"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile dilekçeler aşamasının usulüne uygun yapılmadığı belirtilerek hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözü dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava, karşı davaya karşı sunduğu cevap ve asıl davada verdiği ikinci cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, erkeğin ailesini istemediğini, erkeği ve erkeğin ailesini küçük gördüğünü, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, müsrif olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını ve dayanılan vakanın kabul edilmesi durumunda iddianın genişletilmesi kapsamında kalacağını ve bu durumun hukuka aykırılık oluşturacağını, kadının annesi tarafından erkeğe fiziksel şiddet uygulandığını iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, hamilelik döneminde kadınla ilgilenmediğini, baskıcı olduğunu, ortak konutu terk ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 300.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkek tarafından 03.10.2017 tarihinde kadın aleyhine boşanma davası açıldığını, 30.10.2017 tarihinde kadın tarafından karşı dava açıldığını ve her iki davanın da derdest olduğunu, belirtilen davaların yargılaması sırasında erkek ve erkeğin ailesi tarafından kadın fiziksel şiddet uygulandığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 300.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 30.05.2019 tarih ve 2017/738 Esas, 2019/366 Karar sayılı kararı ile; kadının, erkeğe, erkeğin ailesine ve gelen misafirlere ilgi göstermediği, müsrif olduğu, erkeğin ise birlik görevini ihmal ettiği, hamilelik sürecinde kadınla ilgilenmediği, kadının ailesine "Ben sizin kızınızı istemiyorum, terbiyesiz, hadsiz, siz nasıl kız yetiştirmişsiniz" dediği, ortak konutun kilidin değiştirdiği, erkeğin babasının kadın için "Helal olsun evi terk etmesi için çok eziyet ettik ancak evi terk etmedi" dediği, ortak konutun aboneliklerinin erkeğin babası tarafından kapattırıldığı, erkeğin anne ve babasının kadına hakaret ettiği, erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl davanın, karşı davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un(4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafaksı, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 700,00 TL yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve karşı dava ile birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kusur belirlemesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kadın yararına vekâlet ücreti takdirinin hatalı olduğu belirtilerek karşı davanın ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve asıl kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 26.12.2019 tarih ve 2019/1391 Esas, 2019/1431 Karar sayılı kararı ile asıl davada dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulüne uygun olarak yapılmadığı, davacı-davalı erkek vekiline karşı davaya karşı ikinci cevap dilekçesi sunma hakkı tanınmadan, savunma hakkı ve adil yargılanma hakkını kısıtlamak suretiyle yargılamaya devam edildiği, bu durumun usul hatası olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf itirazları incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, usule uygun şekilde yargılama yapılıp sonucu uyarınca karar verilmek üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, ortak konuta geç saatte geldiği, ortak konut ve kadın ile ilgilenmediği, kadının hamileliği döneminde kadınla ilgilenmediği, kadının dışarıya çıkmasına izin vermediği, baskıcı olduğu, kadının satış yaptığı internet sitesini kapattırdığı, kadını istemediğini söylediği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, ortak konutun aboneliklerini kapattırdığı ve kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğin ailesi ile görüşmek istemediği, erkeğin ailesi ortak konuta geldiğinde surat astığı, erkeğin yakınlarına gitmek istemediği, savurgan olduğu bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl davanın, karşı davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, babanın da ortak çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılması gerektiği dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL iştirak nafakası, boşanma davası açmakla ayrı yaşama hakkı hakkına sahip olan kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 800,00 yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, evlilikte geçen süre, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 35.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve karşı dava ile birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminatların ve nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu, erkek yararına tek vekâlet ücreti takdir edilmesinin de hatalı olduğu belirtilerek; karşı davanın ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesi tarafından hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışları yanında erkeğin, birlik görevlerini yapmamak için ortak konutu terk ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de ağır kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kadının ve ortak çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığından hükmedilen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasına ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle karşı davanın ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve vekâlet ücreti yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın, karşı davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafaka miktarlarının yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 326 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyeti anneye verilen ortak çocuk Nevra Amine yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
5.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı- davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (3), (4) ve (5) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere maddî ve manevî tazminatlar, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin Mustafa'dan alınıp ...'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mustafa'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.