"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/946 E., 2021/2113 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 12.01.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/48 E., 2018/1082 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.10.2022 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... ... vekili Av. ... ile karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanarak boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, erkek yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, bağımsız konut temin etmediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, iftira attığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukaların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir nafakası ve iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının birlik görevini ihmal ettiği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evde başka bir erkekle yakalandığı, erkeğin ise birlik görevini ihmal ettiği, bağımsız konut temin etmediği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı açtığı davanın reddine, ortak çocukların baba yanında kalıyor olmaları, boşanma sebebi, yargılama sırasında geçici velâyetin anneye verilmesine rağmen annenin çocukları almaya gelmediği dikkate alınarak velâyetlerinin babaya verilmesine, ortak çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesi nedeniyle kadının iştirak nafakası talebinin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığından kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası, 350,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin zina hukuki sebebine dayalı açılan davasının reddi ile kadının karşı davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olması nedeniyle kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; zina hukuki sebebine dayalı açılan davanın reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığından hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının çok düşük olduğu, iştirak nafakasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, velâyet düzenlemesinin hatalı yapıldığı belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamı ve tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere kadının, ortak konutta başka bir adamla erkeğin annesine yakalandığı, olayın adli makamlara intikal ettiği, kadının "adamı ben eve aldım", "sensin neden inkar ediyorsun" şeklinde ikrarlarının olduğu, zinanın ispatlandığı ve erkeğin zina hukuki sebebine dayalı olarak açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, alınan sosyal inceleme raporu, ortak çocukların yaşları ve ihtiyaçları dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesi gerektiği, ortak çocukların fiilen anneye teslim tarihinden kararın kesinleşmesine kadar tedbir nafakasına ve karar kesinleşmesinden sonra ortak çocukların yaşları ve ihtiyaçları dikkate alınarak iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu ve ağır kusurlu taraf yararına tazminata ve yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceğinden kadının bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, bu kusurlu davranışlarının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, diğer yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle; erkek vekilinin istinaf itirazlarının zina hukuki sebebine dayalı davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası yönünden, kadın vekilinin istinaf itirazlarının ise velâyet, tedbir nafakası, iştirak nafakası yönünden kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin vaka yönünden açıklandığı şekilde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin kararının hüküm fıkrasından ilgili bentlerin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisi ile asıl davanın 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci maddesi hükmü uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, asıl davada aynı Kanunu'nun 166 ıncı maddesine dayalı talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına fiilen anneye teslim tarihlerinden karar kesinleşinceye kadar ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra ayrı yarı aylık 300,00 TL iştirak nafakası, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkek yararına 6.000,00 TL maddî tazminat, 4.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte velâyet düzenlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte erkeğin, boşanma kararı kesinleşmemesine rağmen birden fazla kişi ile birliktelik yaşadığı, evlilik birliği dışında bir çocuğu olduğu, erkek aleyhine ... 7. Aile Mahkemesinde zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası açıldığı ve iş bu dava ile birlikte görülmesi gerektiği belirtilerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin ve velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın tarafından zina hukuki sebebine dayalı erkek aleyhine açılan dava ile işbu dava arasında fiili ve hukuki irtibatı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci, ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devam maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3.Değerlendirme
Davacı-karşı davalı erkek 12.01.2018 tarihinde ... 3. Aile Mahkemesi'nin incelediği dosyası ile zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebeplerine dayalı olarak boşanma davası açmış olup davalı-karşı davacı kadın ise; 26.01.2018 tarihli karşı dava dilekçesi ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebe dayalı boşanma davası açmıştır. İlk Derece Mahkemesince; tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, asıl davada erkeğin zina hukuki sebebine dayalı talebinin ise reddine ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı; kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden; erkek vekili tarafından ise zina hukuki sebebine dayalı açılan davanın reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararı; taraf vekillerince yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir. Tarafların karşılıklı boşanma davalarına ilişkin yargılama devam ederken, davalı-karşı davacı kadın tarafından ... 7. Aile Mahkemesinin incelemekte olduğu 2022/41 Esas sayılı dosyası ile zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış ve davasının eldeki dava ile birleştirilmesini talep etmiştir. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır. Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'î konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, 4721 sayılı Kanun'daki düzenlemelere (4721 sayılı Kanun, md. 4, md. 174/1-2, md. 175) aykırı düşer. Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanunu'nun 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına dayanan iş bu karşılıklı boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna ve kadın tarafından iş bu dava dosyası ile birleştirilmesi talep edilen davanın boşanma hükmü kesinleşmeden açıldığına göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin İbrahim'den alınarak Fatma'ya verilmesine,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretininde Fatma'dan alınarak İbrahim'e verilmesine,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.