"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1169 E., 2022/2260 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/134 E., 2021/39 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı boşanma davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar velâyet yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kusur belirlemesi, boşanma hükmündeki kanun maddesi, erkeğin davasının kabulü ile kadının manevî tazminat talebi yönünden kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kadının boşanma davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, maddî tazminat, nafakalar ve velâyet yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kadın yararına maddî tazminata hükmolunmasına dair karara karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Erkeğin maddî tazminata yönelik istinaf başvurusu da esastan reddedilmiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı maddî tazminat miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğin maddî tazminata yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalı-karşı davacı kadının maddî tazminat miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacı-karşı davalı erkeğin itirazları ile davalı-karşı davacı kadının reddedilen yön dışındaki itirazları bakımından gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalı kadının müvekkili ile ailesinin arasını açtığını, kardeşleri ile arasını bozduğunu, evlilik birliği içinde sürekli kavga ve tartışmalar çıkardığını, cinsel sağlık sorunları bulunduğunu, huzur kaçırdığını, davalı kadının evlilik birliği içindeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili ve evi ile ilgilenmediğini, evde kahvaltı hazırlamadığını, davalı ve ailesinin müvekkiline hakaretler ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap özetle; müvekkili hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu, davacı erkeğin agresif bir yapısı olduğunu, müvekkili ile zorla cinsel ilişkiye girdiğini, müvekkiline şiddet uyguladığını, evdeki eşyaları kırıp döktüğünü, müvekkiline harçlık bırakmadığını, müvekkilini para istediği zamanlarda "git dilen, yüzüncü yıla çık" şeklinde sözler söylediğini, müvekkiline küfür ve hakaretler ettiğini, aile birliğinden ... yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evi ve çocuğuyla ilgilenmediğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL Tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; eşine şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği, aile birliğinden ... yükümlülüklerini yerine getirmediği, evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, çocuğuyla ilgilenmediği, eşine harçlık bırakmadığı ve bu şekilde kusurlu olduğu; kadının da evde temizlik yapmadığı, yemek yapmadığı ve eşini baskı altına aldığı; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu, tarafların dava açmakta haklı oldukları; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu belirtilerek her iki boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına; tarafların velâyet konusundaki istem ve görüşleri, uzman incelemesindeki değerlendirmeler ve toplanan delillere göre küçüğün yaşı, sağlık ve eğitim durumu, alıştığı ortam ve tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusurları ile dava süresince gözlemlenen eğilimleri değerlendirilerek ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına; ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına; kadın için takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 650,00 TL' ye çıkartılmasına, kadının bir mesleği ve düzenli bir gelirinin olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 650,00 TL yoksulluk nafakasına; tarafların kusur durumları göz önüne alınarak kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının boşanma davasının reddi gerektiğini, müvekkili aleyhine tazminatlar ve nafakalara hükmedilmesinin ... olmadığını, miktarların fazla olduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini belirterek; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin boşanma davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; erkeğin boşanma davasının kabulü ile kusur belirlemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı dava ve karşı davada, anlaşmalı boşanma durumu sözkonusu olmadığı halde her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesinin hatalı olduğu; ayrıca sunulan delillerle kadının kusurunun ispat edilemediği, bu nedenle erkeğin boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin de isabetsiz olduğu, yine erkeğin; eşine şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği belirtilmekte ise de, söz konusu eylemler eski tarihli olup sonrasında evlilik birliği devam ettirildiğinden bu eylemlerin erkeğe kusur olarak yüklenilmesinin de ... olmadığı; dosya kapsamına göre; erkeğin; evi, eşi ve çocuğu ile ilgili sorumluluklarını yeterince yerine getirmeyerek birlik görevlerini ihmal ettiği; erkeğin bu eylemleri nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsılmış olup bu nedenle kadının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüne karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu; erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediği, bu sebeple kadının manevî tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüne, erkeğin boşanma davasına yönelik İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkeğin boşanma davasının reddine; kadının karşı boşanma davasına dair İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi ile boşanma kararında 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası olarak gösterilen madde numarasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası olarak düzeltilmesine; kadının manevî tazminat talebine dair İlk Derece Mahkemesi kararındaki düzenlemenin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının manevî tazminat talebinin reddine; İlk Derece Mahkemesince ortak çocuğun yaşı, psiko-sosyal gelişimine yönelik menfaat ve ihtiyaçları gözetilmek suretiyle velâyetin anneye verilmesinin ... olduğu, kadın yararına maddî tazminata hükmolunmasında, kadın ve ortak çocuk yararına nafakalara hükmolunmasında isabetsizlik olmadığı belirtilerek tarafların diğer istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının istinaf başvurusunun kabulünün hatalı olduğunu, müvekkilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan reddinin hatalı olduğunu, müvekkilinin davasının kabulü gerektiğini belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının boşanma davasının kabulü, erkeğin boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi, maddî tazminat, nafakalar, velâyet yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin eylemlerinin eski tarihli olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, müvekkilinin manevî tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, maddî tazminatın az olduğunu belirterek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve maddî tazminat miktarı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesi, asıl ve karşı boşanma davalarının kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, affın gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına maddî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası hükmedilmesi için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, maddî tazminat ve nafaka miktarları, kadının manevî tazminat talebinin reddinin yerinde olup olmadığı, velâyetin düzenlenmesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 ... maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi, 371 nci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı-karşı davacı kadının maddî tazminat miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Tarafların diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.