Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11223 E. 2024/4280 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı ve tanık beyanlarının değerlendirilmesi sonucu davalı erkeğe kusur yüklenecek bir durumun ispatlanamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1483 E., 2022/2374 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/288 E., 2021/254 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf davalı ... ve vekilleri gelmediler. Gelenin sözlü açıklanması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 03.02.2017 tarihinde evlendikleri, 04.03.2018 tarihinde davacı ve davalının kendi aralarında tartıştıkları, tartışmalarının ardından davalı erkeğin eşine küfür ve hakaretler ederek kendi kendisine zarar vermeye başladığı, davacının telefonu alıp odaya geçtiği, olay esnasında tarafların yanında kimse bulunmamasına rağmen davacının hem annesine hem de davalı tanığı ...'ye yaşadığı olayları mesaj çekmek suretiyle aktardığı, sunulan mesajların dosyada mevcut olduğu; davalı tanığı ...'nün o gün kendisine davacı tarafından mesajlar atıldığını duruşmasındaki beyanları ile dile getirdiği, davacının ailesine de durumdan haber verilmesi nedeniyle davacının ailesinin de kendisini aradığını söylediği, ertesi gün davacının ailesinin tarafların evlerine geldiği, taraflar arasında barışma girişimine yönelik konuşma geçtiği, ancak tanıklara boşanacağız diye söyledikleri, 12 martta tarafların yeniden bir cafede buluştukları, dinlenen davacı ve davalı tanıklarının yapılan bu konuşmaya ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davacı tanıkları beyanlarında boşanma teklifinin davalı tarafından geldiğini aktardıkları, davacının evliliğini sürdürmek için çabaladığını ancak davalının davacı ile görüşmediğini beyan ettikleri; somut uyuşmazlıkta davalı erkeğin aralarında geçen 04.03.2018 tarihli olayda eşine küfür ve hakaret etmesi, kendi kendisini darp edip davacı eşinde korku ve paniğe sebebiyet vermesi, davacının ve ailesinin barışma teklifini kabul etmemesi, evliliği sürdürmek istemediğini belirterek evden ayrılıp fiili ayrığı başlatması nedenlerinden ötürü evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davacıya yüklenebilecek kusurun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadın yararına 55.000,00 TL maddî, 23.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; son olayda olanları gören veya bilen olmadığı, tanık beyanlarının bir kısmının duyuma dayalı, bir kısmının soyut anlatım bir kısmının ise tanık yorumlarına dayalı olması nedeniyle davanın ispat edilemediği, davalı erkeğe kusur yüklenmesinin doğru olmadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğe yüklenecek bir kusur ispat edilmediği gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.