"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3106 E., 2022/2223 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden temyiz eden davalı-davacı ... vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf katılma yoluyla temyiz eden davacı-davalı ... ve vekili gelmediler. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2009 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, tarafların anlaşamadıklarını, aynı çatı altında yaşama durumlarının olmadığını, iki yıla yakın zamandır tarafların ayrı yaşadığını, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın ise reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelarında özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, erkek vekili tarafından sunulan CD içeriğini kabul etmediklerini, hukuka aykırı yolla oluşturulduğunu, kadına ait olmadığını ve hükmü esas alınamayacağını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL iştirak nafakası, nafakanın enflasyon oranında arttırılmasına, kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası, 4.000,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın enflasyon oranında arttırılmasına, 300.000,00 TL maddî tazminat, 400.000,00 TL manevî tazminat, nafakalara ve tazminatlara yasal faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli, 2017/460 E., 2019/456 K. sayılı kararıyla; erkeğin, aile konutunu kadının bilgisi dışında sattığı, bu suretle ekonomik şiddet uyguladığı, asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ise ispatlanmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların fiilen anne yanında yaşadıkları dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 150,00 TL iştirak nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 150,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyle veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 20.01.2021 tarihli ve 2019/2068 Esas, 2021/75 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışları yanında erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiği ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, kadının ise sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, ancak kadının kabul edilen davası erkek vekili tarafından istinaf edilmediğinden erkeğin davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve erkeğin asıl davayı açmakta haklı olması sebebiyle kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleştiği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında tazminat miktarlarının isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların ihtiyaçları, nafakanın niteliği dikkate alındığında iştirak nafakaları miktarlarının az olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin isabetli olduğu, ancak miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında az olduğu belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davayı açmakta erkek haklı olduğundan yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadın aleyhine hükmedilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları, vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 02.11.2021 tarihli, 2021/2622 Esas, 2021/8040 Karar sayılı kararıyla; somut olayda; davacı-karşı davalı erkeğin karşı davaya cevap (asıl davada cevaba cevap) dilekçesinin davalı- karşı davacı kadına tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş davacı-karşı davalı erkeğin karşı davaya cevap dilekçesinin davalı-karşı davacı kadına tebliği sağlanıp dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanmasından sonra, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, taraflarca üzerinde anlaşılamayan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirerek bir sonuca ulaşmaktan ibaret olduğu, açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin hüküm tesisinin ise hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu ve bozmayı gerektirdiği belirtilerek; davalı-karşı davacı kadın vekilinin temyiz başvurusunun kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulduğu ve yargılamaya devam edilerek dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlandığı, davacı-karşı davalı erkek vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen erkek vekilinin duruşmalara katılmadığı ve asıl davanın 26.05.2022 tarihinde işlemden kaldırıldığı, 3 aylık yasal süre içerisinde de yenilenmediği, erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmadığından erkeğe yüklenen kusurlu davranışların kesinleştiği, her ne kadar erkek vekili tarafından kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve bu vakıanın CD içerisinde bulunan yazışmalar ile ispat edileceği iddia edilmişse de kadın tarafından mesaj içeriklerinin kabul edilmediği, yapılan inceleme neticesinde de mesajların ne zaman oluşturulduğu, kimin tarafından oluşturulduğunun tespit edilemediği ve CD içeriğindeki mesajların hükme esas alınamayacağı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, ekonomik şiddet uygulayan, birlik görevini ihmal eden ve sadakat yükümlülüğünü ihlal eden erkek eşin tam kusurlu olduğu, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği ancak kadının davası yönünden erkek vekilinin kanun yolu itirazında bulunulmadığı ve erkeğin davasının konusuz kaldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının oluştuğu, ancak hükmedilen tazminat miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü dikkate alındığında az olduğu, ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği dikkate alındığında az olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın yararına yoksulluk nafakası şartının oluştuğu, ancak nafaka miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, günün ekonomik koşulları, nafakanın niteliği dikkate alındığında az olduğu belirtilerek; davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile karar gerekçesinin belirtildiği şekilde düzeltilmesine, asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada yapılan yargılama giderlerinin erkeğin asıl davayı açmakta haksız olduğu dikkate alınarak erkek üzerinde bırakılmasına, asıl davada kadın yararına maktu vekâlet ücreti takdirine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 600,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakası, 600,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere, davacı-karşı davalı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, tam kusurlu kadın yararına tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadının çalıştığı ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği kadın yararına nafaka takdir edilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve kadın yararına hükmedilen nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, tazminatların ve nafakaların miktarlarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu dikkate alındığında az olduğu belirtilerek; tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar Azra ve Mehmet Efe yararına hükmedilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarları yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davacı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınıp ...'a verilmesine,
Aşağıdaki temyiz giderinin ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,
Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,28.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.