"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1717 E., 2022/1919 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/634 E., 2021/368 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, kadının davasının kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm erkek vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle ... erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, müvekkiline hakaretler ve küfürler ettiğini, her tartışmada evi terk ettiğini, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir..
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, M. A. isimli kadınla yaşadığını, bu kadına ev tuttuğunu, birlikte yaşamaya başladıklarını öğrendiğini, müvekkilinin bu durumu eşine sorduğunda eşinin bu durumu kabul ettiğini, eşini çocukları bırak git diyerek kapı dışarı ettiğini, davacının eşine şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, küçük düşürdüğünü, ortak çocuklarıyla ilgilenmediğini tarafların karı koca ilişkisinin giderek sona erdiğini, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 500.000,00TL manevî tazminata, müvekkiline ait ziynet eşyalarının aynen müvekkiline iadesine, iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte ... erkekten alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-karşı davacı kadının,eşiyle gezmeyi ve vakit geçirmeyi reddettiği, eşiyle tartıştığında birkaç kez ailesini arayarak müşterek konutu terk ettiği, davacı-karşı davalı erkeğin ise eşiyle ilgilenmediği, eve gelmediği, başka bir bayanla ilişkisi olduğu, o bayanla birlikte yaşadığı, tarafların ayrı yaşadıkları, yaşanan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, davalı-karşı davacı kadının ise daha az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen boşanma davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 800,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadının ziynet isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, M. A. isimli bayanla yaşadığını, bu nedenle asıl davanın kabulünün doğru olmadığını, tedbir ve iştirak nafakası ile yoksulluk nafakası miktarlarının ve maddî-manevî tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, ziynet eşyası alacağı taleplerinin reddi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, erkeğin davasının kabulü, ziynet alacağı davasının reddi ve fer'îler talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davalı-davacı kadınyararına verilen tazminatların,iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarlarının az olduğu, davalı- davacı kadının maddî ve manevî tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarlarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, bunlar dışında kalan tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davalı- davacı kadının tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ile 40.000,00 TL manevî tazminat takdirine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere velâyetleri davalı- davacı anneye verilen tarafların ortak çocukları için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası takdirine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının ... erkekten alınarak, davalı-davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedilmesi gerekmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin zor durumda olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, evi terkettiğini belirterek; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, M. A. isimli bayanla yaşadığını, bu nedenle asıl davanın kabulünün doğru olmadığını, tedbir-iştirak nafakası ile tedbir-yoksulluk nafakası miktarlarının, maddî-manevî tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, belirterek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ... erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ... erkek ağır, davalı-davacı kadın az kusurlu kabul edilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmişse de yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin tanık beyanının soyut, zamanı belli olmayan ve sebep ve saiki açıklanamayan inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, bu beyanlara dayanarak davalı-davacı kadına kusur yüklenemeyeceği sabittir. Bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının kusuru bulunmayıp erkek tamamen kusurludur. ... erkeğin boşanma davasında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi şartları oluşmamıştır. Bu hale göre ... erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken kabulü hatalı ise de, kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden erkeğin davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.... erkek vekilinin kadının davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına.
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine
21.06.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.