"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1415 E., 2022/2090 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/58 E., 2022/387 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçe, karşı davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin müvekkiline ilgisiz davrandığını, sevgi, ilgi göstermediğini, eş gibi davranmadığını, konuşmadığını, bağırıp, çağırıp, kavga edip, kapıyı çarpıp evi terk ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, maddî, manevî destek olmadığını, sağlık sorunları ile ilgilenmediğini, yalan söylediğini, hakaret ettiğini, çocuklara karşı ilgisiz ve sorumsuz davrandığını, ailesinin müvekkili üzerinde baskı kurduğunu, müvekkili ile dalga geçip, hor gördüklerini, ailesinin davranışlarına sessiz kaldığını, evden kovulduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesini, ortak çocuklar için aylık 300,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap, karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı karşı davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin, kadının isteği ile beyaz eşyaları değiştirdiğini, çocukların da ihtiyaçlarını karşıladığını, tarafların anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdiklerini ancak velâyet konusunda anlaşamadıklarını, kadının ortak çocuk ...'i de yanına alarak ...'a ailesinin yanına gittiğini, müvekkilinin ... için kadına para gönderdiği, kadının çocuklar üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkilinin ailesinin davacıya kötü davranmadığı, kadının evden kovulmadığı, kadının tüm eşyalarını hazırlayıp, eniştesinini aradığını, eniştesinin gelip kadını aldığını, ortak çocuklardan ...'in gitmek istemediğini, ...'in ise gitmek istememesine rağmen kadın tarafından zorla götürüldüğünü, evden ayrılırken müvekkilinin ailesinden helallik istediğini, evden ayrıldıktan sonra müvekkilini arayıp, ondan da helallik istediğini, müvekkilinin vardiyalı çalıştığını, eve 23:30 saatlerinde geldiğinde kadını evde bulamadığını, kadının çocukları evde bırakıp, komşuya gittiğini, müvekkilinin eve geldiğinde yemek dahi bulamadığını, kadının evi terk etmesinden sonra da müvekkilinin evliliği kurtarmak için mücadele ettiğini, kadının başkaları ile kıyaslama yaparak müvekkilinden lüks taleplerde bulunduğunu iddia ederek, kadının davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesini, müvekkilinin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 18.03.2019 tarihli ve 2016/719 Esas, 2019/213 Karar sayılı kararı ile; her iki eşinde birbirlerine ilgisiz davrandıkları, kadının çalışmaya başlamasından sonra davranışlarının değişerek, boşanma istediğini dile getirdiği, kadının yaşadığı hayatı başkaları ile kıyaslayıp, boşanmaya karar vererek müşterek konuttan ayrıldığı, erkeğin ise; kadını düğün, cenaze ve aile ziyaretlerinde yalnız bıraktığı, özel günlerde kadının yanında olmadığı, kadının kendi isteği ile müşterek konuttan ayrıldığı, müşterek konuttan ayrılırken erkek ve ailesi ile vedalaştığı, erkeğin, kadının müşterek konuttan gidişine sessiz kaldığı ve tarafların bu şekilde ayrı yaşamaya başladıkları, her iki eşinde birbirine karşı ilgisiz davrandığı, erkeğin evlilik birliği içerisinde pasif kaldığı, kadını özel günlerde yalnız bıraktığı, kadının boşanmaya karar vermesi nedeni ile tüm aile bireylerinin bir araya gelerek konuştukları, erkeğin evlilik birliğinin devamı için çaba sarfetmediği, sadece "gitmesini istemiyorum" diyerek ayrılmak istemediğine yönelik iradesini açıkladığı, kadının ise boşanma konusunda kararlı davranarak, kendi istediği ile müşterek konutu terk ettiği, erkeğin, kadının gidişine sessiz kaldığı ve tüm bu olaylar kapsamında kadının, tamamen kendi iradesi ve isteği ile müşterek konuttan ayrılarak evlilik birliğinin temeli olan bir arada yaşama yükümlülüğünü ihlal ettiği, erkeğin ise kadının gidişine sessiz kalması nedeni ile bir arada yaşama hususunda gerekli çabayı sarfetmediği göz önüne alınarak evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu, tarafların bir araya gelerek ortak hayatı sürdürme ihtimallerinin bulunmadığı kanaatine karar verilerek tarafların boşanma taleplerinin kabulüne karar verildiği, ortak çocuklar ... ve ...'in idrak yaşında olmaları ve mahkemece tespit edilen beyanında; babaları ile kalmak istemeleri, beyanlarında samimi oluşları, yargılama sırasında alınan sosyal inceleme raporlarında velâyetin babaya verilmesinde sakınca görülmemesi hususları dikkate alınarak ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine karar verildiği, kadının, erkek ile eşit kusurlu olduğu kadının çalışmadığı ve sabit bir gelirinin de bulunmadığı, bu hali ile boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından, tarafların ekonomik durumları da dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, tarafarın eşit kusurlu olması sebebi ile kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili tarafından karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve nafaka miktarı yönünden, davalı karşı davacı erkek vekili tarafından müvekkili aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2021 tarihli ve 2019/1527 Esas, 2021/2369 Karar sayılı kararı ile; erkeğin, kadın tarafından açılan boşanma davasına süresinde cevap verdiği ve esasa cevap süresi içerisinde vermiş olduğu aynı tarihli dilekçesi ile de karşı boşanma davasına ilişkin dilekçesini sunduğu ve bu dilekçenin kayıtlara geçtiği, karşı dava dilekçesinin verilmesi esnasında 14,50 TL olarak eksik harç alındığı, başvuru harcının ise alınmadığı, bu eksikliğin yargılama sırasında da giderilmediği, harç tamamlattırılmadan müteakip işlemlerin yapılmayacağı, karşı dava harcının yatırılması için erkeğe usulüne uygun olarak süre verilmesi gerektiği, harç noksanlığı giderildiği takdirde erkeğin karşı davasının incelenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi, aksi halde, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her iki eşinde birbirlerine ilgisiz davrandıkları, erkeğin ailesinin yönlendirmesi ile hareket ettiği, evlilik birliği içerisinde pasif kaldığı, kadını düğün, cenaze gibi özel günlerde ve aile ziyaretlerinde yalnız bıraktığı gibi kadın ve ortak çocukları ile vakit geçirmediği, agresif yapıda olduğu, sinirlendiğinde bağırıp, kadının ve ortak çocukların üzerine yürüdüğü, evliliğin maddî yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, manevî olarak ailesine sevgi, ilgi alaka göstermediği, kadının boşanmaya karar vermesi nedeni ile tüm aile bireylerinin bir araya gelerek konuştukları, erkeğin evlilik birliğinin devamı için çaba sarf etmediği, kadının müşterek konuttan gidişine sessiz kaldığı, sadece "gitmesini istemiyorum" diyerek ayrılmak istemediğine yönelik iradesini açıkladığı, kadının ise; çalışmaya başlamasından sonra davranışlarının değişerek, boşanma istediğini dile getirdiği, yaşadığı hayatı başkaları ile kıyaslayıp, erkekten boşanmaya karar vererek kendi iradesi ile müşterek konuttan ayrıldığı tarafların tespit edilen kusurlu eylemleri dikkate alındığında davacı karşı kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, tarafların bir araya gelme istek ve arzularının bulunmadığı, ağır kusurlu eşin de boşanma davası açmakta hakkı olduğu,erkeğin istinaf ilamı kararı neticesinde eksik harcı ikmal ettiği, kadının davasında verilen boşanma hükmünün istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleştiği, bu sebeple erkeğin karşı davasında boşanmanın konusunun kalmadığı dikkate alınarak; kadın tarafından açılan boşanma davası yönüyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın tarafından açılan boşanma davasının istinaf edilmeksizin kesinleştiği dikkate alınarak, erkek tarafından kadın aleyhine açılan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, tarafların ortak çocuklarından ...'ın karar tarihi itibariyle ... olduğu anlaşılmakla velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının ortak çocuk ... yönüyle talep ettiği iştirak nafakasının da çocuğun ... olması nedeniyle reddine karar verildiği, tarafların müşterek çocuğu ...'in babası ile yaşamak istediği, babanın çocuğa karşı ihmal, istismar eylemlerinin tespit edilmediği de dikkate alınarak müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesine annesi ile ise arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği, kadının ihtiyaçları, erkeğin nafaka ödedikten sonra elinde kalan geliri ile geçimini sağlama imkanı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirilerek; herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanmaya neden olan olaylarda az kusurlu olduğu tespit edilen kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olacak şekilde aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hülmedilmesine karar verildiği, boşanmaya neden olan olaylar yüzünden kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin hukuka aykırı şekilde zedelendiği, kadının en azından eşinin desteğini yitireceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kişisel halleri yaşı, yeniden evlenme şansı gibi durumlarını zedeleyen mevcut ve beklenen menfaatlerin yoğunluk ve ağırlığı, evliliğin devam süresi, eşlerin eğitim durumları eşler arasındaki mal rejimlerinin sona ermesi nedeniyle yoksun kalınan menfaatler, ölüme bağlı temlik ve tasarruflardan yoksun kalma gibi nedenlerle kaybedilen veya yararlanılamayan menfaatler dikkate alınarak hakkaniyet ilkesi gözetilerek kadının maddî tazminat talebi ile evlilik birliği içinde gördüğü psikolojik şiddetin kadının iç dünyasında yarattığı etki, duyduğu acı ve üzüntü ve kişilik haklarında yarattığı etki dikkate alınarak manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile kadın tarafından açılan boşanma davası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, erkek tarafından açılan boşanma davasının konusuz kalması nedeniyle bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların ortak çocuklarından ...'ın karar tarihi itibariyle ... olduğu anlaşılmakla velâyet ve kişisel ilişki hususunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının ortak çocuk ... yönüyle talep ettiği iştirak nafakasının çocuğun ... olması nedeniyle reddine, ortak çocuk ... ...'ın velâyet haklarının babasına verilmesine, boşanma kararının kesinleştiği tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hüküm altına alınan yoksulluk nafakası ve tazminatların düşük olduğunu, günün ekonomik koşullarına göre yetersiz olduğunu, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesinin üstün yararına olduğunu, babanın evde olmadığı zamanlarda çocuğa yaşlı ve kendisi bakıma muhtaç annesinin bakacağını, kardeşinin bu evde sürekli alkol aldığını, çocuğun bu evde bulunmasının sakıncalı olduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu olduğunu belirterek davalının en son geliri sorularak buna göre nafakaya hükmedilmesinin gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asıl kusurun kadında olduğunu, bu durumun tanık beyanları ile sabit olduğunu, müvekkili aleyhine ileri sürülen iddiaların soyut ve mesnetsiz kaldığını, kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat koşullarının oluşmadığını, kusur oranının tespitinde hataya düşüldüğünü, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirtilerek, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci, 51 inci, maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.