Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11397 E. 2024/3294 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma sonrası yapılan bir limited şirket hisse devir protokolünden kaynaklanan alacak ve borç iddialarına ilişkin itirazın iptali davasında, mahkemenin bozma kararına uygun hüküm kurup kurmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma ilamına uygun şekilde, davacı-karşı davalının boşanma sonrası davalı-karşı davacılara verdiği borç üzerinden itirazın iptaline karar vermesi ve bozma kapsamı dışında kalıp kesinleşen hususlara müdahale etmediği gözetilerek yerel mahkeme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/2 E., 2022/4 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasındaki itirazın iptali ve alacak davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı karşı davalı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 27.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden ... vekili ve davalılardan ... geldiler. Başkaca gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı-karşı davacı ...'nin daha önce evli olup boşandıklarını, diğer davalının da çocukları olduğunu, müvekkilinin boşanma sırasında sahibi olduğu ... Dekorasyon şirketinin sahibi olduğu % 50 hissesini davacı-karşı davalılara bıraktığını, aralarında bunun yapılan sözleşme ile koşullara bağlandığını, protokol gereği ... plakalı Kia Bongo Kamyonet ile ... plakalı Ducato marka aracın müvekkiline devredileceğini, bu güne kadar devir yapılmadığı gibi araç bedellerinin de ödenmediğini, yine sözleşmeye göre şirket başkalarına devredilirse satış bedelinin 1/4'ününde müvekkiline ödeneceğini, şirketin tüm varlıkları ile ... İnşaat Tic.Ltd. şirketine devredildiğini, devir bedelinin 375.000,00 TL olduğunu, ancak devirden sonra hissesine düşen miktarın ödenmediğini, davalılar borçlarını ödemek için müvekkilinden borç istediklerini müvekkilinin Volvo aracını sattığını ve bedelini davalılara verdiğini, bu borcun da kendisine ödenmediğini, sözleşme gereği müvekkilinin kredi kartları borcu ödenmesi gerekirken bunlarında ödenmediğini, müvekkilinin bu nedenle davalılara Ankara ....Noterliğinin 09.11.2006 tarihli ihtar gönderdiğini, ancak davalıların olumsuz cevap verdiğini, müvekkilinin bu nedenle davalılar aleyhine Ankara 1.İcra Müdürlüğünün 2007/692 Takip sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, ancak davalıların itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacılar vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 03.10.2005 tarihinde boşandıklarını, eşler arasında boşanma davası devam ederken davacıya ait şirketin hisselerinin devrinin gündeme geldiğini, davacı-karşı davalının bu şirkete müvekkilinin eşi olması nedeni ile hissesi olduğunu, müvekkilinin boşanmak istemesi nedeni ile protokol yapıp imzalama şartı ile davalı-karşı davacının boşanmayı kabul ettiğini, müvekkilinin şirketin tüm borçlarını kabul ederek sözleşmeyi imzaladığını ve şirketin kızları ...'ya devredildiğini, şirkete ait araçların devrinin davacı-karşı davalının yeni bir şirket kurması ve birlikte çalışılması halinde devrinin sözkonusu olduğunu bunun gerçekleşmediğini, bu nedenle araçların devir işleminin yapılmadığını, ... plakalı aracın davacının bir arkadaşına 12.000,00 TL bedelle yapıldığını, diğer aracın değerini mahsuben de toplam 16.500,00 TL'nin davacı-karşı davalının hesabına gönderildiğini, ... plakalı araç bedelininde 9.200,00 TL olarak davacı-karşı davalının arkadaşı .... isimli şahsın banka hesabına davacı-karşı davalının bilgisi dahilinde gönderildiğini, müvekkilinin iki araç bedeli olarak davacıya 25.700,00 TL ödediğini, müvekkillerinin davacı-karşı davalıya 2.819,00 TL fazla ödeme yaptıklarını, şirketin davacı-karşı davalının tehdit ve baskıları nedeni ile iş yapamaz hale geldiğini, şirketin 3. şahsa devredilmediğini, halen gayri-faal halde olduğunu, ... . A.Ş.ye satıldığını, Volvo marka aracın davacı-karşı davalının aracı olduğunu, kredi borçları ve diğer borçların müvekkili tarafından ödendiğini, bu araca ilişkin borçlarının olmadığını, müvekkilinin davalı-karşı davacının Garanti Bankası Bonus Kredi Kartına ilişkin 2.717,49 TL, Platinium kartınada 3.193.59 TL ödediğini, davalının sözleşmeye aykırı şekilde kartları kullandığını, müvekkilinin davacıya ait Card Finans Gold Kartın 2.794,68 TL Borcunu ayrıca Yapı Kredi World Gold Kart'ın 5.100,77 TL borçlarını ödediğini, müvekkillerinin davacıya borçları olmadığını, yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini, ayrıca 114.800,00 TL İcra inkar tazminatına hükmedilmesini, müvekkilinin devir protokolü gereği ödemesi gerekenden fazla miktarda davacının kredi kart borçlarını ödediğini, fazla ödenen toplam olan 9.208.08 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı-karşı davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.12.2010 tarih ve 2007/181 Esas, 2010/409 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, 30.296,69 TL asıl alacak ile 1.788,47 TL işlemiş faiz için yapılan takibe vaki itirazın iptaline, takibin bu miktarlar üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden takip talebinde istenen miktarda faiz yürütülmesine, fazla istemin ve inkar tazminatı talebinin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2.Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 16.05.2012 tarih ve 2011/6140 Esas, 2012/14377 Karar sayılı ilamı ile, Mahkemenin ve tarafların da kabulünde olduğu üzere, eldeki davanın, davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacı ... arasında boşanma davası kapsamında tanzim edilen protokol hükümlerinin yerine getirilmediği iddiasına dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan takibe yönelik itirazın iptali davası niteliğinde olduğu, dava konusu uyuşmazlığın bu hali ile boşanma davasına sas protokol hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığından Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerektiği, davaya bakmaya Aile Mahkemesinin görevli olduğu, Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek; hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararını müteakip, Ankara 1. Aile Mahkemesinin 10.04.2014 tarihli ve 2013/642 Esas, 2014/477 Karar sayılı kararı ile, davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... evli iken Ankara 3. Aile Mahkemesinin 2005/782 Esas sayılı dosyası ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince boşandıkları, bu dosyaya sunulan protokole göre birbirlerinden hiçbir çıkar, alacak taleplerinin olmadığı, tarafların boşanma kararı olan 03.10.2005 tarihinden önce 19.09.2005 tarihinde Ankara ...Noterliğinin 20405 yevmiye nolu sözleşmesini yaptıkları, aynı gün 20404 yevmiye nolu sözleşme ile davacı ...'in ... Dekorasyon şirketini davalıya devrettiği, satış bedelini aldığını beyan ettiği, davacı-karşı davalı ...'in daha sonra Ankara 1.İcra Müdürlüğünün 2007/692 sayılı takip dosyası ile 236.180,00 TL asıl alacak, 51.109,00 TL faiz olmak üzere 287.289,00 TL alacak talebinde bulunduğu, davalılarca takibe itiraz ettikleri, taraflar arasında düzenlenen şirket devir sözleşmesine göre davalılar adına kayıtlı olan... ve ... plakalı araçların 12.712,00 TL ve 10.169,49 TL'ye satıldığı, bedellerinin davacı-karşı davalıya ödenmediği ve ödenmesinin gerektiği, Volvo marka araç ile ilgili sözleşmede bir hüküm olmadığı, davacı-karşı davalının bu alacağını ispat edemediği, bu nedenle bu alacak için icra takibinin mümkün olmadığı, aynı şekilde diğer araçların kira bedelleri konusunda bir anlaşma olmadığı, bu nedenle kira bedellerinin istenemeyeceği, zaten bedeller için faiz talebinde bulunulduğu, şirketin devrinin ise dosyadaki faturalara göre toplam 79.660,80 TL olduğu ve bunun 1/4 orandaki miktarının davacı-karşı davalıya ödenmesi gerekirken ödenmediği, yapılan sözleşmeye göre kredi kartları borçlarının ödenmesi gerektiği, ödenip ödenmediği yada kimin tarafından ödendiği konusunda dosyaya belge sunulmadığı, bu nedenle bu konuda alacak talebinde bulunulmasının mümkün olmadığı, karşı dava yönünden ise fazla ödeme yapıldığının davalı-karşı davacılar tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, asıl alacak için Ankara 1.İcra Müdürlüğünün 2007/692 Esas sayılı dosyasındaki talebe konu 48.250,00 TL asıl alacak ile 1.980,60 TL işlemiş faiz için yapılan takibe yönelik itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağa talep tarihinden itibaren faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin talebin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, karşı davanın reddine yönelik verilen karara karşı, süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 07.02.2017 tarih ve 2016/10033 Esas, 2017/1210 Karar sayılı kararı ile Mahkeme hükmün gerekçesinde kendi yaptığı hesap usulünü Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde göstermediği, kararın, gerekçesi itibarıyla Yargıtay denetimine elverişli nitelikte olmadığı, denetime olanak vermeyecek şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu, hükmün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar verildiği, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilerek hüküm bozulmuştur.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Mahkemenin 20.10.2020 tarihli ve 2017/564 Esas, 2020/209 Karar sayılı kararı ile; Yargıtay ilamı gereğince tarafların dayandıkları banka kayıtları delilleri üzerinde bu talep yönünden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bu bağlamda, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolünde birbirlerinden evlilik birliğinden kaynaklı mal rejimine ilişkin olarak da hak ve alacak talep etmediklerini belirttikleri, şirket devir protokolünün 16.09.2005 tarihli, şirket hisse devir senedinin 19.09.2005 tarihli, boşanma kararının 03.10.2005 tarihli olduğu, davacının davalılara devrettiği hisse senedi devir senedinde şirketi aktif ve pasifiyle devrettiğini, hisse bedelini aldığını beyan ettiği, 16.09.2005 günlü protokole yapılan atıf olmadığı, 03.10.2005 günlü boşanma kararında tarafların birbirlerinden hak ve alacak talep etmediklerinin karara yazıldığı ve kararın 13.10.2005 tarihinde kesinleştiği ve tarafların boşanma protokolünde taleplerinin olmadığının açıkça yazılı olması dikkate alındığı gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı-karşı davalı tarafından kendi davasının reddi yönünden; davalı-karşı davacılar tarafından ise asıl davanın reddi yönünden hükmolunan vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.

2.Dairemizin 25.05.2021 tarih ve 2021/1133 Esas, 2021/3825 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında akdedilen 16.09.2005 tarihli limited şirket hisse devir protokolünden sonra davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... (Özata) arasında 03.10.2005 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü düzenlendiği, tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ve anlaşmalı boşanma protokolünün tasdikine dair karar 13.10.2005 tarihinde kesinleştiği, tasdik edilen anlaşmalı boşanma protokolünde tarafların karşılıklı hak ve alacaklarının bulunmadığına dair beyanları, anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte tarafların mevcut hak ve alacaklarının tasfiyesine yönelik olup anlaşmalı boşanma kararından sonra doğan alacakları kapsamadığı, banka kayıtları ve tetkike elverişli 18.03.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu nazara alındığında davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacılara anlaşmalı boşanmadan sonra 49.275,00 TL borç verdiği ve bu borcun davacı-karşı davalıya geri ödenmediği, o halde davacı-karşı davalının itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile davalı-karşı davacılara borç olarak verilen 49.275,00 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre davalı-karşı davacıların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, yapılan yargılama, bozma ilamı ile bu zamana kadar kazandırılan tüm bilgi, belge ve deliller ile tüm değerlendirmeler sonucunda; banka kayıtları ve tetkike elverişli 18.03.2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu nazara alındığında, davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacılara anlaşmalı boşanmadan sonra 49.275,00 TL borç verdiği ve bu borcun davacı-karşı davalıya geri ödenmediğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davacı karşı davalının davasının kısmen kabulü ile; Ankara 1 İcra Dairesinin 2007/692 Esas sayılı takip yönünden itirazın iptali ile 49.275.00 TL miktar açısından takibin kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatın şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddedilen kısmı, faize hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın kabul edilen kısmı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacı-karşı davalı tarafından, davalı-karşı davacılar aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davanın kısmen kabulünün yerinde olup olmadığı, bozmaya uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 313 üncü ve devamı maddeleri geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 6 ncı maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 42 nci ve devamı maddeleri, 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerince yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,08.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.