Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11300 E. 2023/1971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Annenin ikinci evliliğinden sonra aldığı soyadının, velayeti kendisinde bulunan müşterek çocuğa verilmesinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma sonucu velayeti annede olan çocuğun, annenin ikinci evliliğiyle aldığı soyadını alması için yasal düzenleme bulunmadığı ve mevcut düzenlemeler çerçevesinde böyle bir değişikliğin mümkün olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzincan Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki davacı tarafından açılan çocuğun annesinin yeniden evlenerek aldığı soyadının çocuğa verilmesine izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; boşandıktan sonra davacının kızı ile birlikte Erzincan'a yerleştiğini, yeni eşi ile birlikte burada yaşamaya başladığını, davacının yeni evliliğinden bir çocuğunun daha dünyaya geldiğini, annesi ile aynı soyadını taşımamaktan rahatsız olan ...'in kardeşi ... ...'nın dünyaya gelmesiyle birlikte onunla da soyadının farklı olduğunu gördüğünü, aile içinde dışlandığını düşündüğünü, gerek okulda gerekse de sosyal ortamlarda kendini tanıtırken soyadını söylemeye çekinmeye başladığını, davacının bu soyadı farkını ...'e anlatmakta zorluk çektiğini, çocuğun soyadının ... soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun yararına olacağına, müşterek çocuğun babası ile görüşmek istemediğini, babasının soyadını kullanmak istemediğini, annesi ve kardeşiyle aynı soyadına sahip olmak istediğini, müşterek çocuğun her türlü işi resmi işleri ve okuuğunu belgelemek için nüfus kayıt örneğini göstermek durumunda kaldığı zamanlar olduğunu iddia ederek davasının kabulü ile müşterek çocuğun Demirtaş olan soyadının ikinci evliliği sonucu aldığı ... soyadı olarak değiştirilmesi talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile “...davacının kızlık soyadının "..." olduğu, davalı ile boşandıktan sonra 09.10.2018 tarihinde yeniden evlendiği ve "..." soyadını aldığı, velâyeti kendisine bırakılan müşterek çocuğa da bu soyadının verilmesini talep etiği, ancak boşanma ya da evliliğin iptali halinde davacı annenin soyadının yeniden değişme ihtimalinin her zaman mevcut olacağı, böyle bir durumun ortaya çıkması halinde çocuğun soyadı ile annenin soyadının yine farklı olacağı ve bu durumun nüfus kayıtlarında daha çok karşıklığa sebebiyet vereceği, ayrıca çocuğun da olumsuz yönde etkileneceği, bu nedenle çocuğun soyadının annenin yeni evlilik soyadı olan "..." olarak değiştirilmesinin hem çocuğun üstün yararı açısından hem de kamu düzeni açısından bir fayda sağlamayacağı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; çocuğun diğer kardeşleri ile aynı soy ismini taşımadığından bu durumu kendisine dert ettiğini ve psikolojisinin olumsuz etkilendiğini, İlk Derece Mahkemesince davanın açıldığı tarihteki hal ve koşullara göre somut olayı değerlendirmesi gerektiğini, annenin her an boşanabileceğini düşünerek varsayımlar üzerinden hareket etmesini hukuk düzeninin kabul etmeyeceğini, söz konusu davanın çocuğun üstün yararına olduğunun tanık beyanlarıyla ispatlandığını ileri sürerek karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı boşanma sonucu velâyeti kendisine verilen annenin bekarlık soyadını çocuğun üstün yararının bulunması halinde alabileceği ve bu konuda başkaca bir yasal düzenlemenin bulunmadığı, evlilik birliği içinde doğan çocuğun evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annenin ikinci evliliği nedeniyle kazanmış olduğu soyadı ile değiştirilmesi mümkün bulunmadığının anlaşılmasına göre istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; konuya ilişkin mahkeme kararlarına yönelik bireysel başvuruları inceleyen Anayasa Mahkemesinin annenin kızlık soyadının çocuğun üstün yararına olması halinde çocuğa verilebilmesinin önünü açmış olduğu, sırf yasal düzenleme bulunmamasının gerekçe gösterilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi’nin dava açıldığı tarihteki hal ve koşullara göre somut olayı değerlendirmek suretiyle bir karar vermesi gerektiğini, çocuğun soy adının ... olarak düzeltilmesi dava tarihi itibariyle çocuğun üstün yararına olduğunun tanık beyanları ile ispatlandığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ortak çocuğun velâyetinin annede olması nedeniyle, çocuğunun annesinin ikinci evlilik soyadını kullanmasının çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası 10 uncu, 20 nci maddesi, 41 inci maddesi ile 90 ıncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 11 Nolu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokol 5 inci maddesi. Anayasa Mahkemesi'nin 8.12.2011 tarihli ve 2010/119 esas, 2011/165 karar sayılı iptal kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.