Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11318 E. 2023/1566 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Bozma ilamına uyan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin yetki belgesinin geçersiz vekâletnameye dayanması nedeniyle istinaf başvurusunun yasal süresi dışında yapıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin bozmaya uyarak verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1534 E., 2022/1975 K.

DAVACI- DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI- DAVACI : ... vekilleri Av. ... vd.

DAVA TARİHİ : 16.05.2017

KARAR : Usulden ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkilinin kendi öz kızı, anne ve babasıyla görüşmesinden rahatsız olduğunu, müvekkilinin ailesine hakaretler ettiğini, müvekkilinin anne babasıyla görüşmesini duyduğu zaman müvekkilini evden kovduğunu, kadının kendi kızının taraflarla yaşadığını, özel okula gittiğini ve masraflarının müvekkilini tarafından karşılandığını, kadının her kavgada müvekkiline sen nasıl erkeksin, pısırıksın, gurursuz bir adamsın, senden koca olmaz diye hakaretler ettiğini, müvekkilinin emekli olmasından alacağı para için sıkıntı çıkardığını, bu para ile ev alacaksın, bu ev benim üzerine olacak, geriye para kalırsa benim hesabıma geçecek ve olası bir ölüm durumunda senin o...pu kızın hiç bir hak iddia edemeyecek şeklinde hakaretlerde bulunduğunu, kadının müvekkilinin hiç tanımadığı erkeklerle içeriğini bilmediği, betimleyemediği konuşmalar yaptığını, kadının evin işlerini de yapmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin dava dilekçesindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, erkeğin müvekkilinin kızıyla yaşamayı daha öncesinden kabul ettiğini, müvekkilinin kızının ihtiyaçlarının erkek tarafından karşılanmadığını, erkeğin maaşında haciz olması nedeniyle maaşında kesintiler olduğunu, müvekkilinin evliliğini sürdürmek için elinden geleni yaptığını, erkeğin müvekkilinin altınlarını da alarak evi terk ettiğini, sonrasında da müvekkilini aramadığını, müşterek hanenin ihtiyaçlarını karşılamadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.07.2019 tarih ve 2017/696 Esas, 2019/1167 Karar sayılı kararı ile kadının erkeğe hakaret ettiği, tehdit ettiği, kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kusursuz olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının karşı davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 01.12.2020 tarihli ve 2020/779 Esas, 2020/1451 Karar sayılı kararıyla; kadının maktu harç yatırarak açtığı karşı davasındaki talebinin boşanma talebini içermediği, münhasıran 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarına dayalı maddî ve manevî tazminat isteğine, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu ve 175 inci maddelerine dayalı tedbir-yoksulluk nafakası isteğine ilişkin olduğu, aleyhinde boşanma davası açılmış olan eş, bu dava içinde yazılı olarak maddî-manevî tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası isteyebilecekken, bu isteklerini bağımsız bir dava ile ileri sürmesi halinde nisbi harç yatırmak zorunda olduğu, kadının karşı davasıyla ilgili maktu harç yatırdığına göre, talep edilen maddî ve manevî tazminat ve bir yıllık nafaka miktarları üzerinden nispi peşin harç noksanlığının tamamlanması için kadına süre verilmesi, harç noksanlığının tamamlanması halinde maddî ve manevî tazminat ve nafaka isteği hakkında hüküm kurulması gerekirken açıklanan yönde işlem yapılmadan yargılamaya devamla iş bu taleplerin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak kadının sair istinaf sebepleri incelenmeksizin dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 29.12.2020 tarih ve 2020/1352 Esas, 2020/1317 Karar sayılı kararı ile kadının erkeğe hakaret ettiği, tehdit ettiği, kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kusursuz olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının karşı davasının tefrik edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 22.11.2021 tarih, 2021/864 Esas, 2021/1931 Karar sayılı kararıyla İlk Derece Mahkemesince, ... 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/48 Esas, 2018/385 Karar sayılı ilamındaki mesaj kayıtları kapsamında kadının erkeğe hakaret ettiği yönüyle kusurlu bulunduğu, ancak erkeğin dava dilekçesinde mesaj kayıtları ile ceza ilamına delil olarak dayanmadığı, tanık ...'un beyanında geçen hakaretin ise İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına kusur olarak verilmediği, erkeğin istinafı bulunmamakla Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 11.01.2021 tarih 2020/5866 Esas, 2021/26 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, bu haliyle kadına verilen kusurun hatalı olduğu, kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, davacı erkeğin, kadının kendisini senedi kullanacağı yönüyle tehdit etmesi dışında başkaca bir tehdit vakıasına dayanmamasına rağmen ceza ilamında geçen mesaj kayıtları dolayısıyla kadının erkeği tehdit ettiği yönüyle yüklenen kusurun yerinde olmadığı, kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, gerçekleşen kusur durumuna göre kadının kusursuz olduğu, erkeğin sadakatsizliği yönündeki iddiaya cevap dilekçesi kapsamında vakıa olarak dayanılmaması sebebi ile erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin yerinde olduğu, yine erkeğin Çay İcra Dairesi tarafından yürütülen icra takibinin evlenmeden önce olduğu, ancak bu hususun kadından gizlenmesinin boşanma nedeni değil nispi butlan nedeni olacağı, bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, davacı hakkındaki ... 6. İcra Dairesi tarafından yürütülen icra takibi kapsamında maaşından yapılan aylık 1.000,00 TL civarındaki kesinti nedeni ile evlilik birliğinin ekonomik anlamda zor durumda bırakıldığının kadın tarafından ispatlanamadığı, kaldı ki erkeğin kadının kızını özel okula dahi gönderdiği, erkek hakkındaki diğer icra takibinin ise davalı kadın tarafından evlilik birliği içinde erkek tarafından kadına verilen senede ilişkin başlatıldığı, bu kapsamda erkeğe kusur yüklenmemesinin yerinde olduğu, kadının karşı davası İlk Derece Mahkemesince işbu davadan tefrik edildiğinden, kadının karşı davaya yönelik istinaf talebinin incelenmesine yer olmadığı gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

V. BOZMA

A. Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 28.03.2022 tarihli 2022/739 Esas, 2022/2972 Karar sayılı kararıyla davalı tarafından vekil tayin edilen Av. ...’un, aldığı vekâletnamedeki tevkil yetkisine dayanarak düzenlediği yetki belgesi ile Av. ...’yu Avukatlık Kanunu’nun 56 ncı maddesi gereği vekil tayin ettiği görülmüştür. Verilen yetki belgesinin vekâlet hükmünde olmasının bir sonucu olarak davalı kadının birden fazla avukat ile temsil edildiği anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 74 üncü maddesinde, davaya vekâlet halinde özel yetki içeren hallerin düzenlendiği, kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları içeren davalarında özel yetkiyi içeren hallerden olduğunun belirtildiği, kadın vekili Av.... vekâletnamesinin 6100 sayılı Kanun'un 74 üncü maddesinde belirtilen şekilde kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olan boşanma davası hususunda özel yetki içermediği, fotoğrafının bulunmadığı gerekçesi ile eksikliğin giderilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini ve kadın vekili tarafından özel yetki içeren fotoğraflı vekâletnamenin sunulduğu, vekâletnamedeki şekil noksanlığının sonradan tamamlanması ilk vekâletnameyi geçersiz hale getirmediği gibi buna dayanarak verilen yetki belgesini de geçersiz hale getirmeyeceği, bu açıklamalara göre vekilin birden çok olması durumunda bunlardan birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu, tebligatın birden fazla vekile yapılması durumunda, bunlardan ilkine yapılan tebliğin asıl tebliğ tarihi sayılacağı hükmü gereği, 29.12.2020 tarihli İlk Derece Mahkemesi kararının, 31.01.2021 tarihinde, yetki belgesi uyarınca vekâlet görevi devam etmekte olan, davalı vekili Av. ...’ya tebliğ edildiği ancak 31.03.2021 tarihinde Av. ... ve Av. ... tarafından yasal süresinden sonra istinaf kanun yoluna başvurulduğu, buna göre kadının yasal süresinden sonra yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; kadının istinaf başvurusunun yasal süresinden sonra yapıldığı, tüm bu nedenlerle kadının süresinden sonra yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı-karşı davacı kadın vekilinin yasal süresinden sonra yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; yetkili birden fazla avukat var iken bu avukatlardan birine yapılan tebligatın geçerli olduğu yönünde yanlış değerlendirme yapılarak tebliğ yapılan avukatın yetki belgesinin geçersiz vekâletnameye dayandığı gözetilmeden istinaf başvurusunun süresinde olmadığı yönüne hüküm tesisi edilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı- karşı davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.