"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çumra Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, alkol ve şiddet nedeniyle evlilik birlikteliğinin çekilmez hale geldiğini, müvekkiline ve gelinine içki masası hazırlatarak hizmet ettirdiğini, sürekli sadakatsiz davrandığını, müvekkilini erkek kardeşini öldürürüm diye tehdit ettiğini, müvekkiline cinsel şiddet uyguladığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın için aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 1.000.000.000,00 TL maddî, 1.000.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının başkasının etkisi altında kalarak davayı atığını, iddia edilen olayların boşanmayı gerektirmeyecek gerçek dışı beyanlar olduğunu, müvekkiline atfedilecek kusurlu davranışın bulunmadığını, davacı kadının sürekli kendisini aldattığı, darp ettiği, alkol kullandığı iddialarında bulunarak evlilik birliğindeki huzuru kaçırdığını, 30 yıllık olayların tekrar gündeme getirildiğini, ortak çocuk olan ...'ın baskısı ile eşinin dava açtığını müvekkiline yüklenebilecek kusurun bulunmadığını iddia ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.07.2018 tarih ve 2017/418 esas 2018/336 karar sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından
istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 05.05.2021 tarih ve 2018/3073 esas 2021/857 karar sayılı kararı ile davaya aile mahkemesi sıfatı ile bakılması gerektiği, kusur belirlemesi yapılırken davacı kadına kusur olarak yüklenebilecek somut bir vakıaya gerekçede yer verilmediği halde, boşanmaya sebep olan olaylarda davacının az, davalının ise ağır kusurlu olduğu belirtilmek suretiyle gerekçe içerisinde çelişki olduğu gerekçesi ile kaldırma-gönderme kararı verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında bir takım kavga ve çekişmelerin yaşandığı, davacının zaman zaman evden ayrıldığı ancak eve geri dönerek tarafların tekrar bir araya geldikleri ve müşterek hayata devam ettikleri, bu nedenle davacının davalıya karşı dava dilekçesinde beyan ettiği kusurlu davranışları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, affedilen ve hoşgörü ile karşılanan olayların boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, fiili ayrılığa sebep olan 2016 yılında yaşanan son olayda erkeğin kadını evden kovduğu, bunun üzerine kadının evden ayrıldığı ve tarafların o tarihten bu yana bir araya gelmedikleri, davalının evlilik birliği devam ederken başka bir bayanla birlikte yaşamaya başladığı, bu hususun davalıya ait sosyal ekonomik durum araştırması ve tanık beyanları ile sabit olduğu, davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, davacıya ise atfı kabil bir kusurun varlığının ispatlanamadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut olduğu gerekçesi ile kadın tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal koşulları oluşmakla kadın için 500,00 TL tedbir 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince yukarıda yer verilen gerekçe ile davalının boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkek eşin davacı kadına sürekli olarak fiziksel, sözel ve cinsel şiddet içeren davranışlar sergilediği, birden fazla kez sadakat ilkesini ihlal eder şekilde davranışlar gösterdiği, davacı kadın eşi ortak konuttan kovduğu, bu şekilde boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince, davalının fiziksel ve cinsel şiddet içeren davranışlarının davacı tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı gerekçesiyle tarafların kusur belirlemesinde dikkate alınmamış ise de, söz konusu davranışların uzun yıllardır sürekli olarak tekrar ettiği anlaşıldığından söz konusu vakıaların davacı tarafından affedildiğinin ya da hoşgörü ile karşılandığının kabulü mümkün olmadığını, sadakatsizlik vakıası kusur olarak yüklenmiş ise de; her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinin tabi bulunması sebebiyle eldeki dava tarihinden sonra gerçekleşen bir vakıanın eldeki boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenmesi mümkün olmadığını, davalı erkek eşin eldeki dava tarihinden önce de birden fazla kez sadakat ilkesine aykırı davranışlar sergilediği gerekçesiyle mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davalı eşin tam kusurlu olduğu yönündeki kabulünün isabetli olduğu ancak davalıya kusur olarak yüklenen vakıalar değiştiğinden, kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarlarına yönelik kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisi ile kadın yararına aylık 3.500, 00 TL yoksulluk nafakası ile 400.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tarafların vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, nafakaların ve tazminatlarının miktarının davalının ekonomik durumuna, kusur oranına ve hakkaniyet ilkesine göre az olduğunu, yoksulluk nafakasının karar kesinleşmesi itibariyle artışına karar verilmesinin mağduriyete neden olduğunu, tedbir nafakası miktarının da ekonomik koşullara ve enflasyon oranlarına göre çok düşük kaldığını beyan ederek kararın nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle , kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın tarafından açılan davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadının lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci, 169 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı erkeğe yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı kadına iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.