"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2058 E., 2022/2240 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/46 E., 2021/331 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulüne, karşı boşanma davasının feragat nedeniyle reddine, ziynet alacağı davasının ispatlanmadığından reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından asıl boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve boşanma kararı yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından asıl boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve boşanma kararı yönlerinden tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 05.09.2006 tarihinde evlendiklerini, tarafların bu evliliklerinden dört çocukları olduğunu, kadının eş ve anne olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, eşine küfür ve hakaret ettiğini, ev hanımı olan kadının ev işlerini ihmal ettiğini, müvekkilinin kıyafetlerini yıkamadığını, işten gelen müvekkiline yemek dahi vermediğini, kadının çocuklarına karşı da sert ve kırıcı olduğunu, kadının 2020 Ekim ayında boşanmak istediğini ve müvekkilinin evden ayrılmasını istediğini, o tarihten itibaren tarafların ayrı yaşadığını, kadının iddialarının gerçek olmadığını ve kusurlu tarafın tazminat hakkı bulunmadığını, ziynet eşyalarının müvekkili tarafından alınmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve bir araya gelmelerinin imkansız olduğunu beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadına dava dilekçesi 18.02.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, kadın vekili 26.04.2021 tarihli davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkek tarafının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilden habersiz bir ev ve eve yeni eşyalar aldığını, bu durumun müvekkilinin güvenini sarstığını, evlilik birliğinin ... ve sadakat ilkelerine aykırı davrandığını, hakaret ve küfür ettiğini, eve geç geldiğini ve ilgisiz olduğunu, müvekkili ve çocukları ile ilgilenmediğini, müvekkilinin eşinden duygusal, psikolojik ve cinsel şiddet gördüğünü, müvekkiline haber vermeden satın almış olduğu tüm taşınmazları ve araçları kardeşine devrettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, erkeğin davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar Gonca ... ve Muhammet Ali'nin velâyetinin müvekkiline verilmesine ve çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aksi halde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın 08.06.2021 tarihli duruşmada, boşanma davasından feragat etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı açtığı boşanma davasından 08.06.2021 tarihinde feragat ettiği, davasında feragat ile erkek eşin önceki kusurlu davranışlarını affettiği veya en azından hoşgörü ile karşılamış olduğu, kadının karşı boşanma davasından feragat etmesi nedeniyle kadının boşanma davasının reddine karar verildiği, buna karşılık boşanmaya sebep olan olaylarda erkek eşe hakaret eden ve evde huzursuzluk çıkaran kadının tam kusurlu olduğu, sosyal inceleme raporu, ortak çocuk Yonca ve Murat'ın beyanları, Gonca ... ve Muhammet Ali'nin yaşları itibariyle anne bakım ve ilgisine muhtaç olmaları birlikte değerlendirilerek velâyet düzenlemesinin yapıldığı, boşanma veya ayrılık durumunda ortak çocuk kendisine verilmemiş tarafın gücüne göre bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğundan velâyeti anneye verilen ortak çocuklar için tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına uygun tedbir ve iştirak nafakası takdir edildiği, babanın iştirak nafakası talep etmedikleri beyanı nedeniyle velâyeti babaya verilen ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmediği, çocukların ... yararları gözetilerek, velâyeti kendisine verilmeyen taraflar ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, kadının düzenli ve sürekli bir gelirinin olmadığından kadın yararına tedbir nafakasına, kadının ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı ve geri verilmediği, kadın eş tarafından ispatlanamadığından ziynet alacağı davasının reddine karar verildiği gerekçesi ile, kadının boşanma davasının feragat nedeniyle reddine, erkeğin asıl davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar Yonca, Gonca ... ve Muhammet Ali'nin velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine,ortak çocuk Murat'ın velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesine kadar devamına, velâyetleri anneye bırakılan ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, müvekkilinin evlilik birliğinin bozulmasını istemediğinden ortaya çıkan problemler ve tartışmalar karşısında sessiz kaldığını, müvekkilinin evine bağlı, eşine ve çocuklarına düşkün olduğunu, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirdiğini, sorunun erkeğin ilgisizliği ve eve geç gelmesi olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, bu durumun tanık beyanlarıyla da ispatlandığını, müvekkilinin boşanmak istemediğini beyanla; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, boşanma hükmü yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ileri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve kanuna aykırılık görülmediği gerekçesi ile, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) ... fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, müvekkilinin evlilik birliğinin bozulmasını istemediğinden ortaya çıkan problemler ve tartışmalar karşısında sessiz kaldığını, müvekkilinin evine bağlı, eşine ve çocuklarına düşkün olduğunu, evlilik birliğinin üzerine yüklediği yükümlülükleri yerine getirdiğini, sorunun erkeğin ilgisizliği ve eve geç gelmesi olduğunu, müvekkilinin kusurunun olmadığını, bu durumun tanık beyanlarıyla da ispatlandığını, müvekkilinin boşanmak istemediğini beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, boşanma hükmü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkek tarafından açılan asıl davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 307 vd. maddeleri, 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.