"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2211 E., 2022/2254 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında
hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/48 E., 2022/3 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen aile konutu şerhi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davaları ile birleşen aile konutu şerhi konulması davasının reddine, kadının ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi davalarının tefrikine karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davaları ile birleşen aile konutu şerhi konulması davasının reddine, kadının ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi davalarının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 ... maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği asıl davada cevaba cevap dilekçesinde ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yıllardır evliliği kurtarmak için çabaladığını, ancak davalı kadının; evi ve ailesi ile ilgilenmediğini, evde sürekli kavga çıkarmaya çalıştığını, müvekkilini çocuğu göstermemekle tehdit ettiğini, ara ara evden ayrılmak istediğini söylediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın, asıl davaya süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile birleşen davada cevaba cevap dilekçesinde özetle; eşinin evi terk ettiğini, eşini sevdiğini, boşanmalarını gerektiren bir durum olmadığını belirterek davanın reddine ve aile konutu niteliğindeki taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına, ortak çocuk lehine aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendi lehine aylık 800,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin sık sık dışarıya çalışmaya gideceğini bahane ederek karısını ve çocuğunu kendi anne babasının evine bırakarak gittiğini ve bu dönemde sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline karşı ağır ekonomik ve psikolojik baskılarda bulunduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, aşağıladığını, ortak çocukla ilgilenmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk lehine aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların yasal faizi ile birlikte ve her yıl ÜFE oranında artırılarak tahsiline, yine kadın lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, şimdilik 1.000,00-TL ziynet ve mehir bedelinin yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline, evlilik birliği içinde alınan taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına, taşınmaz ile araç kaydının iptal edilerek 1/2'sinin kadın adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 15.01.2020 tarih ve 2017/100 Esas, 2020/24 Karar sayılı kararı ile dinlenen tanıkların beyanlarına göre tarafların 2017 yılı Haziran ayına kadar ve daha sonra 5-6 ... kadar daha birlikte yaşadıkları, bu durumda erkeğin; eşinin kusuru olsa bile eşini affetmiş sayıldığı; dinlenen erkek tanıkların sözlerinin soyut açıklamalardan ibaret, görgüye dayalı ve hükme esas alınamayacak özellikte beyanlar olduğu, erkek tarafından açılan boşanma davasının kanıtlanamadığı belirtilerek erkeğin boşanma davasının reddine; yukarıda belirtilen şekilde tarafların birlikte yaşamaları sebebiyle kadının; eşinin kusuru olsa bile eşini affetmiş sayıldığı; kadın tanığı Mehmet'in beyanına göre erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğu, bir yıldır bu kadınla birlikte yaşadığını beyan edilmiş ise de; davalı-davacı kadının birleşen dava dilekçesinde aldatma hususuna dayanmadığı, bu hususta herhangi bir ıslah dilekçesi de verilmediği, bu durumda dava dilekçesindeki iddiaların dışına çıkılamadığı ve bu hususta bir değerlendirme yapılamadığı, kadın tarafından açılan boşanma davasının kanıtlanamadığı belirtilerek kadının boşanma davasının reddine; ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakasına; kadının maddî tazminat talebinin, 25/12/2019 tarihli celsedeki beyanına göre 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olmayıp çalıştırılmamasından kaynaklı olarak talep edildiğinin anlaşıldığı, talebin daha ... değerlendirilmesi ve davanın daha fazla uzamaması amacıyla karar kesinleştiğinde talep halinde ayrılarak ayrı esasa kaydedilmesine; davalı-davacı kadının katılma alacağı ve tapu iptali ve tescile ilişkin davasının daha ... yürütülebilmesi için talep halinde ve karar kesinleştiğinde ayrılarak ayrı esasa kaydedilmesine; kadının ziynet alacağı talebinin yargılamayı daha fazla uzatmaması ve daha ... yürütülebilmesi için talep halinde ve harcı yatırıldığında ayrılarak ayrı esasa kaydedilmesine; her ne kadar kadın eş, ortak konut üzerine aile konutu şerhi konulmasını istemiş ise de; 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında 06.02.2014 tarihinde değişiklikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebileceğinin kabul edildiği, anılan yasal değişiklikten sonra tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte hukuki yararının bulunmadığı belirtilerek kadının aile konutu şerhi konulması davasının ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili tarafından; reddedilen asıl dava ile kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden; davalı-davacı kadın vekili tarafından ise kadının reddedilen boşanma ve aile konutu şerhi davaları ile tefrik kararları ve tedbir nafakası miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.10.2021 tarih ve 2020/1199 Esas, 2021/2219 Karar sayılı kararı ile davalı- davacı kadın vekilinin dava açarken mal rejiminin tasfiyesi ile ziynet davası yönünden toplam 21.000,00 TL için 358,63 TL peşin harç yatırdığını, boşanma ve aile konutu şerhi konulması talepli davalar yönünden peşin harç yatırmadığını, İlk Derece Mahkemesince kadının boşanma davası yönünden 31,40 TL peşin harç ile aile konutu şerhi konulması davası yönünden 31,40 TL peşin harç alınmadığı gibi, bu eksikliğin yargılama sırasında da giderilmediğini, harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamayacağını, o halde davalı-davacı kadına eksik harcı yatırılması için usulüne uygun olarak süre verilmesi, harç noksanlığı giderildiği takdirde, bu talebin esasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi, aksi halde 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerektiği; 6100 sayılı Kanun'un 167 nci maddesindeki yasal düzenleme uyarınca ayırma (tefrik) kararı davanın her aşamasında ara karar ile verilebilecek olup, bunun için nihai kararın beklenmesine, bu kararın kesinleşmesine ya da tarafların talebine ihtiyaç bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince kadının ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi davalarının ara karar ile tefrik edilerek başka bir merasime gerek kalmaksızın bu davaların ayrı bir esas üzerinden değerlendirilmesi gerektiği; kadın vekilince sunulan birleşen dava dilekçesinde maddî tazminatın 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı olduğu belirtilmesine rağmen söz konusu talebe dair aşamalardaki açıklamalar gözetilerek talebin boşanmanın fer'isi niteliğinde olmadığı belirtilmek suretiyle ayırma kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen tanıkların beyanlarına göre tarafların 2017 yılı Haziran ayına kadar ve daha sonra 5-6 ... kadar daha birlikte yaşadıkları, bu durumda erkeğin; eşinin kusuru olsa bile eşini affetmiş sayıldığı; dinlenen erkek tanıkların sözlerinin soyut açıklamalardan ibaret, görgüye dayalı ve hükme esas alınamayacak özellikte beyanlar olduğu, erkek tarafından açılan boşanma davasının kanıtlanamadığı belirtilerek erkeğin boşanma davasının reddine; yukarıda belirtilen şekilde tarafların birlikte yaşamaları sebebiyle kadının; eşinin kusuru olsa bile eşini affetmiş sayıldığı; kadın tanığı Mehmet'in beyanına göre erkeğin başka bir kadınla ilişkisi olduğu, bir yıldır bu kadınla birlikte yaşadığını beyan edilmiş ise de; davalı-davacı kadının birleşen dava dilekçesinde aldatma hususuna dayanmadığı, bu hususta herhangi bir ıslah dilekçesi de verilmediği, bu durumda dava dilekçesindeki iddiaların dışına çıkılamadığı ve bu hususta bir değerlendirme yapılamadığı, kadın tarafından açılan boşanma davasının kanıtlanamadığı belirtilerek kadının boşanma davasının reddine; ortak çocuk yararına hükmolunan aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 650,00 TL'ye çıkarılmasına, her yıl ÜFE oranında artırılmasına; kadın yararına hükmolunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 675,00 TL'ye çıkarılmasına, her yıl ÜFE oranında artırılmasına; Antalya İli, Kepez İlçesi, Kanal Mahallesi, 7061 ada, 7 parsel 1 nolu bağımsız bölüme yönelik aile konutu şerhinin Kepez Tapu Müdürlüğünce 22.02.2017 tarihinde davalı- davacı adına işlendiği anlaşıldığından konusuz kalan davalı-birleşen davacı tarafın aile konutu şerhi davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aile konutu şerhi konulması davası yönünden kadın lehine maktu vekâlet ücretine; kadının ziynet alacağı talebinin ise, yargılamayı uzatacağı göz önüne alınarak yargılamanın daha fazla uzamaması için ayrılarak ayrı esasa kaydedilmesine; kadının mal tasfiyesine ilişkin davasının daha ... yürütülebilmesi için ayrılarak ayrı esasa kaydedilmesine; davalı-davacı kadının Antalya İli Kepez İlçesi Kanal Mahallesi 7061 ada 7 parsel 1 nolu bağımsız bölüme yönünden ... erkek adına yapılan tescilin iptali ile taşınmazın 1/2 payının kendi adına tesciline yönelik davasının daha ... yürütülebilmesi için ayrılarak ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; aile konutu şerhi davasındaki vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kaldırılması gerektiğini belirterek; aile konutu şerhi davasındaki vekâlet ücreti ile kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu olduğunu, başka kadınla yaşadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, affın gerçekleşmediğini, müvekkilinin boşanma davası ile aile konutu şerhi davasının kabulü gerektiğini, cevap dilekçesinde aile konutu şerhi konulmasının talep edildiğini, tefrik kararlarının hukuka aykırı olduğunu, tedbir nafakalarının az olduğunu belirterek; kadının reddedilen boşanma davası, aile konutu şerhi konulması davasında verilen karar, tefrik kararları, tedbir nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tedbir nafakasının, boşanma davasında hakim tarafından alınan geçici önlemlerden olup, bu nafaka kararın kesinleşmesiyle birlikte sona erdiği, nafakanın açıklanan niteliği gereği gelecek yıllarda artış miktarının karara bağlanması mümkün olmadığı halde kadın yararına belirlenen tedbir nafakası yönünden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın bu yönüyle düzeltilmesi yoluna gidildiği, her ne kadar çocuk yararına belirlenen nafaka yönünden de aynı şekilde düzenleme yapılması hatalı ise de davacı- davalı kadın tarafından sadece kadın lehine hükmolunan tedbir nafakası için istinaf yoluna başvurulduğundan söz konusu yanlışlığa değinilmekle yetinildiği, kadın eş tarafından 12.05.2017 tarihinde açılan davada Antalya İli, Kepez İlçesi, Kanal Mahallesi 7061 Ada, 7 Parsel, 1 nolu bağımsız bölümün tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talep edildiği, dosya kapsamından taşınmazın tapu kaydına 22.02.2017 tarihinde aile konutu şerhi konulduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla bu dava yönünden kadının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı belirtilerek tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bendindeki kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasına yönelik düzenlemede yer alan "her yıl ÜFE oranında arttırılmasına" şeklindeki ibarenin hükümden çıkartılmak suretiyle kararın düzeltilmesine; 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin 1-h fıkrası ve 115 ... maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava şartı yokluğundan kadının aile konutu şerhi konulması davasının usulden reddine; tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu, erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulünün hatalı olduğunu, kararın gerekçesiz olduğunu, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesince hukuki yararları olduğu halde aile konutu şerhi konulması davasının reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili yararına hükmolunan tedbir nafakasının Üfe oranında artırılması gerektiğini, aile konutu şerhi konulması davasındaki vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının istinaf dilekçesinde gösterilen gerekçelerle kadının reddedilen boşanma ve aile konutu şerhi konulması davaları, tefrik kararları, tedbir nafakası miktarları, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının Üfe oranında artırılması gerektiği, aile konutu şerhi konulması davasındaki vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, affın şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, aile konutu şerhi konulması davası yönünden kadının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, tedbir nafakalarının miktarları, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasına ÜFE oranında artırılıp artırılamayacağı, tefrik kararları ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 194 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesi, 115 ... maddesi, 167 nci maddesi, 334 ncü, 336 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.