Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11041 E. 2023/2710 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesinden feragat edildiğine dair ibare yer almasına rağmen, sonradan açılan mal rejiminin tasfiyesi davasının kabul edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde ve boşanma davası duruşmasında yaptıkları açıklamalar ile mal rejiminin tasfiyesinden feragat ettikleri, bu feragatin mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu ve tarafları bağladığı, bu nedenle sonradan açılan mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine karar verilmesinin doğru olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/222 E., 2022/547 K.

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde alacak davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. ... erkek vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde edinilen 7404 ada 30 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, 140 ada 6 parsel 7 nolu bağımsız bölüm, ... plakalı araç ve ...plakalı ticari taksinin bedellerinin müvekkili tarafından ödenmesine rağmen, ticaretle uğraşması, olası riskler ve ticari hayatı nedeniyle aleyhine açılan ve açılacak davalar ile icra takipleri sonuçlanana kadar davalı-davacı kadın üzerine tescil edildiğini, bilahare tarafların aynı amaca yönelik olarak anlaşmalı olarak boşandıklarını, ancak evliliğin fiilen devam ettirildiğini, fakat bir süre sonra davalı-davacı kadının tutumunun değiştiğini, müvekkilini evden kovduğunu ve müvekkilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı dava açtığını, bu süreçte müvekkilinin iradesinin hile ve kandırma ile fesada uğratılarak ve yeniden evlilik kararı alınması üzerine sözkonusu davadan feragat edildiğini ileri sürerek feragatin feshi ile nizalı malvarlığının tapu ve trafik sicilinde davalı adına olan kayıtlarının iptali ve müvekkili adına tescilini, bu talepleri kabul edilmediği takdirde katılma ve değer artış payı alacağının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; ... erkeğin evli iken çok sayıda taşınmaz ve araç alıp sattığını, müvekkiline bu konuda bilgi vermediğini, bu malların mal ortaklığı döneminde alındığını, müvekkilininde hakkı olduğunu ileri sürerek ... erkeğin edindiği mallar üzerindeki alacağı hesaplanarak şimdilik 5.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, boşanmanın gerçek olduğunu ve malvarlığının paylaşıldığını, aynı yönde açılarak hükme bağlanan dosyasının kesin hüküm teşkil ettiğini, davacının elindeki malvarlığını çarçur ederek müvekkili üzerindeki malvarlığına sahip olmak üzere kötüniyetli tavır ve davranışlar sergilediğini ileri sürerek davanın reddine savunmuştur.

2. ... erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; taraflar arasında mal ortaklığı rejimi olmadığını, müvekkilinin toptan, inşaat ticareti ile uğraştığını, taşınmazların mal karşılığı alındığını, malların müvekkili adına kayıtlı olmadığını, satıldığını, araçların bir kısmının müvekkili adına hiç kayıtlı olmadığını, boşanma dava tarihinde mevcut mal olmadığını ileri sürerek davanın reddine savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 25.11.2013 tarihli ve 2012/868 Esas ve 2013/109 Karar sayılı kararı ile, ... erkeğin önceki davadan feragat ettiği, sonra boşanma davasının kesinleşmesinden 3 yıl 7 ... sonra açtığı işbu davanın dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 19.06.2014 tarihli ve 2013/13514 Esas, 2014/12808 Karar sayılı kararıyla, davanın nizalı malvarlığına ilişkin tapu ve trafik sicilindeki kayıtların iptali ile davacı adına tescili, olmadığı takdirde katılma alacağı istemine ilişkin olduğu, Ankara 1.Aile Mahkemesinin 2009/131 Esas, 2009/331 Karar sayılı dava dosyasında; davacı erkeğin yine davalı kadın aleyhine 30.01.2009 tarihinde temyiz incelemesine konu dosyada davaya konu malvarlığı hakkında evlilik birliği içinde edinildikleri, bedellerinin tarafından ödendiği iddiasıyla tapu ve trafik sicilindeki kayıtlarının iptali ile adına tescili, bu talebi kabul edilmediği takdirde katılma alacağının tahsili istemiyle dava açtığı, 18.03.2009 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 07.01.2011 tarihinde kesinleştiği; ilk davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi durumunda, aynı taraflar arasında aynı hukuki sebeple ve aynı konuda ikinci açılan davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekeceği, Mahkemenin bu yöndeki gerekçesi kural olarak ... olduğu; ne var ki, somut olayda davacı erkeğin feragati nedeniyle reddine karar verilmiş bulunan ilk açtığı davada, hile ve kandırma nedeniyle iradesinin fesada uğratılarak feragat beyanında bulunmasının sağlandığını öne sürdüğü, başka bir anlatımla, feragat beyanının irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla feshi ile iptal tescil ve alacak talebi hakkında karar verilmesini talep ettiği, incelemeye konu davada, irade fesadı hallerine dayanıldığına göre, Mahkemece öncelikle işbu husustaki iddianın ilgili hükümler çerçevesinde ve gerektiğinde taraf delilleri toplanarak incelenmesi, feragat beyanının dayanılan sebeplerle geçersizliğinin belirlenmesi halinde davacının mal rejimine dayalı isteğinin değerlendirilerek esası bakımından bir karar verilmesi, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Verilen Direnme Kararı

Mahkemenin 24.12.2014 tarihli, 2014/1218 Esas, 2014/1711 Karar sayılı kararıyla, davacının irade fesadı nedeniyle feragat beyanın geçersiz olduğu hususundaki iddiasının dinlenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle bozma kararına direnilmesine ve davanın reddine karar verilmiştir.

C. Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.03.2016 tarihli ve 2015/8-979 Esas, 2016/215 Karar sayılı kararıyla, davada, irade fesadı hallerine dayanıldığına göre, Mahkemece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 30 uncu ve devamı maddelerinin irdelenmesinin de gerekeceği; öyle ise Mahkemenin aynı taleple daha önce açılan davanın feragat nedeniyle reddedildiği, feragatin tek taraflı beyanla hakkın özünden vazgeçme niteliğinde olduğu ve yapıldığı anda kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu yönündeki direnmesinin yerinde olmadığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemece 08.02.2017 tarihli (1) nolu celsede, bozma kararına uyulmasına ve irade fesadına dayalı feragatin iptaline yönelik talebin işbu davadan ayrılmasına karar verilmiştir.

2. Mahkemece 11.11.2020 tarihli, 2016/884 Esas, 2020/512 Karar sayılı kararla, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararının ikinci sayfasının altıncı paragrafında 'Tarafların birbirlerinden katkı payı, ziynet eşyası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan başkaca herhangi bir hak istemeyeceklerinin' tespit edildiği, kararın bu şekilde kesinleştiği, kesinleşen karara rağmen mal rejimine yönelik karşılıklı dava açmalarının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı, süresi içinde ... erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

3. Dairemizin 20.10.2021 tarihli ve 2021/5657 Esas, 2021/7417 Karar sayılı kararıyla, dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verilmiş, işbu ilama karşı, süresi içinde ... erkek vekili ve davalı-davacı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizin 24.01.2022 tarihli ve 2021/10650 Esas, 2022/417 Karar sayılı kararıyla da, Mahkeme, davacı-davalının sözlü savunma için süre talebi dikkate alınarak sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir duruşma günü tayin edilmeden taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeden karar verilmesinin hatalı olduğu; davayı sona erdiren kısa kararı imzalayan hakim ile gerekçeli kararı imzalayan hakimin farklı olduğu, Mahkemece, önceden verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerektiği belirtilerek onama kararının kaldırılmasına, kararın bozulmasına karar verilmiştir.

E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, taraflar arasında müşterek olarak imzalanan protokol hükümlerinin ve ilaveten duruşmada alınan beyanların hükme aktarıldığı, hükmün 7 numaralı paragrafında "...Tarafların birbirlerinden katkı payı, ziynet eşyası ve mal rejimimnin tasfiyesinden kaynaklanan başkaca herhangi bir hak istemeyeceklerinin tespitine..." şeklinde hüküm tesis edildiği, 03.12.2008 tarihli duruşmada da tarafların hükmün ikinci maddesine geçirilen beyanlarının bulunduğu, ayrıca protokolün 1 numaralı bendinde tarafların "...Müşterek herhangi bir gayrimenkul malımız yoktur..." şeklinde düzenleme yaptıkları, kararın bu şekilde kesinleştiği; protokol ve ilaveten duruşmadaki beyanların hür iradeleri ile imzalandığı, protokol ve Mahkeme husuzundaki beyanların boşanma kararında yer aldığı, mal rejiminin tasfiyesi bakımından protokol ve Mahkeme huzurunda bildirilen beyanlar ile taraflar arasında düzenleme yapıldığı, protokol ve Mahkeme huzurundaki beyanların mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, bu beyanların tarafları bağlayacağı, mal rejimine yönelik karşılıklı dava açmalarının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakların şahsi hak niteliğinde olduğu, ayni hak talep edilemeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. ... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle;, protokolde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hüküm bulunmadığı, protokolde malların açıkça sayılması gerektiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı haklara yönelik bir feragat bulunmadığı, feragatin iptali davasında boşanmanın muvazaalı olduğunun ve irade fesadının ispatlandığı, bu nedenle anlaşmalı boşanma davasındaki iradenin gerçek iradeyi yansıtmadığı, taraflar arasındaki inanç sözleşmesi gereğince malların davalı-davacı kadın adına yapıldığı belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hukuka ve mevzuata uygun olduğu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, mal rejiminin tasfiyesi konusunda herhangi bir hak istemeyeceklerinin tespitine karar verildiği, kararın kesinleştiği, Mahkeme kararının onanması gerektiği, ... erkeğin asıl davayı temyiz etmesi, asıl davanın bozulması halinde herhangi bir hak kaybı olmaması için birleşen dava yönünden temyiz başvurusunda bulunduklarını belirterek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, anlaşmalı boşanma davasındaki protokoldeki düzenlemeye, duruşmadaki taraf beyanları ve boşanma kararında yer alan karara göre tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı haklarını istemelerinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi, 438 ... maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 26 ıncı maddesi, 29 uncu maddesi, 188 ... maddesi, 190 ıncı maddesi, 303 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.