Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11193 E. 2023/1377 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanmış eşler arasında velayeti annede olan müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun yaşı, toplanan deliller, uzman raporları ve çocuğun menfaati gözetilerek baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını gerektirecek bir durumun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki velayet hakkı elinde olmayan ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne kararının kaldırılarak, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1-Davacı dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, ortak çocukla davalı baba arasında kişisel ilişki kurulduğunu ancak, davalının kişisel ilişki günlerini ihmal ettiğini, çocuğa gereken ilgiyi göstermediğini, zaman zaman çocuğa sorunlar yaşatarak çocuğun korkmasına ve psikolojisinin bozulmasına sebep olduğunu, müvekkilini sürekli tehdit ettiğini, sürekli yalan ve iftiralar attığını, müşterek çocuğun, davalının bu tutumlarından dolayı polislerden korktuğunu, davalı ile görüşmek istemediğini, görüşmemek için ağladığını iddia ederek çocuk ile baba arasında kurulan mevcut “küçük üç yaşını ikmal edinceye kadar her ayın ikinci ve dördüncü hafta sonu pazar 10.00-17.00 ve dini bayramların ikinci günü 10.00-17.00,üç yaşının ikmalinden sonra ise her ayın ikinci hafta sonu pazar 10.00-18.00,dördüncü hafta sonu cumartesi 10.00-pazar 18.00,dini bayramların ikinci günü 10.00-üçüncü günü 18.00 ve her yıl temmuz ayının 1.günü 10.00-21.günü 18.00 saatleri arasında küçüğü bulunduğu yerden teslim alarak süre sonrasında aynı yere teslim etmesi koşuluyla görüşebilmesi için kişisel ilişki kurulmasına” şeklindeki kişisel ilişkinin kısıtlanmasını talep ve dava etmiştir.

2-Davacı vekili 19.03.2018 tarihli ıslah dilekçesinde; davalının müşterek çocuğun duygusal olarak yıpranmasına neden olduğunu, çocuğun erkeklerden ve polislerden korktuğunu, çocuğun davalının yanından döndükten sonra rahatsızlandığını, hastalandığını, saldırgan davranışlar sergilediğini beyan ederek davalı baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde; davacı ile boşandıklarını ve müşterek çocuğun anne bakım ve şefkatine muhtaç olması nedeni ile velayetinin davacı anneye verildiğini, görüş günlerinde davacının kapısına gitmek istemediğini kardeşlerini göndererek çocuğu almalarını istediğini, davacının çocuğu vermediğini, sürekli sorun çıkartarak velayet görevini ihlal ettiğini hatta beş kez icra kanalı ile çocuğu görmek için başvuru yaptığını, bunlardan dördünde çocuğu ile görüşebildiğini, görüşme saati bitmeden çocuğu almak için kapıya geldiğini, çocuğun psikolojisi bozulmaması için sabrettiğini, ancak TV programlarına çıkarak yardım istediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.02.2019 tarihli, 2018/88 Esas, 2019/168 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı anne vekili, eksik araştırma ile karar verildiğini, tanıklarının gerekçesiz olarak dinlenmediğini, çocuğun psikolojisi değerlendirmeden alınan sosyal inceleme raporunun hatalı olduğunu beyan ederek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2020 tarihli, 2019/1051 Esas, 2020/143 Karar sayılı kararı ile taraflarca gösterilen tüm deliller toplandıktan, davalı adresinde uzman incelemesi yaptırıldıktan ve üçlü bilirkişi heyetinden rapor alındıktan sonra gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden görülmesi için mahalline gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma kararı gereği yerine getirilerek kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun tehlikeye girdiği veya davalının kişisel ilişki kurma hakkını yasada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullandığı iddiaları kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müşterek çocuğun baba ile görüşmeye zorlanmasının doğru olmadığını, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların boşanması sonucu velayeti davacı anneye verilen çocuğun yaşı,toplanan deliller,uzmanlar tarafından düzenlenen sosyal inceleme raporları dikkate alındığında baba ile çocuk arasında boşanma ile birlikte kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da sınırlandırmasını gerektirecek bir durumun kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; adli yardım talebinin olduğunu, dava dilekçesindeki iddialarının incelenmediğini, çocuğun zorla kendi iradesine bırakılmadan baba ile görüştürüldüğünü, çocuğun psikolojisinin bozuk olduğu ve tedavi sürecinde olduğunun tanık beyanları ile ispatlanmasına rağmen çocuğun babası ile görüştürülerek tedavisinde ivme katetmediğini, sosyal inceleme raporlarının hatalı ve eksik düzenlendiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık çocukla baba arasında kurulan mevcut kişisel ilişkinin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 182 nci, 323 üncü maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesinin 9 uncu maddesinin üçüncü bendi, 3 üncü ve 12 nci maddeleri. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.