"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/2339 E., 2022/1801 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/714 E., 2019/687 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava, cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 27.07.2018 tarihinde evlendiklerini, nikahtan sonra eve gelince kadının müvekkiline karşı istediği bileziği almadığından bahisle tartışma çıkardığını ve "Nah sana karılık yaparım, nah sana çocuk." şeklinde sözler söylediğini ve evi terk edip İzmir-Ürkmez'e gittiğini, iki gün sonra 29.07.2018 gecesinde eve döndüğünü, müvekkilini aşağıladığını, müvekkilinin, eşi ile konuşmaya çalıştığını, ancak iletişim kuramayacağını anlayınca evde de hiç huzur ortamı olmadığı için ...'ye döndüğünü, kadının evliliğin ilk günü başlattığı tartışmadan dolayı evi terketmesi evlilik birliğinin sarsılmasındaki ağır kusurunu gösterdiğini ve evlilik birliği temelinden sarsıldığını, kadının iddialarının asılsız olduğunu, maddî gelir elde etmeye çalıştığını beyanla, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava, cevaba cevap dilekçesinde; erkek tarafının iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmeyen, evi terk eden ve müvekkilini ... düşüren, ağır ithamlarda bulunan tam kusurlu erkeğin boşanma hakkı elde edemeyeceğini, erkeğin ablası ve abisinin, erkeğin mirasında gözü olduğunu ve bu yüzden diğer evliliklerinde olduğu gibi onların bu evliliğe başından itibaren karşı çıktıklarını söylediğini, müvekkilinin, erkeğin ve yakınlarının ağır hakaret ve tehditlerine maruz kaldığını, erkeğin yakınları ile konutu terk etmeden önce eşyaları topladıkları sırada " İzmir'in kızları gözlüklerini kafalarının üstüne takarlar, tıpkı or... gibi", " boşanalım, bu iş uzamasın, ben seni artık ailem olarak görmüyorum, 200 euro vereyim anlaşalım, birbirimizden şikayetçi olmayalım" şeklinde sözler söylediğini, psikolojik baskı uyguladığını, erkeğin kolluk marifetiyle yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına konu beyanların gerçekleri yansıtmadığını, sırf daha az nafaka ödemek adına beyanda bulunduğunu, erkeğin tam kusuru olduğunu beyanla, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne, müvekkilli lehine 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminat ile 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının eşine hakaret ettiği ve ... düşürücü sözler söylediği, erkeğin ise aynı yerde bulunmasına rağmen eşine karşı söylenen küfür ve hakaretlere herhangi bir müdahalede bulunmadığı, sessiz kaldığı, bu doğrultuda tarafların eşit olarak kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra 750,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, taraflar eşit kusurlu kabul edildiğinden maddî ve manevî tazminat taleplerin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; boşanma hükmüne itiraz etmediklerini, müvekkiline eşit kusur yüklenmesini, aleyhe nafakaya hükmedilmesini ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini kabul etmediklerini, kadının müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, evliliğin başına evi terk ettiğini, tanık beyanları ile müvekkilinin söylediği sözlerin başkası tarafından söylendiğinin sabit olduğunu, ayrıca kadına yönelik hakaret ve küfür de edilmediğini, kadın tanıklarının çelişkili beyanlarda bulunduklarını, kadının, müvekkili ile maddî çıkar sağlamak için evlendiğinin açıkça görüldüğünü ve kadının tam kusurlu olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin tam kusurlu olduğunu bu nedenlede asıl davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu, karşı tarafın müvekkiline evliliği bitirmek için ikiyüzeuro teklif ettiğini, kendi tabirlerine göre bu işi en az zararla kapatma düşüncesinde olduklarını, erkeğin evliliği bitirmeleri gerektirdiğini söyleyerek daha fazla açıklama yapmadan evi terk ederek ...'ye gittiğini, müvekkilini ... düşürücü ve evlilik kurumunu iyice itibarsızlaştırıcı yaklaşımlarda bulunduğunu, hiç bir kusuru olmayan müvekkili için maddî manevî ve tazminat takdir edilmesi gerektiğini, hükmedilen nafakanın düşük olduğunu beyanla; asıl davanın kabulü ile asıl davada verilen boşanma hükmü, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ve lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflara yüklenen kusurlu davranışların görgüye dayalı, samimi ve inandırıcı tanık beyanları ile gerçekleştiği anlaşılmakla, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve davaların kabulüne karar verilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, kadının eşit kusurlu olduğu ve maddî ve manevî tazminata karar verilebilmesi için kanuni şartların oluşmadığı anlaşıldığından, kadının lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkı olduğu, barınma ve geçime ilişkin geçici önlemlerin alınması gerektiği, buna göre kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı ve hakkaniyete uygun olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesine göre, 750,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile taraf vekilerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili, kadının tam kusurlu olduğunun ispatlandığı halde müvekkiline eşit kusur yüklendiğini, kadının müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, evliliğin başına evi terk ettiğini, tanık beyanları ile müvekkilinin söylediği sözlerin başkası tarafından söylendiğinin sabit olduğunu, ayrıca kadına yönelik hakaret ve küfür de edilmediğini, kadın tanıklarının çelişkili beyanlarda bulunduklarını, kadının, müvekkili ile maddî çıkar sağlamak için evlendiğinin açıkça görüldüğünü ve kadının tam kusurlu olduğunu beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen manevî tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile erkek lehine manevî tazminat verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 ... maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.