"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/892 E., 2022/1483 K.
DAVACI-DAVALI : Nurcan...vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ... Kala
DAVA TARİHİ : 26.06.2019-08.10.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/477 E., 2021/522 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 08.04.2019 tarihinde evlendiklerini, çocuklarının olmadığını, müvekkilinin eşi ile internette tanıştıklarını, birlikte olduklarını, resmi nikahtan sonra müvekkilinin Adana'dan Ankara'ya geldiğini, aylarca erkeğin düğün yapmasını beklediğini, eşini arayıp sormadığını, telefonlara cevap vermediğini, erkeğin 1 Haziran'da Ankara'ya geldiğini, müvekkil ile zorla cinsel ilişkiye girdiğini, şiddet uyguladığını, cinsel ilişkiyi videoya çektiğini, ters ilişkiye zorladığını, uyuşturucu kullandığını, eşine de esrar içmesi için teklifte bulunduğunu, müvekkiline hakaret edip aşağıladığını, "şişman, yaşlı, çirkin" sözlerini söylediğini, psikolojik şiddet uyguladığını, internette ve sosyal medyada başka kadınlarla konuştuğunu ve müvekkilini aldattığını, erkeğin iddialarını ve karşı davayı kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temlinden sarsıldığını beyanla, karşı davanın reddine, asıl davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 25.000 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili davaya cevap ve karşı dava ile ikinci cevap dilekçesinde; tarafların kızlar soruyor isimli internet sitesinde tanıştıklarını, 2019 yılında otelde birlikte olduklarını, rahatsızlıklarını söylemediğini, nikahtan sonra kadının evleneceği hususunda ailesine bilgi vermediğini, bir araya gelemeyeceklerini, bu nedenle Ankara'ya geri dönmek zorunda olduğunu söylediğini, nişan, kına, gelinlik giymek, altın gibi taleplerinin olduğunu, intihar edeceğini söylediğini, müvekkiline psikolojik ve cinsel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kadının iddialarını kabul etmediklerini beyanla, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşini sürekli aşağıladığı, "Şişmansın, bir şeyler yap, kendini güzelleştir." şeklinde beyanlarının olduğu, kızlarsoruyor.com isimli web sitesinde başka kadınlarla ... sarsıcı ve cinsel içerikli yazışmalar yaptığı, kadının ise eşinin Adana'da bulunan evine gitmediği, tarafların diğer kusurlarının ise ispat edilemediği, kadının nikah kıyıldığını ailesinden saklamasının bir kusur olmadığı, bağımsız bir fert olarak insanların evliliklerine kendilerinin karar verdiği, başkalarıyla paylaşmaya karar verecek kişinin de yine kendilerinin olduğu, tarafların dosyaya yansıyan kusurları değerlendirildiğinde erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile, asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına dava tarihi 26.06.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL tedbir nafakası ile kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının ve 20.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile birlikte erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili, kadının nikah töreninden sonra Ankara'ya döndüğünü, birlikte yaşamaktan kaçındığını, müvekkilinin gelmesini ve ailesiyle görüşmesini istemediğini, ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasını kabul etmediklerini, nafakaya süresiz karar verilmesinin ... olmadığını, evlilik ile kadının fiili durumunda değişiklik olmadığını ve tedbir nafakası kararının hatalı olduğunu, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine verilen manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl ve karşı davada boşanma kararında ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının incelenmesinde; kadının ev hanımı olup gelirinin bulunmadığı, annesi ve abisi ile birlikte yaşadığı, erkeğin özel bir şirkette çalıştığı, kızı ile birlikte yaşadığı, Adana'da bir adet evinin bulunduğunun tespit edildiği, erkeğin Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi hükmü dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen manevî tazminat miktarının uygun olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda erkek ağır kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat talebinin reddi kararının ... olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği, bu nedenle kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin ... olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında takdir edilen nafaka miktarının da uygun olduğu, davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen nafaka miktarının uygun olduğu, Mahkemenin kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, kadının nikah töreninden sonra Ankara'ya ailesinin yanına döndüğünü, birlikte yaşamaktan kaçındığını, müvekkilinin gelmesini ve ailesiyle görüşmesini istemediğini, ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasını kabul etmediklerini, müvekkilinin kadına maddî anlamda bir olanak sağlamadığı ve yaşam standardı sunmadığını, kadının yoksulluğa düşeceği bir durumun bulunmadığını, yoksulluk nafakasına karar verilmesinin ... olmadığını, evlilik ile kadının sosyal statüsünde değişiklik olmadığını ve tedbir nafakası kararının hatalı olduğunu, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın lehine verilen manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.