"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1206 E., 2022/1356 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulüyle yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/3 E., 2022/28 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve kadın yararına boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak gerekçenin düzeltilmesine ve yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili, dava dilekçesi ile; her iki tarafında ikinci evliliklerinin olduğunu, kadının ilk eşinden iki çocuğu olduğunu, davalının iki çocuğu da kendi çocuğu olarak kabul edeceğini söyleyerek davacıyı evliliğe inandırdığını, davalı erkeğin, davacının ilk evliliğinden olan kızı ...'ya karşı uygunsuz davranışları nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, davacı kadının evlilik birliği süresince davalı tarafından her türlü fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakıldığını, davalı erkeğin uygunsuz ve ahlak dışı isteklerine maruz kladığını, kumar alışkanlığının bulunduğunu, evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini ileri sürerek evlilik bşrliğinin temelinden sarsılmaısna neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmaları ile ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile, ortak çocuk Ayşe yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine, dünyaya gelecek ortak çocuk yararına 1.250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminat karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesi ile; davacı kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davacının kızının psikolojik davranış bozukluklarının olduğunu, tam teşekküllü Sağlık Kurulu raporunda ruhsal ve davranışsal bozukluklarının bulunduğunun tespit edildiğini, davacı kadının kızı tarafından ileri sürülen suçlamaların iftira ve hakaret niteliğinde olduğunu ileri sürerek tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Ayşe Aybüke'nin velâyetinin babasına verilmesine Aybüke ve yeni doğacak ortak çocuk için iştirak nafakası takdir edilmesi ile davacı kadının tedbir nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 22.01.2019 tarih ve 2017/670 Esas, 2019/23 Karar sayılı kararıyla; davacı kadının kızının mağduru olduğu ileri sürülen eylemler nedeni ile davalı erkek hakkında yargılaması devam eden dava olduğu, tarafların özel içerikli mesajları olduğunun konuşulduğu, aile sorumluluklarını taşımadıkları, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin ağır, davacı kadının az kusurlu olduğundan bahisle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların yaşları nedeniyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duymaları ve ayrılık döneminde annelerinde kalmaları nedeniyle ortak çocukların velâyetinin annelerine verilmesine, ortak çocuklar ile babaları arasında davacı kadının belirleyeceği kişi nezaretinde yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili kusur belirlemesi, şahsi ilişki tesisi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı erkek vekili ise kusur belirlemesi, davanın kabulü, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2021 tarih ve 2020/1315 Esas, 2021/1620 Karar sayılı kararı ile ortak çocuklar ile babaları arasında bir kimsenin nezaretinde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ise de; kararın verildiği tarihte erkeğin tutuklu olduğu, kişisel ilişkinin infazda güçlük yaratacak şekilde belirlendiği ayrıca dosya içeriğine kazandırılan sosyal inceleme raporunun kişisel ilişki konusunda yetersiz olduğunun anlaşıldığı, öte yandan tarafların dayandıkları vakıalardan hangilerinin ispatlandığının karar gerekçesinde belli olmadığı, bu yönüyle İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesiz olduğu, mahkemece ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konularının belirlenmediği ve kararda hangi hukuki nedene dayanılarak tarafların boşanmalarına karar verildiğinin belirtilmediği, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci ve 163 üncü maddesine dayalı olarak açtığı davalar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının kızının mağduru olduğu ileri sürülen eylemler nedeni ile davalı erkek hakkında yargılaması devam eden ceza davasında, erkeğin mahkumiyetine karar verildiği, davalı erkeğin üvey kızına karşı olumsuz eylemlerinin tespit edildiği böylece 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü maddesinde düzenlenen hukuki nedenin gerçekleştiği, tarafların özel içerikli mesajları olduğunun konuşulduğu, davacı kadının davalı erkeğin normal olmayan isteklerini komşusuna anlattığı, davalı erkeğin normal olmayan talepleri olduğu ve davacı kadının zor durumlar yaşadığı böylelikle 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinde düzenlenen hukuki nedenin gerçekleştiği, davalı erkeğin kumar oynamasının konuşulduğu, davacı kadının tanığından borç istediği, davalı erkeğin ailesinin desteği ile hayatlarını sürdürdükleri, davacı kadının kızının yaşadıklarını annesine anlattığı, davacının tanığı arayarak, ağlayarak gelmesini istediği, tanık geldiğinde, davacı ve kızının anlattığı, anlatırken ağladıkları, davacının kızını babasına gönderdiği, psikiyatrik tedavi gördüğü, çocuklarını alarak evden ayrıldığı, tarafların ayrı yaşadıkları, davalı erkeğin aile sorumluluğunu taşımadığı, davalı erkeğin tam kusurlu hareketleri ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı yönünde yapılan değerlendirme ile 4721 sayılı Kanun'un 162 nci, 163 üncü maddesi ile 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklardan her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 15.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadın yararına 3 ayrı dava için 3 ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesine, ara karar ile de kadının çalışıyor olması nedeniyle kadının tedbir nafakasına ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili kişisel ilişki, tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi ve yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmemesi, tedbir ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2- Davalı erkek vekili ise 4721 sayılı Kanun'un 162 ve 163 üncü maddelerine dayanılarak boşanma kararı verilmesi, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatlar, kişisel ilişki, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2022 tarihli ve 2022/1206 Esas, 2022/1356 Karar sayılı kararıyla; ... 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.05.2019 tarihli ve 2018/101 Esas 2019/172 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin, davacı kadının öz kızı, kendisinin üvey kızı olan ...'ya karşı cinsel istismar suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği, davacı kadın tanığı ...'in beyanında davacı kadının kızı ...'ya davalının cinsel istismarda bulunduğunu ayrıntıları ile ağlayarak kendisine anlattığı, küçük ... ile konuşmaya çalıştığında küçüğün ağlayarak benzer ifadeler kullandığını beyan ettiği, davacı kadın tarafından dosyaya sunulan tarafların karşılıklı yazışmaları ile davacı kadın tanıklarının destekler mahiyetteki beyanlarından davalı erkeğin davacı kadına karşı cinsel sapkınlık boyutunda taleplerde bulunduğu, uygunsuz cinsel içerikli mesaj, fotoğraf ve karikatürler gönderdiği, mesajlarda davacı kadına hakaret ettiği, psikolojik şiddet uyguladığı, ters ilişkiye girmek suretiyle davacı kadına cinsel şiddet uyguladığı, çocuklarıyla bağırarak, onları azarlayarak konuştuğu, eşine ve çocuklara karşı ilgisiz olduğu, kumar ve bahis sitelerine üyeliğinin olduğu, tanık beyanlarından etrafta kumar oynadığının konuşulduğu, böylece evlilik birliğinin sona ermesinde davalı erkeğin tam kusurlu, davacının kusurunun bulunmadığından bahisle davacı kadının kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması davası yönünden taraflara yüklenen kusur oranları değişmediğinden, gerçekleşen kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, sosyal inceleme raporundaki tespitler doğrultusunda ortak çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişkinin kaldırılmasının çocukların üstün yararına olacağının bildirildiği bu nedenle çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, kadının dava dilekçesinde yoksulluk nafakası talebi olmasına rağmen bu konuda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı, kadının çalıştığı ve sabit bir gelirinin bulunduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, davacı kadın tarafından açılan 3 ayrı dava olmadığı, bu sebeple kadın lehine 3 ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu,, davacı kadının kusur belirlemesi, kişisel ilişki, yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmemesi, maddî ve manevî tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazları ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurularak evlilik birliğinin temelinden sarsılması davası yönünden taraflara yüklenen kusur oranı değişmediğinden, boşanmaya neden olan kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin düzeltilmesine, davalı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmamasına, mahkemece tedbiren kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 80.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davalı erkeğin vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin hükmünün kaldırılmasına, davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde belirtilen miktar üzerinden vekâlet ücreti takdirine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince tek vekâlet ücretine hükmedilmiş olmasının hatalı olduğunu, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın bu yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin ceza yargılamasında verilen kararlar henüz kesinleşmemişken ortak çocuklar ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasının hatalı ve çocukların yüksek menfaatine aykırı olduğunu, kadının cinsel sapkınlık içeren davranışlarının olması nedeniyle kusurlu olduğunu bu nedenle aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kişisel ilişkinin kaldırılması ve aleyhine hükmedilen maddî-manevî tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulünün erkeğin hangi kusurlu eylemleri neticesinde gerçekleştiği, birden fazla boşanma nedenine dayalı olarak açılan davalarda birden fazla vekâlet ücretine hükmedilip edilemeyeceği, kadının tedbir nafakasının kaldırılmasına ilişkin şartların gerçekleşip gerçeklemediği, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olarak belirlenip belirlenmediği, ortak çocuklar ile babaları arasında kişisel ilişki kurulmasının çocukların üstün yararına olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci 182 nci, 323 üncü maddesi ile 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.