"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/78 E., 2022/1732 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 20.11.2018-10.12.2018
KARAR : Kısmen kabul, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1096 E., 2020/240 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin eşine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, madde bağımlılığının olduğunu, kadının ve çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak çocuğa ilgi ve alaka göstermediğini, erkeğin babasının müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, kadının üzerine yürüdüğünü belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafarın boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına, yine kadın için 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep v dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, davacı-karşı davalı kadının ilgisiz olduğunu, erkeğin ailesine hakaret ettiğini, bahane bularak tüm tabakları kırdığını belirterek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına şiddet uyguladığı, uyuşturucu kullandığı, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eve gelmediği, babasının eşine ve eşinini ailesine yönelik hakaretlerine kayıtsız kaldığı, ilgisiz olduğu, eşini sürekli kovduğu, kıyafetlerini attığı, kadının ise mutfak eşyalarına zarar verdiği, tanık beyanlarında geçen diğer olaylardan sonra tarafların barıştığı, bu nedenle diğer kusur isnatlarının dikkate alınamayacağı, kadının son olayda şiddet nedeniyle mutfak eşyalarına verdiği zararın tek ve tepki niteliğinde olan bir olay olduğu, bu nedenle kendisine bu olay nedeniyle kusur isnat edilemeyeceği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, ortak çocuğun yaşı nedeniyle velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, erkeğin sağlık kurulu raporuna istinaden ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması gerektiği, gerekçesiyle kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla babası arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakası ile kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 8.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kabul edilen boşanma davası ile erkeğin davasının reddi yönünden kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; maddî ve manevî tazminatlar ile nafakaların miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın bu yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından tespit edilen kusurların gerçekleştiği, kadının davasının kabulüne ve erkeğin davasının reddine ilişkin verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, kadın ve çocuklar yararına takdir edilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının hakkaniyete uygun olarak belirlendiği, kadın yararına tazminata hükmedilmesine ilişkin koşullar oluşmuşsa da hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü evliliğin süresi kusur dereceleri ile beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran düşük olduğu gerekçesiyle davacı-karşı davalı kadın vekilinin maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik olarak yaptığı istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesinin bu yönlere ilişkin verdiği hükmün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince yalnızca bir vakıanın tarafların beraber yaşaması nedeniyle kadının erkeğe ilişkin kusuru affetmiş sayılacağı yönünde değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, kadının dayandığı büyün vakıaların af kapsamında kaldığını, bu sebeple erkeğe yüklenecek bir kusurun bulunmadığını, erkeğin uyuşturucu bağımlısı olmadığını, bu konuya ilişkin olarak yetkili sağlık kuruluşlarında tedavi gördüğünü, tedavinin ardından evlilik birliğinin devam ettiğini, kadının ortak çocuğu erkeğe göstermediğini, çocuğun babası için abi denilmesini istediğini, kişisel görüş günlerinde sıkıntı çıkardığını, ortak çocukla görüşmesine engel olduğunu, velâyetin anneye verilmesinin çocuğun ... menfaatlerine uygun olmadığını, mahkemece nafaka ve tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, asgari ücretle çalışması nedeniyle hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek her iki dava yönünden de kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı-karşı davacı erkekten kaynaklı bir kusurun bulunup bulunmadığı, kadının davasının kabulüne ve erkeğin davasının reddine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yüksek olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun ... menfaatine olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.