Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11123 E. 2023/1938 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasının kabulü, kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmaya karar verilmesinde, kusur belirlenmesinde, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının ve birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-davacının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evliliğin yüklediği sorumluluğu taşıyamadığını, müşterek haneyi terk etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, son olarak 23.10.2016 tarihinde müşterek haneyi terkettiğini ve iki çocuğu erkeğe bıraktığını, kadının evin yemeği ,eşinin ütüsü, hiçbir şeyi ile ilgilenmediği öğlene kadar uyuyup kahvaltı hazırlamadığını, evi terk ettiğinde çocuklara erkek ve annesinin bakmak zorunda kaldığını, ortak çocuklara fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğe ve ailesine karşı ağır hakaretlerinin olduğunu, "şerefsiz,köpek" gibi sözleri kocasına "orospu, kahpe" gibi sözleri de kayınvalidesine söylemeyi alışkanlık haline getirdiğini, kocasını öldürmekle tehdit ettiğini anlamsız kıskançlıklarla erkeği işyerinde huzursuz ettiğini, kadının ailesinin de erkeğe karşı ölüm tehditlerinin olduğunu, kadının eşinin ailesi ile görüşmeyi istemediğini, telefon rehberinde Mustafa ve Behçet isimli erkeğin tanımadığı kişilerin kayıtlarının bulunduğunu, aldatıldığını düşündüğünü iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde, kadının ağır kusurlu olduğunu, evli bir kadının kutsal olan aile birliğine bağlı olması ve iffetli davranma zorunluluğu bulunduğunu, müvekkilinin fetö terör örgütüne üye olmaktan ihraç edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin geçici olarak işten çektirildiğini, kadının iddialarının asılsız olduğunu, çocuklarını bırakıp gittiğini, müvekkilinin ziynetleri aldığı iddiasının doğru olmadığını beyan ederek , müvekkilinin açtığı boşanma davası ile birleştirilmesine karar verilmesini ve kadının açmış olduğu boşanma davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin dava açmaya hakkının olmadığını, evlilik birlikteliğindeki sıkıntıların erkeğin kusurlu davranışları neticesinde oluştuğunu, can güvenliği yüzünden evi terk etmek zorunda kaldığını, eşinin kendisine tehdit mektupları gönderdiğini beyan ederek yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olmadığını, kendisinin ev hanımı olduğunu, davacının fetö üyeliğinden dolayı ihraç olduğunu, düğünde takılan altınların düğün sonrası erkek tarafından elinden alındığını iddia ederek erkeğin iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu beyanla asıl davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi durumunda ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, kadın için aylık 500,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 100.000,00 TL maddî,100.000,00 TL manevî tazminata, müvekkile ait ziynetlerin aynen iadesi mümkün olmazsa şimdilik 2.000,00 TL' nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkilinin hayatına kast ettiğini bu nedenle evlilik birlikteliğinin bitmek zorunda kaldığını, erkeğin uzun süreli evlilik birlikteliği düşünmediğini, çocuk sahibi olmak istemediğini ve müvekkiline "seninle sevmeyerek evlendim, bana hizmet edecek birine ihtiyacım vardı o kadar başka bir şey de bekleme" dediğini, müvekkilini cahil bulup kendisine yakıştırmadığını, karısının fikrini almaksızın 4 kez tayin isteyerek il değişikliği yaptığını, sürekli tehditlerde bulunduğunu, sosyal hayatı kısıtladığını, cep telefonu bile kullanmasına izin vermediğini, her kavgadan sonra anneyle çocukları ayırdığını, müvekkili ile çocukların görüştürülmediğini, erkeğin düğün zamanı takılan altınları düğünden 4 gün sonra terör ve güvenlik sorunları olduğu bahane ederek müvekkilinden alarak altınları paraya çevirip bankaya koyacağını söylediğini sonrasında müvekkilinin bilgisi ve izni dışında bu parayı kullandığını beyan ederek takıların aynen iadesi,mümkün değil ise şimdilik 2.000,00 TL'nin erkekten tahsiline, evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eşler arasındaki evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı,evliliğin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kadının agresif ve sinirli yapıya sahip olup eşine "pezevenk, ahlaksız, şerefsiz, köpek" gibi sözlerle hakaret ettiği, tartışma neticesinde birkaç kez evini terkedip gittiği, bu süre içinde çocukların baba ve babaanne tarafından büyütüldüğü, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise eşi hamile iken eşine birkaç kez fiziksel şiddet uyguladığı, ailesi ile görüşmesine izin vermeyen erkeğin daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik biriliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların halen baba yanında kalıyor olması, babanın ortak çocukların velâyetini almaya istekli olması, ortak çocukların da velâyetinin babaya verilmesini istediklerini beyan etmeleri karşısında ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, velâyeti kendisine verilmeyen anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadının ekonomik gücü, sosyal durumu ve ihtiyaçları ile hakkaniyet kurallarına göre kadın için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, boşanma nedeniyle zedelenen mevcut veya beklenen menfaat ve tarafların kusur durumu dikkate alınarak kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminata, 7.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesine, kadının ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin iadesine ilişkin talepleri ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, verilen kararın dosya ile örtüşmediğini, kadının davasını ispat edememiş olması ve ağır kusurlu olması nedenleri ağır kusurlu olan kadının boşanma davası açma hakkı bulunmadığından kadının boşanma davasının reddi yerine kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ağır kusurlu olan eş yararına tazminat, nafakaya hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, istinaf incelemesi neticesinde kadının boşanma davasının ve tüm taleplerinin reddine karar verilerek yeniden hüküm kurulmasını istemiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusu dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik inceleme neticesinde bir karar ihdas edilmiş olduğunu ve verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, kadına şiddet uyguladığını, bu şiddetin hem fiziki hem de ekonomik boyutları içerdiğini, takdir edilen tazminat miktarlarının son derece az olduğunu, takdir edilen bu miktarların adeta erkeği ödüllendirmek anlamını taşıdığını, ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesini, yerel mahkemece müvekkil tarafından düğünde takılan takıların iadesi olmadığı takdirde bedelinin iadesi taleplerinin ispat edilmediği gerekçesi ile reddedildiğini, müvekkilinin evden giderken yanına hiç bir eşyasını almadığını, dövülerek baba evine gönderildiğini, bu hususun tanık anlatımları ile sabit olduğunu, yerel mahkemenin bu konuda isabetsiz bir hüküm tesis ettiğini, istinaf talepleri doğrultusunda inceleme yapılarak talepleri gibi karar verilmesini istediğini belirtmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, asıl ve birleşen boşanma davasının kabulüne yönelik verilen kararda, kusur tespitinde usul, yasa ve dosya kapsamına göre aykırılık bulunmadığından asıl dava ve birleşen davada, boşanmanın kabulü ve kusur belirlemesi yönünden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine, boşanma sonucu daha az kusurlu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen tazminatların az olduğu gerekçesi ile kadın yararına 40.000,00 TL maddî tazminata, 40.000,00 TL manevî tazminata, erkek vekilinin tedbir ve yoksulluk nafakasının kabulü ve miktarı yönünden istinaf başvurusunda İlk Derece Mahkemesi kararının isabetli olduğundan başvurunun reddine, kadının müşterek çocukların velâyeti yönünden istinaf başvurusu talebinin sosyal inceleme raporundaki velâyetlerin babaya verilebileceğine ilişkin görüş, fiilen baba yanında olmaları, çocukların görüşleri ve üstün yararı gözetilerek müşterek çocukların velâyetlerinin babaya verilmesi ve babayla kişisel ilişki tesisine yönelik kararda delillerin takdirinde isabetsizlik olmadığından reddine, kadının ziynet alacağına yönelik olarak dosyanın tefrikine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddiaları tekrarla kadının ağır kusurlu olması nedeni ile boşanma davası açma hakkı olmadığını, kadın tanığının 5 yıl önceki olaylara ilişkin tanıklık yaptığını, en son oturdukları müşterek konuta gelmediğini, bu nedenle müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşmadığını, nafaka ve tazminatların kabulü ve tazminatların miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunarak müvekkilinin tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü, kadın lehine tazminatların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği ve kadın lehine hükmedilen nafakaların kabulü noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.