"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2280 E., 2022/1402 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/832 E., 2019/712 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının eşiyle paylaşımda bulunmaktan kaçındığını, kendi yakınları ve arkadaşları dışında kimseyi evde kabul etmediğini, öğretmen olan kadının yaz tatillerini çocukla birlikte ailesinin yanında geçirdiğini, aynı evde yaşamalarına rağmen zorunlu nedenler dışında eşiyle konuşmadığını, erkeğin konuşma çabalarının ise kavgayla sonuçlandığını, çocuğu babaya karşı kışkırtmaya çalıştığını, erkeğin talebine rağmen istemiyorum, sevmiyorum diyerek iki yıldır eşiyle birlikte olmaktan ve ikinci çocuğu yapmaktan kaçındığını, sağlık sorunlarına karşı merhametsiz davranıp ilgilenmediğini, hastaneye kaldırılan eşine geçmiş olsun bile demediğini, öğretmen olarak çalışmasına rağmen evin giderlerine katılmadığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; 2016 yılı Mayıs ayı sonrasında erkeğin birden kendinden kaynaklı sorunları olduğunu belirterek, kadını istemediğini, tiksindiğini söyleyip anlaşmalı boşanmaya zorlayarak evden gitmesini istediğini, bunu kabul etmeyince bu yönde baskı yapmaya başladığını, boşanmayı gerektirir hiçbir sorunları olmadığını, 2017 yılı Eylül ayında evi terk ettiğini, erkeğin ablasının ve ailesinin evlilikleri üzerinde sürekli baskı kurduklarını, cinsel yönden kendisine yaklaştırmadığını, maaş kartının davacıda olduğunu ve harcamaların onun tarafından yapıldığını belirterek davanın reddine aksi takdirde ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 2.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... süredir aynı yatağı paylaşmayan, birbirlerine karşı cinsel yönden sorumluluklarını yerine getirmeyen, birbirlerini ... sarsıcı davranmakla suçlayarak güvensizliklerini bildiren tarafların bu aşamadan sonra ortak yaşamı yeniden kurmalarının mümkün olmadığını, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiğini, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiğini, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, yararına nafaka ve maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığı belirterek tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminatlar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, toplanan delillerle bu hususun ispat edildiği, 2016 yılı Mayıs ayından itibaren davacının davranışlarının değişmeye ve kadına boşanmak için baskı yapmaya başladığı ve 2017 yılı Eylül ayında müşterek haneyi terk ederek ayrı bir ev açarak burada yaşamaya başladığı, 20 36 nuaraları ile biten hattın sahibi olan bir hanımla yakınlaşmaya başladığı, normal arama ve mesajlaşma rutininin çok dışında yoğun bir şekilde özellikle evde olmadığı saatlerde sık sık bu numara sahibi ile iletişimde olduğu, bir kısım taık beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bazı tanık beyanlarının dava dilekçesindeki iddialarına aykırılık teşkil ettiği, davalı kadın tanıklarının beyanlarının iddialarını ispatladığı, tüm tanık beyanları birlikte incelendiğinde davacının iddialarının ispatlamaya yarar nitelikte olmadığı, bir kısım mesajların incelenmesinde istenmeyen, ötelenen, aşağılan ve psikolojik baskı gören tarafın kadın olduğu, sözlü ve psikolojik şiddete maruz bırakıldığı belirtilerek davanın reddine karar verilmesini aksi halde erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak kadının maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 ..., 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50, 51, 52 ve 58 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.