"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1941 E., 2022/2022 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/782 E., 2022/240 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmasına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusurun düzeltilmesine ve kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek tarafından; zina davasının reddi, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası yönünden ve davalı-karşı davacı kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafakaların miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, erkeğin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca erkeğin boşanma davasının kabulüne ve nafakaların miktarına yönelik olarak verilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Kadın vekilinin reddedilen yön dışında, erkek vekilinin ise tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ev hanımı olmasına rağmen günün yarısını dışarıda geçirdiğini, telefonda başka erkeklerle görüştüğünü, buna davacı ve ortak çocukların da tanık olduğunu, en son komşuları ile bir otelde kadınlar matinesine gitmek istediğini, erkeğin buna izin verdiğini, ancak telefon ettiğinde karşı taraftan erkek seslerinin duyulduğunu, kadının o gece sabaha karşı 02.30 sularında eve geldiğini, erkeğin ilgili oteli aradığını ancak oteldeki kişinin böyle bir gece olmadığını ve kadını da tanımadığını beyan ettiğini, kadının annesinin de bulunduğu bir ortamda yeter artık insanlığımızdan çıktık diyerek büyük çocukları ...'in odasında yattığını, ertesi sabah ise iş çıkışı müşterek haneye değil annesinin evine gittiğini, ancak kadının karakola şikayette bulunarak tedbir kararı aldırdığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca zina, olmadığı taktirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına,100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evliliğin başından bu yana şiddet uyguladığını, eşine hitaben, orospu, senden iğreniyorum, pis yaratık, fahişe, sürtük gibi sözlerle hakaret ettiğini, davacının agresif, hırçın ve aşırı kıskanç bir kişiliği olduğunu, evde sürekli sorunlar çıkardığını, eşi istemediği halde zorla cinsel ilişkiye girdiğini, son süreçte davalıyı sokağa attığını, eve girmesine izin vermediğini, bu nedenle davacı hakkında tedbir kararları aldırdığını, aralarındaki geçimsizliğin kadının aldatması değil, erkeğin fiziki ve manevi şiddet uygulanmasından kaynaklandığını, zina iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, zira erkeğin evli olduğu halde başka bir kadınla birlikte fotoğraf çektirdiğini belirterek, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın için 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 500.000,00 manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 16.04.2019 tarihli kararı ile kadının evlilik birliği içerisinde başka erkeklerle telefonla görüştüğü, güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, evde durmadığı, sürekli dışarılara gittiği, eve geç geldiği, ev işleriyle ilgilenmediği, bu durumun uzun yıllardır bu şekilde devam ettiği, erkeğin de tartışmalarda kadına orospu, hayvan, sürtük, kansız gibi kelimelerle hakaretlerde ve küfürlerde bulunduğu, en son aralarındaki tartışmada eşinin boğazını sıktığı, ayrıca seni istemiyorum diyerek evden dışarı çıkardığı, tarafların bu şekilde ayrıldıkları, erkeğin boşanma davası açtıktan sonra başka bir bayanla koluna girmiş şekilde annesinin evine girerken görüldüğü ve yine bu bayanla çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafakaya ve eşit kusur nedeniyle tarafların tazminat talebinin reddine hükmedildiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili, karşı davanın kabulü, kusur tespiti, asıl davanın terditli zina nedenine dayalı boşanma istemi, tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden kaldırılması davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur tespiti, manevi tazminat talebinin reddi, tedbir ve iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda, 04.10.2021 tarihli kararı ile erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasının tartışılmadığını, terditli açılan dava hakkında olumlu olumsuz karar verilmediğini ve kadına yüklenen vakıa yönünden gerekçesiz ve yargısal denetime elverişsiz kusur belirlemesi yapıldığı belirtilerek kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü altbendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararı ile erkeğin hakaret ve şiddet içeren eylemlerde bulunduğu, kadının ise güven sarsıcı eylemlerde bulunduğu, evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği değerlendirilerek nafakaya ve tazminata hükmedildiği, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasında cinsel birlikteliğin gerçekleştiği vakıasının ispat edilemediğinden davanın reddi gerektiği gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine 20.000,00 TL manevi tazminata , erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, zina nedenine dayalı boşanma isteminin reddi, nafakalar, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; yeniden kusur düzenlemesi yapılarak kadının manevi tazminat talebinin reddine erkeğin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, zina yönünden kadının süre gelen eylemlerinin affedildiği kanaatine ulaşılmışsa da, erkeğin çocuklar nedeniyle affetmiş olduğu sadakatsizliklerin 2012 yılı ve öncesine ait olduğunu, kadının anlatılan son sadakatsizliklerinden sonra müşterek yaşamın devamının sağlanması mümkün olmadığını, dosya kapsamı ve ortak reşit çocukların beyanlarıyla sadakatsizlik eylemlerinin duraksamaya mahal vermeyecek şekilde sübut bulduğunu, kadının ısrarla telefon kayıtların getirilmesini istemediğini, hükmedilen fahiş tedbir ve yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğini belirterek zina davasının reddi, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, iddiaların ispatlanamadığını, erkeğin evliliğin yürümemesinde tam kusurlu olduğunu, erkeğin evli olduğu halde başka bir kadınla birlikte fotoğraf çektirdiğini, bunun erkeğin "sadakatsiz" olduğunu ortaya koyduğunu, erkeğin davasının reddine ve karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin zina davasının reddinin doğru olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve manevî tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı maddeleri 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1 Davalı-karşı davacı kadın vekilinin erkeğin boşanma davasının kabulüne ve nafakaların miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.