"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadın yararına yoksulluk nafakası ve maddî tazminat verilme koşulları ile usule ilişkin itirazlarına dair karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan davalının, usule ilişkin itirazları ile maddî tazminat ve yoksulluk nafakası verilme şartlarına dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davalı asılın yukarıda açıklanan bölümler dışında kalan ve gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadına, evinin olduğunu söylediğini, bu evin oturulamaz halde olduğunu, kadının kendi evini satıp bu evi oturulacak hale getirmek istediğini, çalışmasını istemediğini, darp ettiğini, salak, aptal, beşer özürlü, senden bir bok olmaz gibi hakaret ve onur kırıcı sözler söylediğini, sorumlulukları yerine getirmediğini, aldattığını, şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Menemen- ... mahkemelerinin olduğunu, kadının iddialarının asılsız olduğunu, yanında eşi olmadan içkili ortamlarda bulunduğunu, kadının annesinin evliliklerine müdahale ettiğini, annesinin erkeğe hakaret ettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin bir ailenin yaşayabileceği nitelikte ortak konut temin etmediği boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminatın şartları oluşmadığından manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının reddedilen manevî tazminat ve maddî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının hatalı olduğunu ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğe izafe edilen kusurlar yanında, davalı erkeğin eşine şiddet içerikli davranışta bulunduğu cevap dilekçesindeki beyanından anlaşıldığı, şiddet vakıasının erkeğe kusur olarak izafe edilmemesinin doğru olmadığı bu nedenle kusur yönünden karar gerekçesinin düzeltilmesine; boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat miktarı ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, söz konusu eylemlerin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, kadın açısından 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen koşullarının oluştuğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2. Davacı kadının diğer istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız olduğunu, yanında eşi olmadan içkili ortamlarda bulunduğunu, kadının annesinin evliliklerine müdahale ettiğini, annesinin erkeğe hakaret ettiğini, duruşmalarda bulunamadığını, delillerine itibar edilmediğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar erkek tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiş ise de Bölge Adliye Mahkemesi tarafından fiziksel şiddet eyleminin erkeğe kusur olarak yüklenmesinin yerinde olup olmadığı, kadına manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince arttırılan maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Davalı erkeğin iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin aşağıdaki (2) numaralı paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesince, belirlenen ve gerçekleşen kusurun yanında erkeğin ayrıca eşine şiddet içerikli davranışta bulunduğu cevap dilekçesindeki beyanından anlaşıldığı, şiddet vakıasının erkeğe kusur olarak izafe edilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile erkeğe şiddet vakıasını kusur olarak yüklemiş, kadın yararına manevî tazminata karar verilmiş ise de; 4721 sayılı Kanun’un 184 üncü maddesinin birinci fıkrasının (3) üncü alt bendi gereğince, tarafların dilekçelerinde yer alan vakıalara ilişkin ikrarın hakimi bağlamayacağı gibi cevap dilekçesinde geçen beyanın ikrar olarak değerlendirilerek şiddet vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenilmesi doğru değildir. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince manevî tazminata hükmedilmesi için boşanmaya sebep olan olayların, tazminat talep eden tarafın kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması gerekir. Dosyada mevcut delillerden erkekten kaynaklanan ve davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddî bir hadisenin varlığı kanıtlanmış değildir. İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar manevî tazminatı gerektirmez. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan manevî tazminat koşullarının gerçekleşmediği nazara alınmadan kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin usule ilişkin itirazlarına, maddî tazminat ve yoksulluk nafakası verilme koşullarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.