Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11379 E. 2023/2341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin, davalı kadına isnat ettiği ve boşanma sebebi olarak ileri sürdüğü hususların bir kısmının dava dilekçesinde yer almaması, bir kısmının ise boşanma davası açıldıktan sonra meydana gelmesi, diğer yandan kadının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini kısmen ihlal etmesinin erkeğin kusurundan daha hafif olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/176 E., 2022/903 K.

DAVA TARİHİ : 27.11.2019- 10.01.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/646 E., 2021/727 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesince özetle; davalı karşı davacı kadının davacı- karşı davalı erkeği hiçbir zaman kocası olarak görmediğini, ... kırıcı ithamlarda bulunduğunu, ... ortamlarında da bu ithamlarını dile getirdiğini, davacı karşı davalının ve ailesinin uyarılarını dinlemeden çalışma kararı aldığını, hiçbir surette evine maddî destek sağlamadığını, maaşını biriktirdiğini söylediğini, müşterek çocuk ile ilgilenmediğini, odasına geçerek sürekli cep telefonu ile uğraştığını, müşterek çocuğun annesinin kendisinden çok telefon ile ilgilendiğini beyan ettiğini, iş çıkışı geç saatlerde evine döndüğünü, müşterek çocuk ders çalışırken soruyu çözmediği için ayağına bastığını ve çocuğun ayağının alçıya alındığını, eşine sevgisinin kalmadığını boşanmak istediğini söylediğini beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacı karşı davalı babaya verilmesine, yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların ... olmadığını evlilik boyunca davacı karşı davalı erkeğin hakaret ve kötü sözlerine maruz kaldığını, davacı- karşı davalı erkeğin kendisini darp ettiğini darp ettiğini, saygı ve sevgi göstermediğini, ... kırıcı sözler söylediğini, kavga çıkararak evden kovmaya çalıştığını, yaş farkının aralarında hep sorun olduğunu, aşırı kıskanç olmasından dolayı hep kısıtladığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yararına 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının dava açılmadan önce karşı tarafça kabulü mümkün olmayacak unsurlar taşıyan hareket ve eylemler içinde bulunduğu, telefon üzerinden yabancı kişiler ile görüşmek suretiylede ... sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının iş çıkışı akşamları dışarı çıktığı, eve geç geldiği ve telefonla kendisine ulaşılamadığı, bu durumun taraflar arasında tartışmaya sebebiyet verdiği, tanık Mukaddes Bilici'nin tarafların arasını düzeltmek için kadın ile konuştuğunda davacı karşı davalı kadının tanığa " ben inadına yapıyorum gideceğim" dediği, tanık davalı karşı davacı ...'e "kardeşim bundan dolayı rahatsız oluyor, böyle davranma" dediğinde kadının " hayır yapacağım " şeklinde tanığa karşılık verdiği, ayrıca davalı karşı davacı kadının müşterek çocuk Muhammed Kaan'a karşı kasten yaralama suçundan ceza aldığı, davacı karşı davalı erkeğin ise kıskanç olduğu, kadına karşı ilgisiz olduğu, davalı karşı davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığı, her iki tarafın da evlilik birliğinden kaynaklanan görevlerini ihmal ettikleri, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine anne ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ve karşı davaya cevap dilekçesinde davalı tarafın ... sarsıcı davranışlarda bulunduğunun iddia edilmediğini, talebin aşıldığını, davacı tarafın tam kusurlu olduğunu, kocanın davasının reddedilmesi gerektiğini, takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakasının az olduğunu belirterek; kocanın davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakaların miktarına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-karşı davalı erkeğin istinaf edilmeyerek kesinleşen kusurlarının kıskançlık, eşine karşı ilgisizlik, eşine fiziksel şiddet uygulaması ve evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince davalı-karşı davacı kadına ... sarsıcı davranış ve müşterek çocuğa fiziksel şiddet uygulaması vakıaları kusur olarak yüklenmiş ise de, somut olayda erkeğin dilekçeler teatisi aşamasında ... sarsıcı davranışa vakıa olarak dayanmadığı, davalı-karşı davacı kadının müşterek çocuk Muhammed Kaan'a karşı kasten yaralama suçundan yargılanarak cezalandırılmasına karar verilen ve hükme esas alınan Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 30.11.2020 tarih, 2020/740 Esas ve 2020/1048 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 03.08.2020 olduğu, bu tarihin her iki boşanma davasından sonra olan döneme denk geldiği, ... sarsıcı davranış ve müşterek çocuğa fiziksel şiddet vakıalarının kadına yüklenmesinin ... olmadığı, davalı-karşı davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği, eve geç geldiği, eve geç gelmesinden rahatsız olan eşine "ben inadına yapıyorum" dediği, bu halde kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının az olduğu ve kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile kadın vekilinin kusur tespitine yönelik istinaf talebinin kabulüne gerekçenin belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadın vekilinin yoksulluk nafakasına, maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılmasına, yerine kadın yararına takdiren aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde kadının ... sarsıcı davranışlarından ve ortak çocuğa şiddetinden bahsedildiği ve ispatlandığı halde kadının az kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğu, kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı belirterek; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmolunan tazminatlar yönünden kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.