Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11022 E. 2023/2284 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı, velayet, nafaka ve tazminat konularındaki anlaşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, kadının kız kardeşine karşı işlediği suçun affedilmiş olması ve kadının da boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu bulunması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin erkek aleyhine verdiği boşanma kararının kaldırılıp her iki tarafın da kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanmalarına karar verilmesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1923 E., 2022/2022 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 05.08.2020 - 21.06.2021

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çiftlik Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/70 E., 2022/113 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından her iki dava yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kusur belirlemesi ve erkeğin reddedilen davası yönünden kısmen kabulü ile erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına, sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı kadın vekili asıl dava dilekçesinde özetle; erkeğin şehir dışında çalıştığını, aylarca eve gelmediğini, eşini ve çocukları arayıp sormadığını, kadının kız kardeşine cinsel istismarda bulunduğunu ve bu nedenle hüküm giyip ... süre ceza evinde kaldığını, bu olayın sonrasında taraflar arasında karı-koca hayatı yaşamadığını, kadının erkekten soğuduğunu, ceza evinden çıktıktan sonra şehir dışına gittiğini, eşini ve çocukları arayıp sormadığını, tartışmada tarafların ortak çocuğunun kendisinden olmadığını söylediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın için aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının erkek tarafından rahatsız edilmesi nedeniyle telefon hatlarını değiştirdiğini, erkeğin kadının namusuna iftira attığını, kadının patates işi ile uğraştığı için tüm köylü ile birlikte geç saatlerde işe gidip geldiğini, erkeğin kıskanç olduğunu, eşine hakaret edip fiziksel şiddet uyguladığını ve kadının kardeşine cinsel istismarda bulunduğunu ileri sürerek; birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Asıl dava dilekçesi davalı-davacı erkeğe 25.08.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, erkek süresi içinde davaya cevap vermemiştir.

2.Davalı-davacı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli telefon hattı değiştirdiğini, sadakatsiz olduğunu, 22.04.2021 tarihinde erkeği tehdit edip fiziksel şiddet uyguladığını ve ceza evindeyken eşini ziyaret etmediğini ileri sürerek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 iştirak nafakası ile erkek lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda evin geçimini temin etmeyen, eşi ve çocukları ile ilgilenmeyen, arayıp sormayan, evlilik yokmuş gibi, nadiren geldiği zamanlarda eşine ve çocuklara fiziksel şiddet uygulayan, ortak çocuğun kendisinden olmadığını söyleyen, başka bir şehirde kendi başına yaşam süren, eşine o..pu, kahpe diyerek hakaret eden ve baldızına karşı işlediği suç nedeniyle hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan erkeğin tam kusurlu olduğu; baldıza karşı işlenen suç sonrası erkeğin ortak haneye nadiren geldiği zamanlarda tarafların ayrı odalarda yatmış olmaları nedeniyle barıştıklarından söz edilemeyeceği, erkeğin süresinde cevap dilekçesi ve delil listesi sunmamış olması nedeniyle kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı, uzman raporunda çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ... yararlarına uygun olacağının ifade edildiği, idrak çağındaki çocukların baba ile kişisel ilişki kurmak istemedikleri, çocukların iradelerinin aksine babaları ile görüşmeye zorlanamayacakları, babanın çocuklara mütemadiyen fiziksel şiddet, hakaret ve tehdit eylemlerinde bulunması ve çocukların babadan korkmaları nedeniyle kişisel ilişki kurmamalarının ... yararlarına uygun olduğu, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlara hükmedilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu, erkek tarafından ceza soruşturması evraklarının getirilmediği iddia edilmişse de evrakların dosyaya girdiği ve dosyaya giren evrakların 28.04.2022 tarihli celsede duruşma tutanağına geçirildiği, erkeğin bildirdiği telefon kayıtları için GSM operatörüne yazı yazıldığı ancak hatların kadın adına kayıtlı olmaması nedeniyle döküm gönderilmediği, erkeğin diğer delillerle de kadının sadakatsiz olduğu iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Ramazan, Emre ve Berat'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuklarla baba arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, çocukların her biri lehine hükmedilmiş olan aylık 250,00 TL tedbir nafakasının artırılarak aylık 350,00 TL olarak kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesi sonrası her biri için aylık 350,00 TL iştirak nafakası takdirine, kadın lehine hükmedilmiş olan aylık 250,00 TL tedbir nafakasının artırılarak aylık 350,00 TL olarak kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesi sonrası aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası ve 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerinin toplanmadığını, ceza soruşturmalarının sonucu beklenmeden karar verildiğini, tanığı Salih'in dinlenmesinden vazgeçmiş sayılmasının ... olmadığını, kadının telefon kayıtlarının getirilmediğini, kişisel ilişki konusunda uzman görüşüne aykırı karar verildiğini, erkeğin şehir dışında çalışmasının kendisine kusur olarak yüklenmesinin ... olmadığını, kadının sadakatsiz olduğunu ve nafaka ve tazminata hak kazanamayacağını ileri sürerek; her iki dava ve fer'îler yönünden istinafa başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğe İlk Derece Mahkemesince kusur olarak yüklenen kadının kardeşine yönelik yüz kızartıcı suç işlediği vakıasından sonra evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle vakıanın kadın tarafından affedildiği, bu vakıa yönünden erkeğe kusur yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların gerçekleştiği ve yine kadının da eşine fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle az da olsa kusurlu olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadının da kusurlu olması nedeniyle erkeğin davasının kabulü gerektiği gerekçesi ile; erkeğin kusur belirlemesi ve kendi davasının reddine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, kusura yönelik gerekçenin düzeltilmesine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmaması nedeniyle erkeğin davasının kabulünün yerinde olmadığını, 22.04.2021 tarihli olayda erkeğin kadına ve çocuklara şiddet uyguladığını ve mağdurlar kaçmak isterken erkeğin başından yaralandığını, erkeğin kadının kardeşine karşı işlediği yüz kızartıcı suç sonrası tarafların aynı evde yaşamış olmalarına rağmen barışmadıklarını, ayrı odalarda yattıklarını belirterek; erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönünden temyize başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki yönünden temyize başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğiği temelinden sarsacak ve ortak hayatın devamına imkân vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi ve her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin ... olup olmadığı, boşanma koşullarının bulunması halinde çocukların velâyetinin anneye verilmesinin ve kişisel ilişki hükmünün çocukların ... yararına uygun olup olmadığı, kadın lehine tazminat ve nafakalara hükmedilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı, ortak çocuklar için hükmedilen nafakaların yerinde olup olmadığı ve koşulları bulunuyorsa fer'î miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 ..., 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 330 uncu, 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi'nin 4 üncü, 5 ... ve 6 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe tanığı Salih ...'in adresini bildirmesi için kesin süre verilmesine ve bu konuda usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen verilen kesin sürede tanığın adresini bildirmemesi nedeniyle tanığın dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılmasının yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı-davacıya yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacı-davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.