Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10961 E. 2023/371 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi, velayet, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; fikren ve ruhen anlaşamadıklarını, 9 aydır ayrı evlerde yaşadıklarını, süreç içerisinde davalı kadın tarafından boşama davası açıldığını ancak feragat edildiğini, aile bağlarının tamamen koptuğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı erkek vekiline cevap ve karşı dava dilekçesi 29.11.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından yasal süreden sonra 14.12.2017 tarihinde cevap dilekçesi sunulmuştur.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin daha önceden boşanma davası açtığını ancak eşinin eve döneceği yönünde haber göndererek davayı geri çekmesini istediğini, bu beyanına güvenerek müvekkilinin davasından feragat ettiğini, buna karşın davacı-karşı davalı erkeğin eve dönmediğini, müvekkilinin telefonunu engellediğini, başka kadınlar ile sarmaş dolaş fotoğraflarının sosyal medyada paylaştığını, başka birisi ile ilişki yaşamaya başladığını, adresini gizlediğini, müşterek çocuğun da babasına ulaşamadığını, islami evlilik sitelerinde kendisini bekar olarak tanıtıp, başka kadınlar ile görüştüğünü iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun velâyetinin anneye verilmesini ve çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakası ile müvekkili yararına aylık 1.000 tedbir, yoksulluk nafakası ile 100.000,00 maddî, 100.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında bu davadan önce görülen ve davacısı ... olan boşanma davasında, erkeğin talebi üzerine kadının davasından feragat ettiği, buna karşın enkeğin feragatten sonra ortak haneye dönmediği gibi, eşini ve çocuğunu telefonunda engellediği, başka kadınlar ile şarkılı türkülü ortamlarda bir arada olduğu, sosyal medyasında bu fotoğrafları yayınladığı, internette evlililik sitelerine girip başka kadınlarla konuştuğu, bir kadınla tanışmak için ...'e gittiği gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu belirtilerek, davacı-karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğu ...'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 600,00 TL tedbir ve 650,00 TL iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir ve 600,00 TL yoksulluk nafakasına, 30.000,00 maddî ve 15.000,00 manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusurunun net bir şekilde ispat edilmediği, müvekkilinin ortak çocuğu için elinden geleni yaptığı, müvekkili aleyhine haksız yere boşanma davası açılmasının verdiği hırs ve davalı-karşı davacı kadını cezalandırma amaçlı olarak ...'de bir hanım ile tanıştığı fotoğraflarını internere koyduğunu, davalı-karşı davacı kadının babasının cenazesine gelmediğini, bıçak çektiğini, davalı-karşı davacı kadının çalıştığını, şirketten pay sahibi olduğunu belirtilerek, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı erkeğin maddî durumunun son derece iyi olduğunu, müvekkilinin senelerce fiziksel şiddete maruz kaldığı, müvekkilinin aldatıldığını, hüküm altına alınan tazminatların çok düşük olduğunu belirterek, tazminatların miktarı ve aile konut şerhi taleplerinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı kadın yararına hüküm altına alınan tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı kadın yararına 50.000,00 maddî, 50.000,00 manevî tazminata hükmedilmiş, davalı-karşı davacı kadının aile konutu davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı erkeğin ise istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçelerinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına hüküm altına alınan iştirak nafakası ile davalı-karşı davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarına noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı, 174 üncü, 175 inci ve 182 nci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.