Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11387 E. 2023/2578 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri dikkate alındığında düşük olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1730 E., 2022/1134 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/418 E., 2019/359 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının özellikle annesinin ölümünden sonra tutarsız davranışlar sergilediğini, eviyle, eşiyle ve çocukları ile ilgilenmediğini, davacı erkek kalp rahatsızlığı geçirdiğinde ilgilenmediğini, beraber yatmaktan kaçındığını, aşağıladığını, sosyal medyada evli olmadığını yazdığını, gece yarılarına kadar eve gelmediğini, alkollü bir şekilde eve geldiğini, çocuklarla ilgilenmediğini, evde yemek dahi yapmadığını, tek başına tatil planları yaptığını, en son evden kovması nedeni ile davacı erkeğin evden ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuk Mert`in velâyetinin davacı babaya verilmesine, çocuk için 2.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasının davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının ... olmadığını, davacı karşı davalı erkeğin memnuniyetsiz, şikayet eden bir kişi olduğunu, davalı karşı davacı kadına şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, sık sık evi terk edip annesinde kaldığını, eşinin ve çocukların ihtiyaçlarını sormadığını, çocukların hiç bir etkinliğine katılmadığını, kıskanç bir kişi olduğunu, hayatında başka bir erkek olduğu yönünden iftira attığını, annesinin ölümünde bile yanında olmadığını, davalı karşı davacı kadını evden kovduğunu, başkalarının yanında rencide ettiğini, hayatını kısıtladığını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davasının kabulüne, ortak çocuk Mert`in velâyetinin davalı karşı davacı anneye verilmesine, davalı karşı davacı kadın yararına 5.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına 3.000,00 TL iştirak nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde faizi ile bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 28.12.2017 tarihli ön inceleme duruşmasında davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı karşı davalı erkeğin davalı karşı davacı kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, davalı karşı davacı kadının da davacı karşı davalı erkeğe hakaret ettiği, davacıyı iteklediği, bu şekilde davacı karşı davalı erkeğin daha kusurlu hareketleri nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların ve toplumun taraflar arasındaki evlilik birliğinden beklediği menfaatin kalmadığı gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun duruşmadaki beyanı ve fiili olarak anne yanında yaşıyor oluşu da dikkate alınarak velâyetinin davalı karşı davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun giderlerine davacı karşı davalı babanın da katkıda bulunması gerektiği gerekçesi ile 2.000,00 TL tedbir nafakası ile 2.500,00 TL iştirak nafakasının davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, boşanma davası açılmakla ayrı yaşamaya hak kazanan davalı karşı davacı kadın yararına 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, davalı karşı davacı kadının çalıştığı, gelirinin bulunduğu gerekçesi ile yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin daha kusurlu olması, davalı karşı davacı kadının boşanmakla en azından eşinin desteğini yitireceği ve boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğradığı gerekçesi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak davalı karşı davacı kadına verilmesine, davacı karşı davalı erkeğin tazminat ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı karşı davacı kadın vekili; davacı karşı davalı erkeğin boşanma talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı karşı davalı erkeğin müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığının, ev eşyalarını kırdığının, evi bir çok kez terk ettiğinin kanıtlandığını, ortak çocuk Zeynep`i kışkırttığını, çocuk için hükmedilen nafakaların miktarının düşük olduğunu, çocuğun özel bir kolejde okuduğunu, davacı karşı davalı erkeğin bir şirketin genel müdürü olduğunu, ayrıca bir üniversitede öğretim görevlisi olarak ayrıca bir gelir elde ettiğini, davalı karşı davacı kadının gelirinin bahsedildiği kadar olmadığını, kira geliri olmadığını, üzerine kayıtlı taşınmaların üzerinde babasının intifa hakkı olduğunu, davalı karşı davacı kadının ... süredir çalışmadığını, nafaka geliri dışında geliri olmadığını bu nedenle yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı erkek vekili; Mahkemece kusur tespitinin hatalı yapıldığını, müvekkilinin davalı karşı davacı kadına şiddet uyguladığının ispat edilmediğini, davalı karşı davacı kadının kardeşinin yanlı ifade verdiği için kendisinden özür dilediğini, babasının tarafsız olmadığını, ortak çocukların müvekkilinin şiddet uygulamadığını beyan ettiğini, dosyada darp raporunun da olmadığını, tam tersi davalı karşı davacı kadının müvekkiline şiddet uyguladığını, tanıklarca bu durumun beyan edildiğini, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, müvekkilinin aylık 10.271,81 TL geliri olduğunu, davalı karşı davacı kadının gelirinin bunun çok üzerinde olduğunu, ayrıca arabası ve üç tane gayrimenkulü olduğunu, davacı karşı davalı erkeğin belirlenen nafakayı ödeyecek durumda olmadığını belirterek kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, velâyet yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda: eşine fiziksel şiddet uygulayan, hakaret eden erkeğin ağır, eşine hakaret eden, itekleyen kadının az kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kusur tespitinin maddî gerçeğe ve dosya içeriğine uygun olduğu, ağır kusulu olan erkeğin tazminat taleplerinin reddi ile koşulları oluşmakla kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, miktarların makul olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına karar verilmesinin ... olduğu, kadın adına İstanbul Sarıyer'de bir adet, Beşiktaş'ta iki adet taşınmazının bulunması, çalışıyor olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin ... olduğu, uzman aracılığı ve mahkeme hakimince idrak çağındaki ortak çocuk Mert'in beyanı alındığı ve buna uygun olarak velâyetinin anneye verilmesinin usul, yasa ve kamu düzenine uygun olduğu, velâyete ilişkin hükümlerin kesin hüküm niteliği taşımayıp değişen durum ve koşullar karşısında her zaman dava açılabileceği, velâyeti kendisine verilmeyen ebeveynin çocukların giderlerine katkıda bulunma zorunluluğu gözetilerek ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesinin ... olduğu, bunların miktarlarının da hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı karşı davacı kadın vekili; davacı karşı davalı erkeğin boşanma talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı karşı davacı kadının bir kusurunun kanıtlanmadığını, tanık beyanlarının soyut ve genel ifadeler olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının belirlenen kusur durumuna göre az olduğunu, çocuk için hükmedilen nafaka miktarının az olduğunu, çocuğun özel bir kolejde okuduğunu, davacı karşı davalı erkeğin bir şirketin genel müdür olduğunu, bir üniversitede öğretim görevlisi olarak ayrıca bir gelir elde ettiğini, davalı karşı davacı kadının çalışıyor olmasının yoksulluk nafakasına hükmedilmesine engel olmadığını, davalı karşı davacı kadının gelirinin bahsedildiği kadar olmadığını, kira geliri olmadığını, üzerine kayıtlı taşınmaların üzerinde babasının intifa hakkı olduğunu belirterek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nafakasının ve tazminatların miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı erkek vekili; Mahkemece kusur tespitinin hatalı yapıldığını, müvekkilinin davalı karşı davacı kadına şiddet uyguladığının ispat edilmediğini, davalı karşı davacı kadının kardeşinin yanlı ifade verdiği için kendisinden özür dilediğini, babasının tarafsız olmadığını, ortak çocukların müvekkilinin şiddet uygulamadığını beyan ettiğini, dosyada darp raporunun da olmadığını, tam tersi davalı karşı davacı kadının müvekkiline şiddet uyguladığını, tanıklarca bu durumun beyan edildiğini, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesi gerektiğini, müvekkilinin aylık 10.271,81 TL geliri olduğunu, davalı karşı davacı kadının gelirinin bunun çok üzerinde olduğunu, ayrıca arabası ve üç tane gayrimenkulü olduğunu, davacı karşı davalı erkeğin belirlenen nafakayı ödeyecek durumda olmadığını belirterek kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, velâyet yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri gerekip gerekmediği, velâyete ilişkin düzenlemenin ortak çocuğun ... yararına uygun olup olmadığı, tazminat ve nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri; 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 ... maddeleri

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı karşı davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun`un 50 ve 51 ... maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının davalı karşı davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat yönünden BOZULMASINA,

3. Davacı karşı davalı erkeğin tüm, davalı karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Tanju'ya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Rahime'ye geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.