı kadının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı kadının Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı paragrafının (a) bendinde yer alan "Davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine" cümlesinin çıkartılarak yerine "Davalı-karşı davacı kadının konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" cümlesinin yazılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.