Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11192 E. 2023/172 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmanın fer'ileri olan maddi manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve velayet konularının karara bağlanması ve kadın tarafından erkek aleyhine açılan zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan davanın mevcut dava ile birleştirilip birleştirilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davalarında taraf kusurlarının belirlenmesi, tazminat, nafaka ve velayet gibi hususların sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi için davaların ve delillerin birlikte in görülmesi gerektiği, ayrıca aynı yargı çevresinde aynı düzey mahkemelerce görülmekte olan ve birbiriyle bağlantılı davaların birleştirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.10.2022 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı kadın vekili Av. ... ile karşı taraf davacı-karşı davalı erkek vekili ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için belirlenen gün ve saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2001 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, 2011 yılında kadın aleyhine boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini ve 14.03.2014 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir araya gelmediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile eylemli ayrılık hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadını ortak konuttan kovduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakası, 700,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 700,00 tedbir nafakası, 700,00 yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkek tarafından kadın aleyhine 2011 yılında boşanma davası açıldığı, davanın ispatlanamadığından reddine karar verildiği, ret kararının 14.03.2014 tarihinde kesinleştiği, asıl davanın 13.03.2018 tarihinde açıldığı, üç senelik süre içerisinde taraflar arasında fiili birlikteliğin tekrardan kurulamadığı, tarafların sekiz yıldır ayrı yaşadıkları, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin 4 üncü bendi gereğince boşanmalarına, karşı dava yönünden ise fiili ayrılık süresi içerisinde erkeğe yüklenecek kusurlu davranışın varlığının ispatlanamadığı belirtilerek karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden iş bu karar kesinleşinceye kadar aylık 700,00 tedbir nafakası, 700,00 iştirak nafakası, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından eksik ve hatalı değerlendirme ile karar verildiği, yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, tazminat ve nafaka taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğu belirtilerek her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının düzenli ve sürekli gelir getiren işi olması sebebiyle tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu davranışı ispatlanamadığından kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin de isabetli olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının da isabetli olduğu gerekçesi ile, kadın vekilinin tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte erkeğin, boşanma kararı kesinleşmeden sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu sebeple Gebze 3. Aile Mahkemesinde erkek aleyhine zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı dava açıldığı, ilgili davanın iş bu dava dosyası ile birleştirilmesi gerektiği belirtilerek her iki dava ve fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının reddinin, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, nafakalar ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı, kadın tarafından zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı erkek aleyhine açılan dava ile iş bu dava arasında fiili ve hukuki irtibatı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesi, 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

Davacı-karşı davalı erkek 13.03.2018 tarihinde Gebze 1. Aile Mahkemesi'nin incelediği dosyası ile eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış olup davalı-karşı davacı kadın ise; 12.04.2018 tarihli karşı dava dilekçesi ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebe dayalı boşanma davası açmıştır. İlk Derece Mahkemesince; asıl dava yönünden boşanma şartlarının oluştuğu belirtilerek kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararı; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararı; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından, her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz edilmiştir. Tarafların karşılıklı boşanma davalarına ilişkin yargılama devam ederken, davalı-karşı davacı kadın tarafından Gebze 3. Aile Mahkemesinin incelemekte olduğu 2022/822 esas sayılı dosyası ile zina ve evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açmış ve davasının eldeki dava ile birleştirilmesini talep etmiştir. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır. Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'î konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, 4721 sayılı Kanun'daki düzenlemelere (Aynı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi) aykırı düşer. Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarına dayanan iş bu karşılıklı boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

Yukarıdaki paragrafta belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'e verilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.