Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11353 E. 2023/1741 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarının yeterli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşullarının gözetilmesi gerektiği, bu hususlar değerlendirildiğinde bozmaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararında hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/957 E., 2022/1226 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...

DAVA TARİHİ : 02.09.2015

KARAR : Kısmen kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/779 E., 2018/375 K.

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; her iki tarafın önceki evliliklerinden birer çocuklarının olduğunu ve çocuklarla birlikte aynı evde yaşadıklarını, kadının evliliklerinin ilk günlerinden itibaren oğluyla beraber yattığını, kadının cinsel birliktelikten kaçındığını ve bu nedenle de cinsel olarak birlikte olmadıklarını, müvekkilin öncelikle bu durumu anlayışla karşılamış olduğunu fakat kadının bu durumu düzeltmek için hiçbir çaba göstermediğini belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkil lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı - davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evine bağlı eşi ve eşinin önceki evliliğinden olan çocuğuna karşı tüm sorumluluklarını yerine getiren bir eş olduğunu iddiaların asılsız olduğunu, müvekkilin önceki evliliğinden olan çocuğuna defalarca sözlü ve fiziki şiddet uyguladığını, kadına da fiziksel şiddet uyguladığını, çocuğun psikolojisinin ciddi derecede bozulduğunu, müvekkiline de psikolojik şiddette bulunduğunu, müvekkilinin hiç bir zaman eş olarak görülmediğini, maddî görevlerinden kaçındığını, erkeğin öz kızının müvekkili hiç bir zaman benimsemediğini ve huzursuzluk çıkarttığını, erkeğin kadının elinden bileziğini aldığını ve kadını abisinin evine bırakıp gittiğini belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL nafakaya, müvekkil lehine yasal faiziyle birlikte 30.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince; tarafların önceki evliliklerinden çocuklarının olduğu, tarafların yataklarını ayırdıkları, kadının eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğin ise kadının maddî olarak kısıtladığı, ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının önceki evliliğinden olan oğluna kötü davrandığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, boşanmaya sebep olan olaylar bakımından her iki tarafın eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 150,00 TL tedbir ve 200,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 14.09.2021 tarihli ve 2019/36 Esas, 2021/1287 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanık anlatımları ve dosya kapsamına göre mahkemenin kabulünde de olduğu gibi kadının yatağını ayırdığı, eş olarak sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğin kadını maddî olarak kısıtladığı, ihtiyaçlarını karşılamadığı, kadının oğluna kötü davrandığı kusurlarının ispatlandığı, mahkemece erkeğin belirlenen kusurlarının yanında kadını başka gerekçelerle ağabeyinin evine götürerek orada bıraktığı, ardından eşyalarını alması için arandığı, bu durumda erkeğin kadına göre ağır kusurlu olduğu, koşulları oluştuğu için kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru ise de; tarafların fiilen kısa süre evli kalmaları ve ortak çocuklarının olmadığı da gözetilerek, kadın lehine süresiz yoksulluk nafakasına karar verilmesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle kadın lehine aylık 200,00 TL'den takdiren bir yıllık olmak üzere toplam 2.400,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilerek erkeğin yoksulluk nafakası, kadının kusur belirlemesi, nafaka miktarı ile tazminatlar yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 13.04.2022 tarihli, 2022/1213 Esas ve 2022/3547 Karar sayılı kararıyla tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı kadın için dava tarihinden itibaren aylık 150,00 TL tedbir nafakasının erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi gereğince aylık 500,00 TL'den takdiren bir yıl olmak üzere toplam 6.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin mali durumu göz önüne alınmadan karar verildiğini, paranın alım gücünün azaldığını, hayat şartlarının değiştiğini belirterek kararı nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.