"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/983 E., 2022/1629 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 03.07.2019 - 19.09.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/502 E., 2021/565 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 2005 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, müvekkilinin ilk evliliğinden bir tane çocuğunun olduğunu, kadının müvekkilinin oğlunu kabul ederek evlendiğini, iki, üç ... sonra evdeki eşyalarını toplayarak evden ayrıldığını, bu süre içerisinde müvekkilinin oğluna psikolojik ve fiziki şiddet uyguladığını, müvekkilinin araştırmaları sonucunda kadının üçüncü evliliğinin olduğunu öğrendiğini, daha önceki evliliklerinde de bu şeklide evi terk ettiğini öğrendiğini, müvekkilinin Ankara 7. Aile Mahkemesinde 2011/743 Esas 2011/1348 Karar sayılı dosyasında terk nedeniyle boşanma davası açtığını, terk konulu ihtarat göndermediğinden davanın reddedildiğini, ancak davalının eve dönmediğini, müvekkilini akrabalarına karşı kötülediğini ve onurunu kırıcı itham ve iftiralarda bulunduğunu ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının karşı davasındaki iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata ve karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili davaya cevap ve karşı dava ile ikinci cevap dilekçesinde; müvekkilinin, erkeğin ailesi tarafından dışlandığını, erkek tarafından ayrı konut açılmadığını ve erkeğin ailesi ile birlikte oturduğunu, şu aşamada dahi müvekkilinin evine dönmek istediğini ancak eşi ve ailesi tarafından eve alınmadığını, erkeğin, müvekkiline karşı maddî ve manevî üstünlük tasladığını, müvekkilinin, erkeğin hakaretamiz ve küçümseyici söylemlerine maruz kaldığını, müvekkiline yeterince vakit ayırmadığını, müvekkilinin ekonomik ve duygusal şiddete uğradığını, erkeğin annesinin, müvekkiline karşı baskıcı bir hayat yaşattığını, eşinin ise hiç savunmadığını, olaylara müdahale etmediğini, eski karısı ile müvekkilini kıyasladıklarını, erkeğin ve ailesinin, müvekkilinin ailesi ile görüşmesini ve ortak konuta gelmelerini istemediklerini ve engellediklerini, erkeğin, müvekkiline zorunlu olarak pornografik içerikli cd ve kayıtları izlettiğini, ters ilişkiye zorladığını, erkeğin başka bir kadın ile görüşerek müvekkilinin kadınlık onurunu zedeleyici eylemler içerisinde olduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, evde kabul edilmeyen müvekkilinin Gaziantep'e döndüğünü, evine dönmek istediğini ancak buna izin vermediklerini, erkeğin annesinin müvekkilini arayarak oğlunu başka kadınla evlendirdiğini ve kendisinin gelmemesi gerektiğini söylediğini, dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kabul etmediklerini beyanla, asıl davanın reddine, psikolojik ve ekonomik şiddet, pek fena muamele, ... kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması sebepleri ile karşı davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ve annesinin, kadının eve dönmek istemesine rağmen eve almaması, annesinin, kadın tanıklarına telefon ederek ''Oğlumu imam nikahlı başka birisi ile evlendirdim, bir de kızı oldu, oğlumdan boşanacaksın'.' şeklinde konuşmalar yaptığı, erkeğin annesinin bu şekilde davranışının tarafların bir araya gelmesini imkansızlaştırdığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olayda erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusurunun olmadığı gerekçesi ile kadının karşı davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadın yararına 24.11.2020 tarihinde belirlenen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, asıl dava ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanık beyanları ile kadının ortak evi terk ettiğinin sabit olduğunu, kadının eve dönmek istediği, ancak eve alınmadığı iddiasının gerçek olmadığını, kusurlu tarafın kadın olduğu, Mahkemece hatalı karar verildiğini, maddî ve manevî tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin haksız, miktarlarının ise fahiş olduğunu beyanla; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası ve miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, asıl davanın reddi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadının, erkekten daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu en azından davacının maddî desteğini yitirdiği, erkeğin mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve takdir edilen miktarlarının uygun olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda erkek tam kusurlu olduğundan, maddî ve manevî tazminat talebinin reddi kararının ... olduğu, kadın yaraına tedbir nafakasına hükmedilmesinin ve hükmedilen nafaka miktarının uygun olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, bu nedenle kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin ... olduğu gibi tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarının da uygun olduğu, Mahkemenin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile, davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tanık beyanları ile kadının ortak evi terk ettiğinin sabit olduğunu, kadının eve dönmek istediği, ancak eve alınmadığı iddiasının gerçek olmadığını, kusurlu tarafın kadın olduğu ve Mahkemece hatalı karar verildiğini, maddî ve manevî tazminat ile nafakaya hükmedilmesinin haksız, miktarlarının ise fahiş olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın ispatlanıp ispatlanamadığı, karşı davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.