"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma ve ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile iştirak nafakasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; sürekli olarak şiddet gördüğünü, buna rağmen çocuklarının hatırı için davalıya katlandığını ama artık katlanma gücünün kalmadığını, en son yaşadıkları darp olayından sonra davalıdan ayrılmaya karar verdiğini, davalının çocukları da darp ettiğini, ziynetlerin erkekte kaldığını iddia ederek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın ve çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, 5 tane 22 ayar bileziğin aynen, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili 10.12.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle iddialarının asılsız olduğunu, kadının kendisini tırmalayarak boynunu ve yüzünü yaraladığını, karakolda bulunan darp raporlarını ibraz edeceğini, davacının müşterek çocuklarına şiddet uyguladığını ve darp ettiğini öğrendiğini ileri sürerek kadının davasının reddine, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05.01.2021 tarihli ve 2018/991 Esas, 2021/14 Karar sayılı kararıyla; erkeğin kadına şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının tazminat taleplerinin süresi içinde sunulmayan cevaba cevap ile talep edildiği, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulü ile tarafların boşanmasına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddî ve manevî tazminatlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın hatalı olduğunu, ziynet eşyası talepleri yönünden ziynetlerin erkekte kaldığını ispatladığını, evden şiddet nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını, iştirak nafakasının miktarının az olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 09.09.2021 tarih ve 2021/1026 Esas, 2021/2231 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili maddî ve manevî tazminatlar yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın hatalı olduğunu, ziynet eşyası talepleri yönünden ziynetlerin erkekte kaldığını ispatladığını, evden şiddet nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığını, iştirak nafakasının miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Dairenin 31.01.2022 tarih ve 2021/9213 Esas, 2022/812 Karar sayılı kararı ile kadının evden fiziksel şiddete uğrayarak bir süre sonra ambulans ile hastaneye götürülmek suretiyle ayrıldığı, sonrasında müşterek haneye hiç geri dönmediği, davalı erkeğin ise kadının evde kaldığını iddia ettiği 5 adet bileziğin kadın tarafından götürüldüğü yönündeki iddiasını ispata yarar delil ibraz edemediği bu nedenle talep edilen 5 adet 22 ayar bilezik yönünden davanın kabulünün gerektiği; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuklar 2011 doğumlu ..., 2012 doğumlu Boran ve 2015 doğumlu Furkan'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile hükmün bu yönlerden bozulmasına bozma kapsamı dışında kalan sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesi Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; uyulmasına karar verilen bozma ilamı gereğince 5 adet 22 ayar bilezik yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği; tarafların sosyal ekonomik durum araştırmaları da dikkate alınarak müşterek çocukların her biri için ayrı ayrı daha uygun miktarda iştirak nafakasına karar verilmesi gerektiği; kesinleşen yönlerden yeniden karar verilmesine yer olmadığı gerekçesi ile boşanma, velâyet, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden karar kesinleşmiş olduğundan bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 5 adet 22 ayar 22 gr bileziğin davalı tarafından davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde 22.000,00 TL nin 10.000,00 TL lik kısmının dava tarihi olan 27.11.2018 tarihinden, 12.000,00 TL lik kısmının ise 01.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 400,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının evden ayrılış şekli ispatlanmış olduğu halde, tüm talepleri yönünden ziynet alacağının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğunu beyanla usul ve kanuna aykırı kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ziynet alacağı davasının kabulünün hatalı olduğunu, kadının altınları giderken yanında götürdüğünü, bunca yıllık evlilik sonrasında altınların tamamının erkekten istenilmesinin hakkaniyete sığmadığını beyanla usul ve kanuna aykırı kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında iştirak nafaka miktarının uygun olup olmadığı ve ziynet alacağının kısmen kabulü yönünde kurulan hükmün usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 352 inci madde, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.