Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11225 E. 2023/1743 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının eki niteliğindeki taleplerin kısmen kabul edildiği istinaf kararından sonra, davacı vekiline ayrıca vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davasının eki niteliğindeki taleplerin kabulü veya reddine bağlı olarak ayrıca vekalet ücreti takdir edilemeyeceği, istinaf mahkemesinin duruşmalı olarak yeniden yargılama yapıp kısmen kabul kararı vermiş olsa dahi, bu durumun davacı vekiline ayrıca vekalet ücreti takdir edilmesini gerektirmediği gözetilerek, davacı kadın vekilinin temyiz talebi reddedilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1874 E., 2022/1892 K.

DAVA TARİHİ : 22.03.2018

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1990 yılından beri evli olduklarını, erkeğin ilk olarak 16.05.2011 tarihinde evi terk ettiğini üç ay süre ile başka bir kadınla yaşadığını, aynı yıl içerisinde eve geri dönerek beş ay kadar ailesi ile birlikte tekrar yaşadığını yine aynı yıl içerisinde erkeğin hem kadına hem de ortak çocuğa fiziksel şiddet uygulayarak evi terk ettiğini o günden bu yana eve gelmediğini ardından kadın aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeni ile Gölhisar Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan boşanma davasını açtığını, bu süreçte erkeğin başka bir kadın ile hayat sürdüğünü, kadının erkeğin başka bir kadın ile olan sosyal medya üzerinden paylaştığı fotoğrafları gördüğünü, erkeğin kadını aldattığını, erkeğin üniversiteden teknisyen emeklisi olduğunu, ailesinden mal varlığı kalmış olup varlıklı olduğunu yine erkeğin ortak çocukların bakım ve eğitimi ile hiç bir zaman ilgilenmediğini, evlilik birliği içerisinde edinilen kıymetli iki taşınmazın kadının haberi olmadan satıldığını, kadının altın ve ziynetlerinin de erkek tarafından sarf edildiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; kadının açmış olduğu davayı kabul etmediğini, dava dilekçesinde belirtilen hususları kabul etmediğini, kadın ile 2011 yılından beri ayrı yaşadıklarını, kadının evde huzursuzluk yarattığını, evden ayrılması için kendisini zorladığını baskılar sonucunda evden hiçbir eşyasını dahi almadan çıkmak zorunda kaldığını, varlıklı biri olmadığını, halen kasabada yaşadığını ve geçimini yaz aylarında bulup çalıştığı işler ile sağladığını, emekli olmadığını belirterek kadının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına ve çocuklarına şiddet uyguladığı, kazandığı para ile alkol aldığı, evin ihtiyaçlarını karşılamadığı, ortak konutu terk ederek eş ve çocuklarının geçim ve bakımıyla ilgili birlik görevlerini yerine getirmediği, birlikte edindikleri taşınmazları ve kadının ziynetlerini kadından habersiz satıp kendi ihtiyaçları için harcayarak güvensiz davranışlar sergilediği, başka bir kadınla ilişkisi olduğuna dair yaygın söylentiye yol açacak şekilde güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve tarafların 2011 yılından beri ayrı yaşadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, her ne kadar kadın 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesindeki onur kırıcı davranış sebebine de dayanmışsa da gerçekleşen olayların onur kırıcı davranış oluşturacak derecede ağır olmadığı anlaşıldığından bu nedene dayalı davasının reddine, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kadının reddedilen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma davası ile kadın yararına hükmolunan tazminatlar ile nafakaların miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.11.2021 tarihli ve 2020/1441 Esas, 2021/2491 Karar sayılı kararıyla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek, davacı kadının tazminat miktarları yönünden istinaf talebi kabul edilmiş, diğer istinaf talepleri ise esastan reddedilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açtığı davasının reddi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 04.04.2022 tarihli, 2022/594 Esas ve 2022/3186 Karar sayılı kararıyla davalı erkeğin, İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarından olan eşine karşı fiziksel şiddet uygulama vakıasının onur kırıcı davranış niteliğinde olduğu, o halde, 4721 sayılı Kanun'u 162 nci maddesinde yer alan boşanma sebebinin oluştuğu dikkate alınarak davacı kadının davasının 4721 sayılı Kanun'u 162 nci madde yönünden de kabulü gerekirken, reddinin doğru bulunmadığı, ne var ki, kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddenin birinici fıkrasına ilişkin davasının kabulüne dair verilmiş olan karardaki boşanma hükmü, davalı erkek tarafından istinaf edilmeksizin kesinleştiği, bu halde Bölge Adliye Mahkemesince kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca açtığı boşanma davası konusuz hale geldiğinden karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatlar az olduğu gibi tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının da az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesi yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca açılan boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf incelemesi duruşmalı yapıldığı ve istinaf mahkemesince yeni bir karar verildiği ve talebi kısmen kabul edildiği halde lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usule ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararı vekâlet ücreti yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davaları ile birlikte talep edilen ve boşanmanın eki niteliğinde olması nedeniyle ayrıca harca tabi olmayan istemlerin kabulü ya da reddi nedeniyle taraflar yararına ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyecek olması karşısında; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 373 üncü maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerinin tamamı bir bütün olarak gözetildiğinde, boşanmanın eki niteliğinde ki bu taleplere yönelik bozma sonrası kanun gereği duruşmalı olarak yapılan yargılama nedeni ile Bölge Adliye Mahkemesince haklılık durumu gözetilerek yeniden vekâlet ücretine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 323 üncü, 326 ncı, 356 ncı maddesinin birinci fıkrası, 358 inci ve 369/1 inci, 370 inci, 371 inci ve 373 üncü maddesi ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerinin tamamı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi