Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11025 E. 2023/540 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, boşanma ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu ve takdir edilen tazminat miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur dereceleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile ihlal edilen menfaatler gözetilerek hükmedilen tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap ve ıslah dilekçesinde özetle; davalı- karşı davacı kadının müvekkiline hakaretler ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, erkeğin arkadaşlarıyla görüşmesini istemediğini, başkalarının yanında küçük düşürdüğünü belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- karşı davalı erkeğin sürekli hakaret ettiğini, müvekkili ile ilgilenmediğini, normal karıkoca ilişkilerinin olmadığını, sürekli şiddet uyguladığını, küçümsediğini, ailesine hakaret ettiğini, evden kovduğunu, 06.11.2017 tarihinde şiddet nedeniyle müvekkilinin kolunun kırıldığını, kadın arkadaşlarıyla samimi konuşmalarının olduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, baskı uyguladığını, bu sebeplerle asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüyle evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, telefonda "şeker portakalım" diye bir kadının kendisine seslendiği ve davalı-karşı davacının bu sesi duyduğu, telefonunu sürekli eşinden sakladığı, ... yeri camiasında kadınlarla samimi davranışlar sergilediği söylentisinin de yayıldığı, kadına şiddet uyguladığı, baskıları olduğu, hakaret içerikli konuşmalar yaptığı, ailesinin baskılarına da karşı gelmediği, ... davetinde aileler içeride oturduğu sırada kadının ailesine yönelik "neden bunları çağırdın" diye baskı yaparak küfür ettiği ve o sırada kolunu kıvırdığı, kadının ailesinin yanında, çok rahat kadına hakaret ve küfürler ettiği, yine alt komşularının şahit olduğu erkeğin, kadını odaya kitlediği, kadının telefonunu almak istediği hususunda seslendiğini duyduğu, kapıyı aç dediği, sürekli tartışmaların duyulduğu, alt komşularının bu olaydan dolayı polisi aradığı, tarafların müdürlerinin yemeğe geldiği sırada erkeğin aşırı alkol aldığı, bu sırada kadının annesinin aradığı, durumu izah ettiği, kadının annesinin polis çağırması gerektiğini söylediği ve erkeğin ısrar ile şiddet uygulayarak kadını masaya oturtmaya çalıştığı, kadını zor durumda bıraktığı, yapılan kusur değerlendirmesinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacı- karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davalı- karşı davacı kadının ise eşine yönelik mesleği ve eğitimi yönünden küçük düşürücü konuşmalarda bulunduğu, ayrıca kıskançlıklar yaparak erkeği arkadaşlarının yanında küçük düşüren cümleler kurabildiği, bu nedenle kadının, erkeğe göre az kusurlu olduğu gerekçesiyle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve erkeğin gerçekleşen kusurlu eylemleri nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, ağır kusurlu olan erkeğin yasal koşulları gerçekleşmeyen maddî ve manevî tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, kadının ağır kusurlu olduğunu belirterek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, erkeğin maaşının yüksek olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusursuz olduğunu, erkeğe yüklenen kusurların af kapsamında kaldığını ve kadının davasının reddi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, tazminat miktarlarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, erkeğin kusurlarının af kapsamında kalıp kalmadığı, tarafların boşanma davalarının kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 348 inci ve 352 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki (2) nolu paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı- karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı-karşı davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı-karşı davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.