"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 3. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davacı erkek tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; sürekli kendi babasıyla kıyasladığını, yersiz kavgalar çıkardığını, mahremiyet dahil tüm olayları ailesine aktardığını, rencide edici söylemlerde bulunduğunu, davalının para kazanmaya başladıktan sonra beğenmemeye başladığını, daha büyük işler yapma amacıyla zarar edip ekonomik olarak aileyi çökme noktasına getirdiğini, çocuğun okul taksiti için çekilen parayı kendi işlerinde kullandığını, telefonunda engellediğini, psikolojik baskı uyguladığını, fiziki olarak zarar vermekle tehdit ettiğini, erkeğin emekli ikramiyesi, oyak geliri, banka kredisi, evini ipotek ettirmesi ve arkadaşlarından istediği borçları nedeni ile ekonomik olarak oldukça kötü bir duruma düşürüldüğünü, aşırı borçlanması, borçlarını ödeyememesi, eve haciz gelmesine sebebiyet vermesi nedenleri ile ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, erkek yararına 300.000,00 TL maddî ve 80.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin ailesinin dış görünüşü nedeniyle hakaret ettiklerini, hor gördüklerini, yaptığı işlerden zarar ettiğini ancak davacının bu dönemde eşinin yanında olmadığını, hakaret, duygusal ve fiziksel şiddet nedeniyle psikolojisinin bozulduğunu, evi sebepsiz terk ettiğini, telefon ve sosyal medyadan engellediğini, sadakatsizliğinden şüphelendiğini ileri sürerek davanın reddine, kadın ve çocuk yararına ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının iş nedeniyle tefeciden aldığı parayı eşinden gizlediği, ailenin ekonomik olarak zor duruma düştüğü, evin ipotek edildiği, boşanmaya neden olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, çocuk yararına hükmedilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının ... olduğu 06.03.2020 tarihinde sonlanmasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, davanın kabulü ve tazminatların esası ve miktarlarının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına atfedilen kusurun tefeciden borç alarak aileyi ekonomik yönden zora soktuğu vakıası olduğu, kadının serbest jeoloji mühendisi olarak çalıştığı ve inşaat taşeronluğu yaptığı, kadının iş hayatının getirdiği süreç nedeniyle ekonomik olarak sıkıntıya düşmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacıya tanıklık yapan ve davanın kabulüne dayanak oluşturulan tanık Hüseyin'in anlatımları da erkekten duyuma dayalı olduğu gibi kadının boşanmayı gerektirir kasta ya da ağır ihmaline dayalı bir kusurunu da dile getirmediği, davacının dayandığı iddialar ve sunduğu delillere göre de, taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve yaşanan olaylarda kadının kusurunun varlığı ispat edilemediği gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın reddine, kadının boşanmayı gerektirir bir kusuru ispatlanamadığı ve bu nedenle davanın reddine karar verildiğinden konusu kalmayan erkeğin istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi’nin gerekçesinin hatalı olduğu, kadına yüklenilen tek bir kusur varmış gibi o kusuru kaldırdığını, ancak diğerlerine ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını, kadının iş olarak kabul edilen davranışları nedeniyle eve haciz geldiğini, ortak çocuğa ait olanlar dahil evdeki eşyaların haczedildiğini kadının aileyi zora sokacak kadar aşırı borçlandığını davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 352 inci maddesi, 353 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.