"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1220 E., 2022/1442 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yerköy Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/301 E., 2022/41 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ... erkek vekili tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, davalı-davacı kadın vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı- davalı erkek vekili tarafından açılan davanın kabulüne, davalı- davacı kadın vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin üçüncü davalının ise ikinci evliliği olduğunu her iki tarafın da önceki eşinden çocukları olduğunu, davalı ile evlenmeden önce kızı ...'nın yanında kalacakları yönünde anlaştıklarını ancak davalının evlendikten sonra ...' yı almadığını, kadının temizlik hastalığı olduğunu, aylardır karı koca ilişkisi yaşamadıklarını, davalı- davacı kadının aşırı kıskanç davrandığını, sürekli müvekkilinin telefonunu karıştırdığını, müvekkiline hakaretler ettiğini, müvekkilini eve almadığını, davalının ev içerisindeki görevlerini yapmaması, müvekkilinin çamaşırlarını yıkamaması, ütülememesi, yemek yapmaması, müvekkiline karşı soğuk ve ilgisiz olması, davalının ufacık problemleri büyüterek tartışma yarattığını, müvekkilinin ailesi ile görüşmesine engel olmaya çalıştığını belirterek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı- davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkiline ve evine karşı ilgisiz davrandığını, hakarete uğradığını, evini otel gibi kullandığını, akşamları eve gelip, yemek yiyip baba evine geri döndüğünü, diğer isnat edilen tüm iddiaların da gerçek dışı ve haksız iddialar olduğunu belirterek; asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın 22.09.2017 havale tarihli birleşen dava dilekçesi ile, davacı- davalı erkeğin her şeyi bahane ederek geçimsizlik çıkarttığını, kendisini sürekli evden kovduğunu, eve gelmediğini, kendisinin ve çocuğunun tüm ihtiyaçlarını anne ve babasının karşıladığını belirterek; kendisi için aylık 1.000,00 TL, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 04.10.2018 tarih ve 2017/583 Esas, 2018/632 Karar sayılı kararı ile; kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, temizlik konusunda takıntılı olduğu, erkeğin önceki evliliğinden olan kızını istemediği, tarafların eşit kusurlu olduğunu belirterek, erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının boşanma davasının reddine, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının birleşen tedbir nafakası davasının kabulü ile kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili; bizzat görgüye dayalı olmayan davacı tarafın tanıklarının beyanları ile karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, gerekçenin eksik olduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle her iki boşanma davası ve birleşen nafaka davasındaki nafaka miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 02.07.2021 tarih ve 2019/1389 Esas, 2021/1148 Karar sayılı kararı ile; kadının istinaf talebinin kısmen kabulü ile Mahkeme gerekçesinde eşit kusur demiş ise de erkeğe yüklenen kusurların gerekçelendirilmediği, tarafların bütün iddia ve savunmaları eksiksiz değerlendirilerek, delilleri tartışılarak, hangi delillere itibar edildiği, hangi delillere neden itibar edilmediği, iddia edilen hangi vakıaların ne şekilde sabit görüldüğü ve hangi beyanlara itibar edildiği de açıklanmak suretiyle, "tam kusur", "eşit kusur", "ağır kusur", "daha az kusur" ayrımına gidilerek, Anayasa'nın 141 ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesine uygun şekilde yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturmayacak ve kaldırılan tüm hususlar yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek, istinaf konusu edilmeyen kısımlar aynen muhafaza edilerek, denetlenebilir şekilde karar verilmesi için dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın Daire kararına uygun şekilde her iki boşanma davası ve birleşen davada nafakalar yönünden yeniden esas hakkında bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davalı- davacı kadının sair istinaf taleplerinin ise incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı- davacı kadının evlilik birliğinde üzerine düşen görevleri yerine getirmediği, temizlik hususunda takıntıya varan boyutta davranışlarının olduğu, kadının, erkeğin önceki evliliğinden olan kızını evde istemediği kadının tam kusurlu olduğu, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk yararına dava tarihinden itibaren daha önce bağlanan 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra 750,00 TL iştirak nafakası olarak devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru olmadığını, erkeğin evi terkettiğini, İlk Derece Mahkemesince iddialarının ve delillerinin dikkate alınmadığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, erkeğin kusurlu olduğunu, nafaka ve tazminat talepleriyle ilgili araştırma yapılmadığını, tazminat taleplerinin kabul edilmediğini, karşı tarafa orantısız vekâlet ücreti taktir edildiğini, müvekkilinin adli yardımdan yararlandığını belirterek her iki boşanma davası ve fer'îleri ile birleşen nafaka davasının reddedilen kısmı ile birleşen davada davacı- davalı lehine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kadına kusur olarak yüklenilen "temizlik konusunda takıntıya varan davranışlarının olduğu, erkeğin önceki evliliğinden olan kızını evde istemediği" vakıalarına ilişkin davacı- davalı tanık beyanının soyut olduğu, bu vakıaların tüm dosya kapsamı ile ispat edilemediği, ispat edilmeyen vakıaların kusur olarak yüklenmesinin mümkün olmadığı, bu durumda kadına yüklenen iş bu vakıaların gerekçeden çıkarılmasının gerektiği, davalı- davacı kadın tarafından sadakat yükümlülüğüne aykırı davranma vakıasına usulüne uygun olarak süresinde dayanılmadığı, bu durumda İlk Derece Mahkemesince iş bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin ise isabetli olduğu, gerçekleşen bu durum karşısında İlk Derece Mahkemesince kadının kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışına göre boşanmaya sebebiyet veren olayda kadının yine de tamamen kusurlu olduğu, tedbir nafakası davasında davanın kısmen kabulü ile kadın lehine nafakaya hükmedilmiş olduğu, erkeğin istinaf talebi bulunmadığından kadın lehine kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadına önceki hükümde verilen nafakanın hükmedilmesi gerektiği, önceki kararda yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olduğu, bu karara karşı erkeğin istinaf talebinin bulunmadığı, usuli kazanılmış haklara aykırı olarak yoksulluk nafakasının reddine karar verildiği, nafaka davalarında reddedilen bölüm için ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gerekçesi ile davalı- davacı kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile kusurun yukarıda gösterilen şekilde düzeltilmesine, davalı- davacı kadının kusur belirlemesine, tedbir nafakalarına, yoksulluk nafakasına, birleşen davada kadının tedbir nafakası talebinin reddine, birleşen davada davacı- davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ve karşı davada harca yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesinin yukarıda izah edildiği şekilde düzeltilmesine, davalı- davacı kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile asıl dava tarihi olan 23.10.2017 tarihinden, 07.10.2022 tarihine kadar aylık 300,00 TL, 07.10.2022 tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, davalı- davacı kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı- davacı kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesi uyarınca tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, karşı davada alınması gereken ancak adli yardım nedeniyle tahsili ertelenen 31,40 TL başvuru harcı, 80,70 TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 112,10 TL harcın davalı- davacı kadından alınarak hazineye irat kaydına, birleşen davada Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 9 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı- davalı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, davalı- davacı kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru olmadığını, erkeğin evi terkettiğini, İlk Derece Mahkemesince iddialarının ve delillerinin dikkate alınmadığını, davacı- davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, davacı- davalı erkeğin kusurlu olduğunu, nafaka ve tazminat talepleriyle ilgili araştırma yapılmadığını, tazminat taleplerinin kabul edilmediğini belirterek her iki boşanma davası ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadının boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, kadının tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı ve nafakaların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 197 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.