Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11399 E. 2023/940 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Baba ile çocuk arasında daha önce tesis edilmiş kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince toplanan deliller, tanık ifadeleri, sosyal inceleme raporu ve çocuğun beyanı dikkate alınarak, çocuğun üstün yararına aykırı bir durum olmadığı ve velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir sebep bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 4. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki velâyet, nafaka ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalı ile 2010 yılında boşandıklarını, ortak çocuğun velâyetinin annesine verildiğini, davalı tarafın velâyet görevini kötüye kullandığını, ortak çocuğun babası ile görüşmesine engel olduğunu, davalının 10 yıllık süre içerisinde nafaka talep etmediğini sonrasında ise nafaka borcunu icraya koyarak erkeği zor durumda bıraktığını, davalının küçük bir evde kök ailesi ile birlikte 6 kişi olarak yaşadıklarını, tek kişinin çalıştığını, sağlıklı bir aile düzenlerinin bulunmadığını, ortak çocuğunun davacının ikinci eşinden olan kardeşleri ile 10 yıl boyunca hiç görüşüp kaynaşamadığını iddia ederek ortak çocuk ... 'un velâyetinin davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesi ile iştirak nafakasının ortadan kaldırılmasına, bu talebin reddi halinde çocukla babası arasında her hafta olacak şekilde yatılı olarak kişisel ilişki tesis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacı ile 2010 yılında boşandıklarını, erkeğin 10 yıldır ortak çocukla görüşmek için bir girişiminin olmadığını ve iştirak nafakasını ödemediğini, birikmiş nafakaların tahsili için davacı tarafından icra takibi başlatılmasının ardından tepki mahiyetinde velâyetin değiştirilmesine ilişkin dava açıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuğun velâyetinin değiştirilmesini gerektirir ciddi ve inandırıcı delillerin dosyaya sunulmadığı, ortak çocuğun anne yanında kurulu düzeninin olduğu, ortak çocuğun yaşı itibariyle velâyet kavramını anlamlandırabilecek gelişim düzeninde olduğu da dikkate alınarak, tanık beyanları, ortak çocuğun görüşü ve sosyal inceleme raporu neticesinde velâyet sorumluluğunun annede kalmasının uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; davalının, ortak çocuk ile babanın görüşmesine engel olduğunu, ortak çocuğu babasına karşı doldurduğunu, çocuğun üstün yararı gereği taraflara danışmanlık tedbiri uygulanmasına ilişkin talebin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, yine çocuğun üstün yararı gereği kişisel ilişkinin güçlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddi yönünden karara itiraz etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın velâyetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin olduğu, İlk Derece Mahkemesince toplanılan deliller, tanık ifadeleri, sosyal inceleme raporundaki tespit ve değerlendirmeler ile çocuğun beyanı dikkate alındığında çocuğun alıştığı ve benimsediği ortamdan ayrılmasını ve velâyetin anneden alınmasını gerektirir bir durumun varlığının tespit edilemediği, anne yanındaki düzenin bozulmasının çocuğu olumsuz etkileyeceği yönündeki sosyal inceleme raporundaki tespitler neticesinde davanın reddine ilişkin verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, her ne kadar kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin davacının terditli talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamışsa da, bu talebe ilişkin koşulların da oluşmadığı değerlendirildiğinde davanın reddine ilişkin kurulan hükmün sonuç itibariyle doğru olduğundan bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesiyle; davalı kadının ortak çocuk ile baba arasındaki görüşmelere engel olduğunu, ortak çocuğun üstün yararının gözetilerek taraflara terapi uygulanmasına ilişkin karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, rapor tanziminin taraflarla ayrı görüşmeler neticesinde oluşturulmasının hatalı olduğunu, ortak çocuğun beyanının davalının yönlendirmeleri ile şekillendiğini, ortak çocuğu üstün yararı açısından baba ile her hafta olacak şekilde yatılı kişisel ilişki tesis edilmesi ile danışmanlık tedbiri uygulanmasını talep ederek kararın kişisel ilişki yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı baba ile ortak çocuk arasında daha önceden tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini veya tedbir uygulanmasını gerektirir nitelikte bir durumun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesinin birinci fıkrası, Birleşmiş milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 3 üncü maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 1 inci maddesi, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (b) bendi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.