Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10967 E. 2023/1905 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygunluğu, velayet ve kişisel ilişki tesisi süresinin yeterliliği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeleri dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1337 E., 2022/1499 K.

DAVA TARİHİ : 15.04.2016

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2016/278 E., 2019/681 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının İngiltere'ye erkeğin çağırmasına rağmen gelmediğini, çocuğu yönlendirdiğini, babasından ve aile bireylerinden nefret etmesine sebebiyet verdiğini, kadının çocuğun tedavisini yaptırmadığını, çocuğu göstermediğini, eğitimi ve öğretimi ile de ilgilenmeyerek ihmal ettiğini, kadının erkeğin annesine hakaretamiz tavırlar içine girdiğini, çocuğun eğitimi ve ihtiyaçları için gönderilen paraların nerelere harcandığı konusunda açıklamalarda bulunmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekilinin cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını ve çocuğu icra ve borçlarla tek başına bırakarak 2009 yılında evi terk ederek İngiltere'ye yerleştiğini, 7 yılda sadece iki kez ziyarete geldiğini, erkeğin annesine bağımlı olduğunu, cinsel sorunları olduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşağıladığını, kadının alacaklıların tehditleri, icra ve hacizleri nedeniyle ortada kaldığından ailesinin yanına sığınmak zorunda kaldığını, çocukla hiç bir şekilde ilgilenmediğini, maddî destekte bulunmadığını, erkeğin hasta çocuğu ve müvekkiline iş yerinin bodrumunda kalacağını söylediği için gitmediğini belirterek tarafların boşanmalarına karar verilmesini, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, ortak çocuğun eşinin ailesiyle görüşmesini engelleyen davranışlarda bulunduğu, evlilik içindeki sorunları ortak çocuğa yansıtarak babaya olan olumsuz duygularının ortadan kalkmasına mani olduğu, erkeğin çalışmak amacıyla İngiltere'ye gittikten sonra eşini ve çocuğunu ihmal ettiği, yükümlülüklerini yerine getirmediği, yetersiz maddî katkıda bulunduğu, annesine bağımlı olduğu, İngiltere'de yaşanılacak ortam hazırlamadığı, eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında, her hafta pazar günlerinde, Türkiye saatiyle saat 10.00-10.30 saatleri arasında telefonla irtibat sağlanmasına, arama yükümlülüğünün davacı babaya ait olduğuna,babanın görüşmeler sırasında çocuğun ruh halini psikolojik gelişimini etkileyecek sözlerden kaçınması gerektiğine, Aralık, Mart, Haziran, Eylül aylarının 3. Cumartesi ve pazar günlerinde, müşterek çocuğun çift yıllara denk gelen doğum günlerinde, yatılı kalmamak üzere ve karardan itibaren ilk bir yıl içerisinde yapılacak görüşmelerde anne refakatçi olmak kaydıyla saat 10.00 dan, 15.00 a kadar olacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesine, çocuk yararına dava sürecinde hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakası karar tarihi itibariyle 550,00 TL'ye yükseltilip boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 650,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri ile kadının fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili; velâyet düzenlemesinin yerinde olmadığını, kişisel ilişkinin yetersiz olduğunu nafakalara ve tazminatlara hükmetmenin ve kusur belirlemesinin doğru olmadığını belirterek, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili; nafakalar ile kadın yararına hükmolunan maddî-manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının yetersiz olduğu, ortak çocuğun velâyet düzenlemesinin isabetli olduğu, ortak çocuk ile baba arasında yılın hükümde belirtilen ayların hafta sonlarında yatısız ve anne refakatinde, aynı zamanda sınırlı sürelerle kişisel ilişki tesisi baba ile çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkiden beklenen amaç gözetildiğinde yetersiz olduğu, çocuk yararına tayin edilen iştirak nafakası miktarı, erkeğin gelirine, paranın alım gücüne, çocuğun ihtiyaçlarına, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine göre yetersiz olduğu gerekçesi ile, kadının lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarlarına ilişkin istinaf talebinin esastan kısmen kabulü ile bu yöndeki hükümlerin kaldırılmasına, bu hususlarda yeniden hüküm tesisine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davalı kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin müşterek çocuk ile kişisel ilişki tesisine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile bu yöndeki hükmün kaldırılmasına, bu hususta yeniden hüküm tesisine, velâyeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasında, her yılın Aralık, Mart, Haziran ve Eylül aylarının 3 üncü haftası Cumartesi günleri sabah 10:00'dan Pazar günleri 18:00'a kadar, müşterek çocuğun çift yıllara denk gelen doğum günlerinde saat 10:00'dan, saat 18:00'a kadar, dini bayramların 1inci günleri saat 10.00'dan 2 nci günleri 18:00'a kadar, her yıl Temmuz ayının 1 inci günü saat 10:00'dan 15 inci günü saat 18:00'a kadar kişisel ilişki tesisine,

tarafların yerinde görülmeyen diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili: kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminatlar ve kadın yararına hükmedilen nafakaların yersiz olduğunu, kadının ortak çocuğu etkilediğini, çocuğun gelişimi ve eğitimi için velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, kişisel ilişkinin yetersiz ve usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kusur belirlemesi, tazminatlar, kadın yararına hükmedilen nafakalar, velâyet, kişisel ilişki yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi ve çocuk ile baba arasında düzenlenen kişisel ilişki süresinin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 327 nci, 330 uncu, 336 ncı ve 323 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 ncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.