"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2365 E., 2022/1468 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 18. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/913 E., 2019/728 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 2000 yılında evlendiklerini, çocuklarının bulunmadığını, davalı erkeğin müvekkilini aldattığını ve müvekkilini "seni öldürürüm" diyerek tehdit ettiğini, davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, karşı tarafın iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davalı erkeğin aldatma eylemini ikrar ettiği gibi müvekkilinin affetmesinin ise söz konusu olmadığını, evlilik birliğinin sürdürülmesinin müvekkili açısından beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap ve cevaba cevap dilekçesinde, iddiaları kabul etmediklerini, davacı kadının bir eş olarak üzerine düşen bazı yükümlülükleri yerine getirmediğini ve müvekkili ile ... süre cinsel ilişkiye girmekten kaçındığını, müvekkilinin eşi tarafından ihmal edilmesi sonucunda eşini aldatma olayını gerçekleştirmiş olsa da oldukça pişman olduğunu ve ayrıca eşini halen sevdiğini, boşanmak istemediğini, davacı kadın tarafından affedildiğini beyanla, davanın reddine, bu talebin kabul görmemesi halinde müvekkili yararına 125.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşini tehdit ettiği ve başka bir kadınla aldattığı, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin onarılmaz derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 5.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat ve nafaka taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili,davacı kadının bir eş olarak üzerine düşen bazı yükümlülükleri yerine getirmemesi ve müvekkili ile ... süre cinsel ilişkiye girmekten kaçınması nedeniyle müvekkilinin hata yapmaya kalkıştığını, ancak Mahkemece bu hususların hiç değerlendirilmediğini, müvekkilinin affedildiğini, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, davacı eşin çalıştığını, sürekli ve düzenli bir gelire sahip olduğunu, nafaka ve ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini beyanla, davanın kabulü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca dilekçeler aşamasında dayanılan ve hükme esas alınan erkeğe yüklenen kusurların somut görgüye dayalı ve tutarlı tanık anlatımları ve dosyaya sunulan diğer delillerle kanıtlandığı, kadının kusurunun ispat edemediği, kusur belirlemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin kusurlu olduğunun kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinde usul ve kanuna aykırılık görülmediği ve eksik incelemenin bulunmadığı, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince boşanma davası açılmakla kadının ayrı yaşama hakkına sahip olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafaka miktarında bir isabetsizlik görülmediği, ön inceleme duruşmasında kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, 16.05.2019 tarihli duruşmada aylık 200,00 TL'ye indirilmesine karar verildiği, hükümle birlikte kısa ve gerekçeli kararda dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi nedeniyle hükümde yer alan miktarın geçerli olduğu, boşanma nedeniyle mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, boşanmaya neden olan olaylarda kusursuz kabul edilen ve kişilik hakkı saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat isteme koşulunun oluştuğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına maddî manevî tazminata hükmedilmesinde ve hükmedilen tazminat miktarlarında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) ... fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, davacı kadının bir eş olarak üzerine düşen bazı yükümlülükleri yerine getirmemesi ve müvekkili ile ... süre cinsel ilişkiye girmekten kaçınması nedeniyle müvekkilinin hata yapmaya kalkıştığını, ancak Mahkemece bu hususların hiç değerlendirilmediğini, müvekkilinin affedildiğini, eksik araştırma ve inceleme ile karar verildiğini, davacı eşin çalıştığını, sürekli ve düzenli bir gelire sahip olduğunu, nafaka ve ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, boşanma hükmü, kadın lehine tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının yüksek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.