Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10968 E. 2023/2164 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, velayet, iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin kusurlu davranışlarının tanık beyanlarıyla ispatlandığı, davalı vekilinin temyiz dilekçesinde belirttiği ceza dosyasının hükme esas alınmadığı ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/780 E., 2022/1477 K. esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/604 E., 2021/188 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, kendisine hakaret ettiğini, aşağıladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, psikolojik baskı yaptığını, uyuşturucu kullandığını, kendisini tehdit ettiğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL iştirak nafakası ile kendisi için 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek davaya süresinde cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı kadını sürekli bir şekilde darp eden, hakarette bulunan, tehdit eden, evlilik birliği içinde maddî ve manevî yükümlülüklerini yerine getirmeyen, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanan davalı erkeğin kusurlu hareketleriyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, davacı kadının davayı açmakta haklı olduğu ve evliliği sürdürmesinin kendisinden beklenemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, yargılama sırasında çocuklar yararına ayrı ayrı 250,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren ayrı ayrı 1.000,00 TL`ye çıkarılarak davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, dinlenen tanıkların taraflı olduğunu, görgüye dayalı beyanların olmadığını, davacının hiçbir sebep yokken çocukları alıp İstanbul`a geldiğini, İskenderun 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/570 Esas sayılı dosyasında davacının müvekkilinin kendisine şiddet uygulamadığını anlattığını, bu dosya getirtilmeden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükmedilen nafaka miktarlarının davalı erkeğin sosyal ve ekonomik durumuna göre fahiş olduğunu belirterek kararın tüm yönleri ile bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça usulüne uygun dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalardan Mahkemece tespiti yapılan hükme esas alınarak erkeğe yüklenilen kusurların somut görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ve sunulan delillerle kanıtlandığı, erkeğin süresinde cevap dilekçesi sunmaması nedeniyle kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kusurlu kabul edilmesi ve kusurların nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, olayların akışı karşısında kusursuz olduğu tespit edilen kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, erkeğin kusurlu kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, eksik inceleme bulunmadığı, 07.06.2003 doğumlu ortak çocuğun karar tarihinden sonra inceleme süresinde ergin olduğu, diğer ortak çocuğun fiili durumu, tercihi, bedensel, fikri ve ahlaki gelişimi, sosyal inceleme raporunda yer alan tespitler dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişki kararlarının çocuğun yüksek yararına uygun olduğu, kadın ve ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir-iştirak ve yoksulluk nafakalarının esası ve miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan ceza dosyasının bozulduğunu, davalı erkek hakkında beraat kararı verildiğini, dinlenen tanıkların taraflı olduğunu, görgüye dayalı beyanların olmadığını, davacının hiçbir sebep yokken çocukları alıp İstanbul`a geldiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükmedilen nafaka miktarlarının davalı erkeğin sosyal ve ekonomik durumuna göre fahiş olduğunu belirterek kararın tüm yönleri ile bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafakaların verilme koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri; 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 175 ... ve 182 nci, 330 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların tanık beyanı ile ispat edildiğinin ve temyiz dilekçesinde davalı erkek vekili tarafından söz edilen ceza dosyasının hükme esas alınmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.