"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/301 E., 2022/1716 K.
DAVA TARİHİ : 06.07.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 22. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/168 E., 2021/250 K.
Taraflar arasındaki velâyet hakkı elinde olmayan baba ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması ya da çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince çocuk ile velâyet hakkı elinde olmayan baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması isteminin reddine, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların boşanmalarına karar verildiğini, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocukları ...'nin velâyetinin anneye verildiğini, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulduğunu, davalının kişisel ilişki kararına uymadığını, ihlal ettiğini, davacıya her gün her saat kendisi ve çocuğu üzerinden tehdit ettiğini, hakaret içeren mesajlar attığını, çocuğu kaçırmakla tehdit ettiğini iddia ederek çocukla baba arasındaki “Küçüğün her Cumartesi günü saat 13.00'de anneden alınıp aynı gün saat 17.00'de anneye teslimi, dini bayramların ikinci günü saat 13.00'de anneden alınıp aynı gün saat 17.00'de anneye teslimi suretiyle baba ile kişisel ilişki kurulmasına..” şeklindeki kişisel ilişkinin kararının kaldırılmasını mümkün olmadığı halde birer ay aralıklarla refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmesine rağmen, davalı davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşandıkları ve müşterek çocuğun velâyetinin anneye tevdiine ve baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, baba tarafından çocuğa gösterilen bir kısım davranışlar ve babanın sosyal durumu nedeniyle kişisel ilişkinin devamının çocuğun üstün yararına aykırı olacağı değerlendirilerek baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması talep edilmiş ise de üç ayrı sosyal inceleme raporu alındığı ve davalı babanın küçüğün bireysel ve sosyal gelişiminde onu olumsuz yönde etkileyecek, onun üstün yararına aykırı olacak bir hususun tespit edilememiş olduğu, babanın hakkında yürütülen soruşturma dosyalarının kişisel ilişkinin devamına engel durum teşkil etmeyeceği nedeniyle yerleşik içtihatlar da nazara alınarak çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin tümden kaldırılması talebinin reddine, kişisel ilişkinin kaldırılması istemi ile ikame edilen davada dosya kapsamında alınan raporlar nazara alınarak çocuğun üstün yararına olduğu kanaatiyle her hafta sonunu kapsayacak şekilde mevcut ilişkinin tarafların ve özellikle çocuğun aleyhinde olacağı gerekçesiyle davalı baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin “her ayın 1. ve 3. Haftasonları Cumartesi günleri saat 10.00 ile aynı gün 14.00 arasında; ilgili ayın 5 haftalı olması halinde 5. Haftası Cumartesi günleri saat 10.00 ile aynı gün 14.00 arasında, her yıl dini bayramların 2. Günü saat 10.00 ile aynı gün 17.00 arasında, her yıl Babalar Günü saat 10.00 ile aynı gün 14.00 saatleri arasında kişisel ilişki tesisine, velâyeti anneye bulunan müşterek çocuğun eğitimi ve sağlığı konusunda bulunduğu okul ya da sağlık kuruluşu binasında kurum idaresinin belirleyeceği uygun yer ve süre içinde bir görevli yanında kişisel ilişki kurma kapsamında babaya bilgi edinme ve ziyaret hakkı verilmesine..” şeklinde yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin psikolojik ve fiziki şiddet mağduru olduğunu, müşterek çocuğun da doğrudan etkilendiğini, davacıya ait uyap kaydı sorgulandığında davacının ebeveynlik rolünü üstlenmesinin doğru olmadığını, davacının müvekkiline tehdit ve hakaretlerde bulunduğunu, çocukla kişisel ilişki düzenlemesini ihlal ettiğini, şikayette bulunmak istediğini ancak davacıdan korktuğunu , küçüğü kaçırıcağı ve öldüreceği yönünde sürekli tehdit edildiğini beyan ederek haksız ve hukuka aykırı mahkeme kararının kaldırılarak, davalı ile küçük arasındaki ilişkinin öncelikle tedbiren ve devamla tamamen kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı annenin kurulan kişisel ilişki düzenlenmesini ve velâyet hakkını kötüye kullandığını, müvekkilinin uyuşturucu madde kullandığı yönündeki iddiaların amacının, müşterek çocukla kişisel ilişkisi konusunda müvekkilini kusurlu göstererek baba-oğul arasındaki ilişkiye zarar vermek ve kendisini haklı göstermeye çalışmak olduğunu, müvekkilinin, müşterek çocuğa yönelik fiziki ya da psikolojik yönde olumsuzluk oluşturabilecek bir eyleminin olmadığını, aksine iddia edilen eylemlerin davacı tarafından müşterek çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesinden kaynaklı olduğunu beyan ederek yerel mahkemenin vermiş olduğu kararda davacı annenin bilirkişi raporundaki kanaatleri göz önünde bulundurulmadan kurulan kişisel ilişkinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek aksız ve hukuka aykırı mahkeme kararının kaldırılarak, müvekkil ile küçük arasındaki ilişkinin öncelikle tedbiren ve devamla yeniden düzenlenmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki iddia ve vakıaları aynen tekrar ederek müvekkilinin ve küçüğün yaşamlarının her defasında son anda kurtulduğunu, çocuk teslimi sırasında gerekse küçük ile babası görüntülü konuşurken şiddet ve tehdit olaylarının arttığını, davacının, çocuğu göremediği için icra takibi başlattığını, müvekkilinin, çocuğu babası ile sürekli görüştürmeye çalıştığını bunun karşılığında sürekli hakaret, tehdit ve şiddete maruz kaldıklarını, müvekkilinin ve çocuğun bir sonraki yaşayacağı şeyin ölüm olduğunu beyan ederek çocuk ile davacı arasındaki kişisel ilişkinin süresiz olarak kaldırılmasına karar verilmesini bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması, bu mümkün olmadığı takdirde yeniden düzenlenmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.