Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11341 E. 2023/2667 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusurun kimde olduğu, tazminat ve nafaka yükümlülüklerinin olup olmadığı ve miktarlarının hukuka uygunluğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin boşanmaya, velayete, nafaka ve tazminata ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2371 E., 2022/2131 K.

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/971 E., 2022/421 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeği babasına karşı kışkırttığını, baskı altına aldığını, erkeğin ailesinin evine gitmek istemediğini, erkeğin ailesinin evine gittiklerinde tartışma çıkarttığını, erkeğin ailesinden gelen sebze ve meyveyi beğenmediğini, annesinin tehdit ettiğini, sürekli hakaret ettiğini, yatağını ayırdığını, cinsellikten kaçındığını, erkeğin ailesinin köy işlerine yardıma gitmesini istemediğini, hırsızsın dediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, habersiz gezmeye gittiğini, erkeği istemediğini, annesine hakaret ettiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların ekonomik bağımsızlığının bulunmadığını, harçlık olarak kabul edebilecek tutarda kazanç elde ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ettiğini, kadının cep harçlığını çantasından habersizce aldığını, fiziksel şiddet uyguladığını, alyansını sattığını, eş ve anne babasının duygusal şiddet uyguladıklarını, ailesiyle birlikte yaşama konusunda baskı yaptığını, sürekli ailesiyle birlikte vakit geçirmesini istediğini, sen kimsin sığıntı beceriksiz gibi ifadeler kullandığını, altınlarını vermeyi kabul etmemesi nedeniyle hakarete maruz kaldığını, erkeğin tehdit, hakaret ve fiziksel şiddette bulunduğunu, zorla köye götürüldüğünü, sürekli başka gelinlerle kıyasladığını, erkeğin ... sarsıcı davranışta bulunduğunu, Meryem ... adında bir kişi ile sürekli telefonla görüştüğünü belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, elektrik ve su faturalarını ödememe nedeniyle elektrik ve suyun kesilmesine sebep olduğunu, babasının evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadına bedduada bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını ve kadını tehdit ettiğini, kadının ise erkeğe sürekli hakaret ettiğini, annesinin erkeğe hakaretine sessiz kaldığını, erkeğin babasına bana kızım deme şeklinde beyanda bulunduğunu, erkeğin annesini evden kovduğunu, erkeğin ailesinden gelen ürünlere bahane bulduğunu belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 18.000,00 TL maddî ve 17.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulüne, kusur belirlemesine, tazminat talepleri hakkında karar verilmemesine, aleyhine tazminat iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik olarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulüne tazminat miktarlarına iştirak ve yoksulluk nafakası miktarlarına yönelik olarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kadına bedduada bulunma kusurunun hatalı olduğu, zira kadının dilekçeler teatisinde yüklenen bu kusura vakıa olarak dayanmadığı, vakıa olarak dayanılmayan bir olaydan ötürü karşı yana kusur yüklenemeyeceği, kadına yüklenen kusurların gerçekleştiği, Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır kusurlu olduğu, erkeğin tazminatları hakkında karar verilmediği hususundaki itirazının yerinde olduğu ve kişisel ilişkinin yeniden düzünlenmesi hususunun resen dikkate alındığı belirtilerek tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) ... alt bendi gereğince kısmen kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, çocuk ve baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kadının kusurlarının ispat edildiğini, dolayısıyla erkek lehine tazminat ödenmesi gerektiğini, evin ihtiyaçlarını karşıladığını, bu hususun faturalarla doğrulandığını, babasının söylemleri esnasında erkeğin ortamda bulunmadığını, karşı davada iddia edilen hiçbir olayın ispatlanamadığını, kadının davasının reddi gerektiğini, kadının son olayda boğazının sıkıldığına dair bir iddiasının bulunmadığını, olayların ağırılığının yanlış değerlendirildiğini, tazminatların, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarının çok yüksek olduğunu belirterek; kadının davasının ve fer'îlerinin kabulü ile kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminatları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin tanıklarının öğretilmiş bilgilerle beyan verdiğini, kadının kendisine fiili ve sözlü şiddet uygulayan erkeğe karşı kararda belirtilen sözleri söylemesi durumunda neyle karşılaşacağının izahtan vareste olduğu, dolayısıyla kadının erkeğe karşı hiçbir zaman hakaretvari veya onu ... düşürücü herhangi bir söylem veya eylem içerisinde bulunmadığını, erkeğin kusurları ve tarafların ekonomik sosyal durumları karşısında hükmedilen maddi ve manevî tazminat ve iştirak ve yoksulluk nafakasının da az olduğunu belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ve kadın yararına tazminatlar ile nafakalara hükmedilmesinin yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarların dosya kapsam ve hakkaniye uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 ..., 182 nci, 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.